Anastasiadis; Türkiye’nin garantörlüğünü özetle şu sözlerle yorumluyor:
“Kıbrıslı Rumlar için sürekli tehdit...”
Neden?..
Türkiye’nin adaya ne zaman ve hangi şartlarda geldiğini bilmiyor mu?..
Kıbrıslı Türklerin can ve mal acısı yaşadığı 1963-74 yıllarında Türkiye buraya gelmedi...
Kıbrıslı Türkler köylerinden ve devlet hizmetlerinden kovulurken de gelmedi...
Türkiye’yi buraya Yunan Cuntası getirdi...
Türkiye sadece Kıbrıslı Türkleri değil, cuntanın temizlemeye başladığı Makarios yanlılarını da korudu...
Sürgünde bulunan Makarios’un adaya dönmesini sağladı...
Yunanistan’a demokrasiyi geri getirdi...
Türkiye son 43 yıldan bu yana Kıbrıslı Rumlara saldırmadı...
Hiç kimsenin burnu kanamadı...
O halde hangi tehditten söz ediyoruz?..
Türkiye’nin burada olması nedeniyle, EOKA’nın uzantısı olan ELAM’ın saldırıları sınırlı kaldı...
Yoksa neler olurdu neler...
Gerçekleri bilmeyen yok
Şimdi bu yazdıklarımızın tümünü Amerikalılar da Avrupalılar da biliyor...
Fakat ziyafet masalarında Anastasiadis’e “haklısın” diyorlar...
Hatta AB garantisinin yeterli olabileceğini söylüyorlar...
Ne var ki; Türkiye’nin çekilmesi durumunda ikinci adım İngiliz üsleridir...
Zaten AKEL liderliği bunu gizlemiyor...
“Önce Türk işgalini sonlandıralım, sonra Kıbrıslı Türk yoldaşlarımızla birlikte İngiliz üslerini söküp atacağız” diyorlar...
İngiliz Yüksek Komiserliği de bu açıklamaları kendi hükümetine ve Kraliçe’ye gönderiyor...
Öyleyse; mevcut sistemin değiştirilmesini hayal ederek bir sonuca varılamayacağını Rum liderliği ve Yunanistan artık anlamalıdır...
Kıbrıs’ta yeni savaşlar istemiyoruz...
Türk-Yunan dostluğunun gelişmesinden yanayız...
Binlerce Yunan şirketinin Türkiye’de faaliyet göstermesi, dostluğa verdiğimiz önemin en somut kanıtıdır...
Buna karşın korku varsa, saldırmazlık anlaşması da yapılabilir...
Demokrasilerde çareler tükenmez...
Cumhurbaşkanı Akıncı, bu çareleri onlara anlatmalıdır...