Diyalog Gazetesi
2014-08-18 08:37:28

Fanos’u kim ödüllendirecek?

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 18 Ağustos 2014, 08:37

Kıbrıs sorununun çözümünü ve adanın yeniden birleşmesini istiyoruz...
İki toplumun ‘barış ve dostluk içinde’ yaşamasını da istiyoruz...
Ama, bu birleşmenin bizleri bir daha 1974 öncesindeki karanlık günlere götürmeyecek garantilerle sağlamlaştırılmasını da şart koşuyoruz...
Yaşanan bunca acı olaydan sonra gözü kapalı bir şekilde ‘önümüze konacak herhangi bir belgeye’ imza atamayız...
Kıbrıslı Rumların ve dünyanın bizi anlamasını rica ediyoruz...
Peki bizi anlamaları için ne yapmalı?..
Geçmişte bizlere yaşatılanları anlatmak için yüzlerce sayfadan oluşan 3-5 tane kitap basmaya gerek yok...
Önümüzde çok taze bir belge var...
Üstelik bu belge Kıbrıslı Rum gazeteci Fanos Konstantinidis tarafından kaleme alındı...
Konstantinidis; Güney Kıbrıs’ta oluşturulan ‘Kıbrıs Dosyası Komitesi’ne, 15 Ağustos 1967’de meydana gelen Köfünye (Geçitkale) olaylarına ilişkin mükemmel bir belge sundu...
Bu belgede, Rum liderliğinin, Atina’dan onay alarak, Köfünye’deki Kıbrıslı Türklere yönelik silahlı saldırılar yer alıyor...
Masum 24 Kıbrıslı Türkün öldürülmesini ve bine yakın insanın evsiz bırakılmasını konu eden bu belge, KKTC yönetimi ve Ankara için altın değerindedir...
Kuşkusuz ‘sandıkta saklamak’ bir işe yaramaz...
Bunu her yerde göze çarpacak bir şekilde kullanmak gerekiyor...
Fanos ne diyor?..
Rum gazeteci Fanos Konstantinidis, 15 Ağustos 1967’de, faşist EOKA’nın kurucusu ve lideri general Grivas’ın, Kıbrıslı Türklere yönelik kapsamlı bir saldırı planı hazırladığını belirtiyor ve bu planı uygulamaya koymazdan önce Atina’dan onay aldığını itiraf ediyor...
Dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios ise, bir din adamı olarak, Türk kanı akıtılmasını tüm gücüyle destekliyor...
Hatta, Grivas’a “öyle bir saldırı olacak ki; etkili sonuç alacaksınız” diyor...
Yani o köyde Türk kalmayacak!..
Enosis’e giden yolda ne kadar engel varsa ortadan kalkması öngörülüyor...
Üstelik adada Bişrleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin bulunduğu bir dönemde bu olay gerçekleşiyor...
Gazeteci Fanos, operasyon gecesi (15 Ağustos 1967) dönemin Hükümet Sözcüsü Miltiadis Hristodulu’nun, aralarında kendisinin de bulunduğu gazetecileri ofisine çağırdığını ve şu talimatı aktardığını açıkladı:
“Baylar, bu akşam Köfünye’de General Grivas ve Milli Muhafız Ordusu tarafından yapılmakta olanlar Kıbrıs hükümetinin emriyle yapılıyor. Türkler kurban verdiği ve Türkiye de istilayla tehdit ettiği için sizden ricam, olayları geniş yansıtmayın, mümkünse resmi açıklamayla sınırlı kalın.”
Yıllarca suçlamaları reddettiler
Rumlar, hükümetin emri gereğince yıllarca bu gerçekleri inkar ettiler...
Hatta 2004 yılında Annan Planı’na ‘Hayır’ diyen dönemin Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos, Avusturya’da yayımlanan br gazeteye verdiği demeçte “Bir tek Kıbrıslı Türk öldürülmedi” demişti...
Ne yazık ki; Kıbrıslı Türkler ve Ankara’daki hükümerler de, EOKA’nın silahlı saldırılarını ve katliam hareketlerini dünyaya anlatamadılar...
Propaganda savaşında her zaman galip gelen taraf Rumlardır...
Bizimkilerin söylemleri ise Lefkoşa’daki Dikilitaş’ın ötesine gidemedi...
Şimdi Türk tarafının elinde çok güçlü kozlar vardır...
Bunları, sırf barış ortamı bozulsun diye kullanalım demiyoruz...
Tam tersi barış için ilerlerken, geçmişteki olayların bir daha yaşanmaması için, bulunacak çözümün ‘sağlam garantilerle’ donatılması için öneriyoruz...
Kıbrıslı Türkler bir daha, 1974 öncesinin koşullarına dönmemelidir...
Hiç kimse, hiçbir güç, Kıbrıslı Türkleri, 1974 öncesindeki gibi savunmasız bir konuma sürükleme girişiminde bulunmamalıdır...
Adada barış olacaksa, hem Kıbrıslı Türklerin, hem de Kıbrıslı Rumların geleceği garanti altına alınmalıdır...
Bizler; Kıbrıs sorununun mümkünse bu yıl içinde çözüme kavuşmasını istiyoruz...
Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ‘bir adım önde’ politikasını sürdürüyor...
Öyleyse; Kıbrıslı Rumlar ‘güvenlik endişemizi’ anlayışla karşılamalı ve iki tarafı da mutlu edecek bir anlaşmaya destek vermelidir...
Endişelerimizi, çözümsüzlük politikası olarak değerlendirmesinler...
“Geçmişten ders almayanlar, gelecekte aynı sonuçla karşılaşmaya mahkumdurlar” atasözü boşuna söylenmiş değildir...
Bizler de geçmişten çıkardığımız dersler doğrultusunda hareket ediyoruz...
Ayrıca ‘gerçekleri günışığına çıkaran’ Rum gazeteci Fanos Konstantinidis’in ‘barış nişanı’ ile ödüllendirilmesini öneriyoruz...
Bunu Sayın Eroğlu da yapabilir, Sayın Talat da...
Ayrıca Sayın Anastasiadis de yapmalıdır...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.