Kıbrıs Cumhuriyeti devleti vardır...
Hem Birleşmiş Milletler’in, hem de Avrupa Birliği’nin üyesidir...
Kıbrıslı Türkler; 1963’te silahlı saldırılar sonucunda bu devletten dışlandıkları için adada tarihi değişimlerin yaşandığı ve 1983’te KKTC’nin kurulduğu da bir gerçektir...
Tanınmamış olması bu gerçeği değiştirmez...
KKTC’nin varlığı 2004 yılında bizzat Birleşmiş Milletler tarafından gerçekleştirilen referandumla teyit edildi...
Müzakereler halen ‘İki Kurucu Devlet’ esası üzerinde yürütülüyor...
Mustafa Akıncı, KKTC’nin yüceltilmesi için çalışacağına dair ant içen Cumhurbaşkanıdır...
Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, bakanların, milletvekillerinin, 15 bini aşkın kamu görevlisinin, 15 bin dolayında emeklinin, 30 bin dolayında şehit ailesinin, malul gazilerin, yardıma muhtaç insanların, sakatların maaşlarını ödeyen, her ay 70 binden fazla çek dağıtan KKTC devletidir...
Parlamentoda temsil edilen siyasi partilere ve belediyelere bütçeden pay ayıran, çiftçinin, hayvancının kuraklık parasını, mazot ve yem katkısını karşılayan, spor kulüplerine katkı yapan da KKTC devletidir...
Bu gerçeği inkar etmek veya reddetmek ciddiye alınabilecek bir yaklaşım şekli değildir...
Unutulan yıldönümü
KKTC’nin nimetlerinden yararlanıp, KKTC’yi yok saymak kabul edilemez...
KKTC’ye sahip çıkmak, her alanda ilerlemesini sağlamak ise başta parlamentoda yemin veren siyasilerin görevidir...
Ne var ki; geride bıraktığımız 15 Kasım günü KKTC’de resmi tatil vardı ama bir bayram havası yoktu...
En önemli yerlere dahi KKTC bayrağı asılmadı...
Alsancak’tan Lefkoşa’ya kadar olan yol boyunca bayrak asılmadığı gibi, tören alanında da bu eksiklik dikkat çekti...
Böylesi bir ihmalin baş sorumlusu elbette hükümet ve belediyelerdir...
Devleti savunduğu ve yaşatma iddiasında olan şimdiki hükümetin ve ilgili belediyelerin en hassas konuda sergilemiş oldukları bu duyarsız davranış son derece üzücüdür...
Başka bir ülkede, başka bir devlette böylesi bir davranış biçimini görmek imkansızdır...
Bunu sergilemeye çalışanlar karşısında en ağır ceza yasaları yürürlüğe girer...
Ne var ki; KKTC devletinde, diğer tüm konularda olduğu gibi ciddi devlet kuralları ve yönetim iradesi yoktur...
Bir de Rumlara bakalım
Bazı kesimlerin her fırsatta örnek gösterdiği Rum tarafına da bakalım...
Yunanistan’ın ‘OHİ’ günü olan 28 Ekim’de tüm meydanlar, kent içi yollar, hatta ana yollar Yunan bayraklarıyla donatıldı...
Bayraklar bir hafta süreyle direklerden indirilmedi...
Üstelik, devletin kuruluş yıldönümünde değil, Yunanistan’ın milli gününde bunlar yapıldı...
Evet, birçok alanda bizden ileride oldukları doğrudur...
Özellikle de devlet ciddiyetinin korunması ve iradenin her alanda kendini göstermesi konusunda başarılı oldukları inkar edilemez bir gerçektir...
KKTC’yi yönetme iddiasında olanlara örnek olmalıdır...
Yönetim zaafiyeti, milli günlere, hele de devletin kuruluş yıldönümü kutlamalarına kadar kendini gösterecek noktaya gelmişse, geleceğe umutla bakabilmemiz mümkün değildir...
Çok üzgünüz...