İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog, Türkiye’ye resmi ziyaret yaptı. Bu oldukça önemli bir adım. Sayın Herzog bu ziyaret öncesi, Güney Kıbrıs’ı ve Yunanistan’ı ziyaret etti. Bunlar, son yıllarda Doğu Akdeniz ve Ege’de meydana gelen ciddi gerilimin tarafları arasında yumuşama gelişmesine katkı sağlar.
Bu ziyaretlerin, Ukrayna - Rusya sıcak savaşı ve ABD, NATO ile Rusya’nın silahsız savaşı sırasında olması çok önemlidir. Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için gerçekleşen Crans Montana ve Cenevre’deki 5’li Konferansı Sayın Anastasiadis devirdi. Siyasi yorumcular ve gözlemciler bu Konferansı çıkmaza sokan Sayın Anastasiadis’in bu cesareti, dönemin İsrail Başbakanı Sayın Yetenyahu’dan aldığını ifade ettiler. Daha sonra Doğu Akdeniz’de hidrokarbon yatakları üzerinden meydana gelen askeri, siyasi ittifaklar ve Türkiye’yi devre dışı bırakmak niyetlerinin yol açtığı ciddi gerilim bunu doğruladı. İsrail’de Sayın Netenyahu Başbakanlığı kaybetti. Yeni kurulan 8 partili İsrail Hükümeti farklı bir siyaset izlemeye başladı. Bu arada ABD, Doğu Akdeniz gazlarını Avrupa’ya taşıyacağı ifade edilen ve Türkiye’yi devre dışı bırakmayı amaçlayan EASTMED projesinden desteğini çekti. Ama ABD şirketi EXXONMOBİL, Katar ortaklığı; 10. Parseldeki sondaj faaliyetlerine devam etti. Geçen makalelerimde, “Kıbrıs Cumhuriyeti” Enerji Bakanının ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi ile platformu ziyaretini ele almıştım. O ziyarette yapılan konuşmalar dünden farklı bir siyasetin gelişeceğinin göstergesi idi... Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı bunu gösterdi. Avrupa’nın enerji ihtiyacının Rus Hidrokarbonlarına dönük bağımlılığına son vermek veya çok azaltmak için atılan adımlar bunu netleştiriyor. Yani bunu ne Ukrayna Rusya savaşı başlattı, ne de bu savaş, bir şekli ile bittikten sonra da enerji temelli bu çok yönlü siyasi ve çatışmalı hal duracak.
Mesele tek kutuplu dünyanın, çok kutuplu bir hale dönmesini engellemek veya tek kutuplu halin etkisini daha da devam ettirmek üzerine kuruludur. Bu nedenle de iki NATO üyesi olan Türkiye ve Yunanistan’ın, ayrıca İsrail ile Körfez ülkelerinin, bu zamanda çatışma ve gerilim içinde olması ve bunun yüzünden bu hidrokarbonların Avrupa enerji piyasasına girmesinin gecikmesi denklemi bozar.
Kısacası tek kutuplu dünya ile çok kutuplu dünya bakışının çatışması başladı. Bu nasıl bir sonuç verir bilinmez. Ancak açık olan bir gerçek var. Dünya yeni bir güç şekillenmesinin arifesindedir. Ünlü Marksist düşünür Antonio Gramsci’nin bir sözünü bu dönemde hatırlamakta fayda var.
Gamsci, “Eski dünya ölüyor. Yenisi ise henüz ufukta gözükmüyor ve bu alaca karanlıkta dünya canavarları görüyor” demişti. Soğuk savaş bittiğinde ve Varşova Paktı çökünce, Yeni Dünya Düzeni belli bir umut doğurmuştu. Ama o alacakaranlıkta, “canavarlar” boy verdi. Balkanlarda, daha sonra da Irak, Suriye, Libya, Afganistan’da milyonlarca insanın ölmesi, yıkımların yaşanması ve milyonlarcasının da mülteci olmasına yol açtı. Şimdi bu canavarlar, Ukrayna’da fink atıyor.
Bu gelişmeler; Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs halkları arasında bir işbirliği ortamı gelişmesine ve buna İsrail ile Körfez ülkeleri de eklenirse; Suriye ve Irak’ta çok can alan bu canavarın dizginlenmesi ve Doğu Akdeniz ile Ege’nin, “canavara kapalı bölge” haline dönmesine katkı sağlayabilir. Enflasyon ateşi ile yanan insanlar olarak, barış ve işbirliği ihtimaline yol açacak her gelişmeyi değerlendirmemiz gerekir. Bölgemizi, “canavara kapalı” hale getirmek önemli iş olmalıdır.
“Canavara kapalı bölge”
Paylaş