“Kıbrıs’ta Tsunami olmaz” diyenlere inanmayın...
Onların coğrafya bilgileri yoktur...
Geçtiğimiz yılın 22 Aralık günü Kıbrıs’ın kuzeyini öyle bir vurdu ki bu Tsunami, Antik Liman
7 bin 979 tane gemiyle birlikte sulara gömüldü...
Bir zamanlar Halil Bozuk tarafından çalıştırn lokantanın buzluklarında, turistlere yedirmek için 33 bin 888 tane şeftali vardı...
Kısmet olmadı, kebaplar yapılamadı...
Onlar da suyun altında kaldı...
Yüzlerce araba, motosiklet, bisikler, tümü denizin altına girdi...
Büyük felaket sonrasında bölgeye giden bakanlar derhal bir kriz masası oluşturdu...
Bakanlardan biri ‘Denizcilik uzmanlarına’ talimat verdi:
Ne gerekirse yapın...
Onlar da işe koyuldular...
Geceli gündüzlü uğraştıkları halde, denizin altında kalan gemileri, arabaları, motosiklet ve bisikletleri çıkaramadılar...
Halil Bozuk’un lokantasına ait şeftaliler de bulunamadı...
“O zaman denizin üstündekilere bakalım” dediler...
Baktılar ki; bir adet elektrik direği yerde yatıyor...
Kablolar etrafa dağılmış...
Hap birlikte direğe sarılmışlar, ama olduğu yerden kaldıramamışlar...
Derhal bu direği kaldırmak için proje çalışması başlatmışlar...
Birisi Çin teknolojisini önermiş, diğeri Amerikan...
Neticede direği yerden kaldırmak için 3 aylık ek bir süreye ihtiyaç duyulduğunu bir raporla bakanlarına bildirmişler...
Bakan onları kutlamış...
“Aferin arkadaşlar başardınız... İşte devlet ciddiyeti, yönetim başarısı budur... Araştırıp, bulacak ve raporunuzu hazırlayacaksınız...”
Mükafatsız olur mu?
Bakan’ın güzel sözleri; uzmanları o kadar çok duygulandırmış , o kadar çok mutlu etmiş ki sormayın...
Bundan cesaret alarak söz istemişler...
Bir tanesi “Sayın bakanım artık bu kadar çalışma karşısında 14’üncü maaşı hak etmedik mi?” diye sormuş...
Bakan “elimde olsa 24 maaş bile verirdim ama, maliye bende değil” demez mi?..
Artık o kadarı da olacak...
Bir gün eğitimde, bir gün ulaştırmada, bir gün turizmde...
Öyleyse bir sonraki hedef Maliye...
O da olur inşallah...
Morali bozulan memuru teselli etmek için diğer uzman söz alarak bakana sormuş:
“Sayın bakanım yarın işe kaçta gelelim...”
Bakan mesai saatlerinin değiştiğini söylemiş...
“Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri sabah 8’de gelip, 12.30’da yemeğe gidersiniz...
13.30’da geri döner 17.00’de bitirirsiniz. Cuma günü bizzat direnmem sonucunda mesai bitirimini 16.00’ye çektim... Kıymetimi bilin, köylünüze de söyleyin...”
13.30’da geri döner 17.00’de bitirirsiniz. Cuma günü bizzat direnmem sonucunda mesai bitirimini 16.00’ye çektim... Kıymetimi bilin, köylünüze de söyleyin...”
Bir başka uzman ayağa kalkıp “ama sayın bakanım biz eskiden 15.00’e kadar çalışıyorduk” demiş...
Tam da o sırada bakanın telefonuna BRT’den mesaj düşmez mi!!!
Tamam arkadaşlar, madem ki beğenmediniz; şimdi size müjdeyi veriyorum:,
“O saatler sendika ile yaşadığımız 29 bin 939’uncu savaşın sonucunda az önce geri alınmıştır...Ama biliniz ki bu bir ateş-kes anlaşması... Şartlar bir ay sonra yeniden gözden geçirilecektir...”
Kazanız mubarek olsun sayın bakanım...
Tam da Aziz Nesin’lik oldu bu bu mesai meselesi...
“Eyyy insanlar duyduk duymadık demeyin, mesai saatleri yine değişti...”
Dünü bırakın, bugüne bakın...
Mart’a kadar Allah kerim amin...
*******
Sosyal medyadan 2 alıntı:
Bir Duyuru
Okul saatlerinin değişmesinden dolayı otobüs saatleri değişmiştir.sabah tan otobüslerimiz daha önce olduğu gibi 6:40 da yerinden hareket edip Dikmen köy meydanında 7:00 de olup yoluna devam edecektir.bilginiz olsun
Ayrıntılı bilgi için 05428776896 dan bana ulaşabilirsiniz
Mehmet Özsezer
*******
Eee deli olacan dikkatli ol saat başı havadisleri kaçırmaaa...
Ozan Ak