Diyalog Gazetesi
2017-04-16 09:23:08

Değişmeyen kafalar

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 16 Nisan 2017, 09:23

 Kıbrıslı Rumlarla aynı adayı paylaşıyoruz...
 Ama çok uzun yıllardan beri sosyal ilişkilerimiz yok denecek kadar azdır...
 Peki bunun sebebi nedir?..
 İngilizleri silah zoruyla adadan gönderdikten 3 yıl sonra; bizlere yönelik ‘temizlik hareketini’ başlatmalarıdır elbette...
 “Zito Enosis” diyerek üzerimize kurşun yağdırdılar...
 Bazı köylerde insanları canlı canlı toprağın altına gömdüler...
 Karma köylerde yaşayan Kıbrıslı Türklerin çoğunu silah tehdidiyle bölgeden uzaklaştırıp, mülklerine ‘bir şekilde’ el koydular...
 Gerçekleri saklamakla hiçbir yere varamayız...
 Gerçekleri konuşmak, iki toplumlu federal bir çözüme karşı çıkmak değildir...
 Gelecekte aynı sorunların yaşanmaması için gerçekleri konuşmak şarttır...
 Sadece konuşmakla da olmaz...
 Gerekli önlemleri zamanında almak zorundasınız...
 “Boşver canım, bir daha aynı şeyleri yapamazlar” diyemezsiniz...
 Şimdiki halde bile birçok şey yapıyorlar...
 Güneye geçen Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıları sürdürüyorlar...
 Mağazalarda tek kelime Türkçe açıklama yapmıyorlar...
 Türk tarafına geçen yabancıların bizim esnaftan meşrubat almasına dahi izin vermiyorlar...
 Ayrıca bizlere hala ‘Bellos Turkos’ diyorlar...
 Yani ‘Ahmak Türkler...’
 
Bunu kabul ediyor muyuz?..

Kıbrıslı Türkler ahmak insanlar mıdır?..
Bizleri devlet olanaklarından mahrum bıraktıkları 1960’lı yıllardaki gibi ticarette başarısız; açlıktan sürünen insanlar mıyız?..
Elbette değiliz...
Ama onlar bizlere hala ‘Bellos Turkos’ demekten geri kalmıyorlar...
Bu sözü geçtiğimiz gün Larnaka-Lefkoşa yolunda seyahat ederken aracının önünü keserek, eşinin yanında saldırdıkları ve tartakladıkları Erfem Günsay’a söylediler...
Adamın yüzüne tükürerek ‘Bellos Turkos’ diye bağırdılar...
Utanmazlığa bakın siz...
Kıbrıslı Türklere hala ‘Ahmak Türkler’ diye hakaret ediyorlar...
Ve Rum polisi bunları tutuklamıyor...
Rum mahkemeleri bunları yargılamıyor...
Rum siyasileri, çirkin saldırıları kınamıyor...
Bırakın Rumları, bizdeki siyasiler de kınamıyor...
Sosyal demokratlığı; her ne koşulda olursa olsun Rumlarla uzlaşı olarak gören ve kendi halkını korumaktan aciz olanları bir kenara bırakalım...
Sözde milliyetçi hükümetimiz nerede?..
Saldırıya uğrayan kendi vatandaşlarının hakkını aramıyor, Birleşmiş Milletler Barış Gücü ve AB yetkililerine iki satırlık bir kınama yazısı göndermiyorlar...
İşte insanı en fazla üzen de Kıbrıs Türk siyasetinin içine düştüğü bu durumdur...
İlgisizlik, tepkisizlik, umursamazlık...

Yarın çözüm olursa...
 
Peki bu şartlar altında Rumlarla nasıl uzlaşacağız?..
Olası bir anlaşma sonrasında neler yaşanacak?..
Bunları iyice düşünmek ve adımlarımızı ona göre atmak zorundayız...
Ve gerçekleri artık daha yüksek bir sesle konuşmalı, ilgili taraflara gerekli mesajları vermeliyiz...
Evet; Kıbrıs’ın bir barış adası olmasını ve insanların medeniyet içerisinde yaşamasını istiyoruz...
Savaşların son bulmasını diliyoruz...
Ne var ki; Rumlar bizimle paylaşıma hazır değildir...
Bunu anlamayanlara şaşmak lazım...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.