Diyalog Gazetesi
2017-10-22 11:55:40

Cesaret, kararlılık ve başarı

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 22 Ekim 2017, 11:55

Kıbrıs gibi küçük ülkelerde, ciddi, çalışkan ve demokratik yönetimler oluşturursanız sorunları çözmek kolaydır...
İnsanların konut ve ulaşım sorunlarını çözmek gibi...
Yolları ve kaldırımları sürekli yenileme şansınız vardır...
Çare üretirseniz her tarafı yeşillendirebilirsiniz...
Fert başına düşen milli geliri artırabilir, insanlarınızı mutlu edebilirsiniz...
Üstelik bizlerin en büyük şansı; savunma giderlerimizin olmamasıdır...
Türkiye hem sınırlarımızı bekliyor, hem de askeri harcamaların tamamını karşılıyor...
Altyapı giderlerimizin tümünü karşıladığı gibi, sıkıştığımız zamanlarda cari bütçeye katkı yapıyor...
Peki bizleri yönetenlere ne iş kalıyor?..
İşte bu sorunun yanıtı çok önemlidir...
Bizi yönetenlere düşen görev; Türkiye’den sağlanan paralalarla çıkılan ihalalerin doğru dürüst yapılması ve denetimden geçilrilmesidir...
Yeni yapılan bir yolun kısa sürede çökmesine göz yumulmamasıdır...
Devletin parasını doğru yönde kullanmaktır...
Yolların güvenliğini sağlamak, halkın huzurunu artırmaktır...
Planlı üretim yapmak ve ihracatı başarmaktır...
Halkın sağlıklı gıdalar tüketmesini sağlamak, bunun için de sürekli denetim yapmak, üreticiyi eğitimden geçirmektir...
Devlet kadrolarına sadece gerekli durumlarda istihdam yapmak ve işe göre adam tayin etmektir...
Yatırımcılara işkence çektirmek yerine, destek olacak birimler oluşturmak, bürokratik engelleri ortradan kaldırmaktır...
Yatırımların faydalarını halka anlatmak, parmağın arkasına saklanmamaktır...
Ada ülkelerinde en önemli sektör turizmdir...
Turist sayısını artırmak için ciddi projeler üretmek, turistlerin en hızlı şekilde adaya ulaşmalarını sağlamak ve her alanda güvenliği sağlamaktır...
Limanları etkili bir şekilde kontrol etmektir...
Trafikte anarşi yaratılmasına izin verilmemelidir...

Trafik endişe verici durumda

İşte burada biraz duralım...
Son günlerde trafik kazalarında meydana gelen artışlar 7’den 70’e herkesi korkutuyor ve endişelendiriyor...
Kırmızı ışıkta durmanın suç olduğu bir ülke haline gelindiği zaman, burada hiçbir şekilde gelişme sağlayamaz, gelenleri mutlu edemezsiniz...
Sadece kamuda değil, özel sektörde çalışma koşullarının bu kadar rahat olduğu bir ülkede, yola çıkan insanların bu kadar aşırı süratle ve dikkatsizce araç kullanmaları karşısında devletin gücü ortaya çıkmalıdır...
Ama o güç çoktan yok oldu...
O güç artık yerinde değildir...
O gücün olmaması nedeniyle de kırmızı ışıkta duran sürücüler, bunu benimsemeyen kural tanımazlar tarafından tehdit edilir duruma geldi...
Bundan 10 yıl önce trafik sorunlarını tartışırken, küçük ülkemizin bugünkü gibi sahipsiz bir duruma geleceğini aklımızın ucundan dahi geçirmezdik...
Kırmızı ışıkta durmayan ve insanların üzerine çıkarak dehşet saçan sürücüler kimden cesaret alıyor?..
Bir şişe viski veya rakıdan sonra yollara çıkan sürücüler kimlere güveniyor?..
Polise ‘Seni kurşun manyağı yapacağım” diyen ve ailelerini ölümle tehdit edenlerin güvendikleri dağları kimler yarattı?..

Oturup düşünelim

Bir ülkede yasadışılığın hakim duruma gelmesinin sonucunda nelerin olabileceğini herkesin ciddi ciddi düşünmesinde fayda vardır...
Bu tür tehlikeler her an, bizleri bu duruma getirenlerin kapısını da çalabilir...
O nedenle bir ‘Hodri Meydan’ da yasa dışılığa karşı çekelim...
Polisin eleman eksikliğini derhal gidermek suretiyle yollarda dakika başı denetim başlatalım...
Bunu olsun beceremeyenleri değiştirmekten ve teşhir etmekten çekinmeyelim...
Her fırsatta Türkiye’ye saldırmak veya yapılmayan işlerde topu Ankara’ya atmak yerine, kendi sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız...
Aksi halde hepimiz bu düzenin kurbanları oluruz...
Yazık ve günah değil mi?.. a
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.