Diyalog Gazetesi
2016-09-11 11:32:08

Böyle de gitmez (1)

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 11 Eylül 2016, 11:32

 “Ekonomik örgütler çözüme hazır mı?” sorusuna yanıt aranırken “Çözümsüzlük devam ederse bugünkü yapı sürdürülebilir mi?” sorusunu gündeme getirenler vardır...
Gerçekten çözümsüzlük halinde bugünkü yapı sürdürülebilir mi?..
Yani Kıbrıslı Türkler ve bizimle yaşamayı tercih ederek, ikametlerini Kıbrıs’ın kuzeyine taşıyan insanlar bu şekilde mi yaşamaya devam edecek?..
Kabus halini alan trafik konusundaki ciddiyetsizlik ve denetimsizlik devam mı edecek?..
 Yollarımız bakımsız mı kalacak?..
Kırmızı ışıkta durmamak kural halini mi alacak?..
Cep telefonuyla konuşarak veya mesajlaşarak araç kullananlara ödül veren bir ülke durumuna mı geleceğiz?..
Eksoz emisyon ölçümüyle ilgili kararlar tozlu raflarda mı bekletilecek?..
Kullandığımız akaryakıtın kalitesini denetleme cesaretini gösterecek siyasiler ve bürokratlara toplum olarak “devam mı?” diyeceğiz?..

Kalp dayanmıyor

Trafik en korkulu rüyamızdır...
Bir başka korku ise kalp ve kanser hastalıklarındaki patlamadır...
Bu yılın ilk 7 ayında sadece Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde 813 hastaya anjiyo yapılması dikkat çekicidir...
Devlet Hastanesi dışında özel hastanelerde, Güney Kıbrıs’ta ve Türkiye’de yüzlerce anjiyonun ve kalp operasyonlarının yapıldığını biliyoruz...
Parası olanların ilk tercihleri zaten Kıbrıs’taki özel veya Türkiye hastanelerin yanı sıra Güney Kıbrıs’taki hastane veya özel kliniklerdir...
Peki bu insanların kalpleri niye alarm sinyalleri veriyor?..
Sigara ve alkolün dışındaki stresli yaşamı dikkatlerden uzak tutmamak gerekiyor...
Çocuk yaştaki evladı eve geç gelen, uyuşturucu batağına saplanan veya meyhane masalarında sabahlayan insanların ne ağır bir stres altında yaşadığını düşünebiliyor musunuz?..
Peki uyuşturucu, alkol ve sigara konusunda gençleri nasıl eğiteceğiz?..
Öldürücü maddelerin ülkeye girişini nasıl engelleyeceğiz?..
Başka ülkeler bu konuda hangi yöntemleri uyguluyor, uyuşturucu kaçakçılarıyla nasıl mücadele ediyor?..
Başarılı olan ülkelerden kopya almak bizim gibi küçük bir ülke için bu kadar zor mudur?..
Havamız da zehirliyor

Yılın hemen her gününde güneş görebildiğimiz bir ülkede yaşıyoruz...
Buna karşın havamızda kirlilik oranı, İngiltere’nin de üzerinde...
Peki neden böyle?..
Elbette birçok nedeni var...
Teknecik Elektrik Santrali’ne hala bir filtre takılamadı...
Araçların egsozlarından çıkan zehirleri önlemek için çıkarılan ceza yasaları uygulanmadı...
Zamanında bakımı yapılmayan yüzlerce devlet aracından da zehir yayılıyor...
Çakıl, kum taşımacılığı denetim altına alınmadı...
Belediye araçları bile, kamyonlarla kontrolsüz bir şekilde çöp taşıyor...
Boş araziler, yarım inşaatlar, hatta inşaatı tamamlanan bina çevrelerinden atıklar toplanmıyor...
Toplanması yönünde önlem alınmıyor...
Popülizmin ötesinde hiçbir şey yapmayan belediyeler bu konuda karar üretemiyor...
Çevre Bakanlığı’nın adı var, icraatı yok...
Sebze ve meyve üretiminde aşırı dozda zehir ve hormon kullanımı sürüyor...
Ekmek fırınlarının büyük bir çoğunluğu denetlenmiyor...
Hastalıklı hayvan satışlarına göz yumuluyor...
Böylesi bir durumda insanların kanser belasına yakalanmaması mümkün mü?..
Elbette değil...
 Öyleyse bu saydıklarımızla kim ilgilenecek?..
Bunları kim düzeltecek?..
Halk bu sorulara yanıt arıyor ama bulamıyor...
************ 
Yarın: Yanlış yönlendirmeler ve yanlış politikalar
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.