Diyalog Gazetesi
2015-01-14 08:11:03

Fikir üretmeden ileri adım atılamaz

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 14 Ocak 2015, 08:11

Rum tarafı en zor koşullarda dahi, propaganda faaliyetlerinden vazgeçmez...
Tam tersi çalışmaları daha da yoğunlaştırır...
Propaganda faaliyetlerinde temel hedef Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığını ve bunun sahibinin Kıbrıslı Rumlar olduğunu kabul ettirmektir...
Bir ikinci önemli husus ise Türkiye’yi işgalcilikle suçlamaktır...
Şimdi bu iki önemli madde üzerinde kafa yoralım...
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahibi Kıbrıslı Rumlar mıdır?..
Elbette değil...
Fakat; dünya kamuoyuna bu şekilde baskı yapıyorlar...
Ve büyük ölçüde başarılı oluyorlar...
İkinci maddeye geçelim...
Yani Türkiye’nin işgalcilikle suçlanması meselesine...
Türkiye buraya niçin geldi?..
Adayı işgal için mi, yoksa akan kanı durdurmak için mi?..
Türkiye, Kıbrıs’a gelmeseydi adanın Yunanistan’a ilhakını kim önleyecekti?..
Elbette hiç kimse...
Öyleyse; bu iki yanlış tez konusunda Türk tarafı neden sesini yükseltemiyor?..
Neden haklı olduğu bir davayı anlatamıyor?..
Neden; aleyhteki propaganda karşısında sesiz kalıyor?..
Çözüme karşı mı geliyoruz?..
Yalan, yanlış propaganda faaliyetlerine karşı çıkmak, çözüme karşı çıkma anlamına mı geliyor?..
Kesinlikle hayır...
Ne var ki; içimizde önemli bir kesim, yalan, yanlış propaganda faaliyetleri karşısında sessiz kalmayı tercih ediyor...
Gerçeklerin böyle olmadığını anlatmaktan kaçınıyor...
Neden?..
Barış aleyhtarı olmamak için!!!
Çok enteresan bir durum...
Hem üzücü, hem de zarar verici bir siyaset anlayışı...
Halbuki; gerçekleri anlatmak ve ısrarla savunmak, bu ülkede kalıcı bir barış için şarttır...
Gerçekleri savunmaz ve başınızı dik tutmazsanız, yalan üzerine kurulacak yeni bir ortaklığın çok kısa sürede yıkılacağını ve bu kez hiç kurtuluş şansınızın olmayacağını bilmek zorundasınız...
Diz çökmekle olmaz
Kıbrıslı Türkler şu an itibarıyla Rumlardan daha kötü bir durumda değildir...
Ay başında maaşını almayan bir kamu görevlisi yoktur...
Kuzeyde iflas eden hava yolu şirketinin çalışanları devlette işe alındı...
İflas eden bankaların birçok çalışanı da öyle...
Ama Rum tarafında kapanan kamu kuruluşlarının çalışanları beş parasız ortada kaldı...
Hiç kimse onlara sahip çıkmıyor...
Onlar, bundan 10 yıl önce, ‘zavallı, fakir Kıbrıslı Türklere’ iş verdiklerini söylüyor, bu şekilde propaganda yapıyorlardı...
Gerçekten de binlerce insanımız uzun süre güneyde çalışarak para kazandı...
Güney kapısı kapandığı zaman ise birçoğu sıkıntıya düştü...
Şimdi, Rumlarda her iki kişiden birisi iş bulamıyor...
Binlerce işsiz kişiye iaşe yardımı yapılıyor...
İşte bu değişimi dikkate alarak, Kıbrıslı Türklerin de bazı adımlar atması gerekiyor...
Tek taraflı beklenti içinde olmadığımızı, dayanışmaya hazır olduğumuzu hem onlara, hem de dünyaya göstermeliyiz...
Diyalog’un ‘ortak hava yolu’ ve işsiz kalan Cyprus Airways çalışanlarının KKTC’de istihdam edilmelerine yönelik önerisinin temelinde bu görüş vardır...
“Bu ülkede biz de varız ve şimdi onlardan daha iyi durumdayız” demek için...
Dayanışma kültürüne sahip olduğumuzu göstermek için...
Böylesi fikirleri peşin hükümle reddedenlere söyleyecek bir sözümüz yok...
Ama yeni fikirler yaratmadan ileri gidilemez...
İster iş hayatında...
İsterse devlet yönetiminde...
Yeni fikirlerle ilerleyebilirsiniz...
Ya da olduğunuz yerde kalır, acınacak duruma düşersiniz...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.