Güzel bir günde Kıbrıs sorunuyla ilgilenmemize gerek yok...
Büyük çabalar sonucunda Kıbrıslı iki liderin ve 3 garantör ülkenin 28 Haziran’da Cenevre’de toplanacak olması çok önemlidir...
Ancak; Kıbrıs’ta yaşayan herkesin kaderini değiştirecek kadar önemli olan bu toplantıyı ‘mesai günlerinde’ tartışırsak daha yararlı olacak...
Akıncı ne verecek, ne alacak?..
Garantörlük şartları zayıflarsa ileride neler olabilecek?..
Türkiye, garantörlük şartlarında Rumların isteklerini karşılamaz ve müzakereler yeniden koparsa; Temmuz ayında adanın her iki tarafında yeni sondaj faaliyetlerinin başlaması, hava sıcaklığını ne kadar artıracak?..
Bunlar hep konuşulması ve tartışılması gereken önemli konular...
Kuşkusuz; beklenmedik bir anda ‘tarafların uzlaşması’ ve kısa süre içinde referanduma gidilmesi halinde, yaklaşık 90 bin Rum’un döneceği bölgelerde ikamet eden Kıbrıslı Türklerin ‘nerede’ iskan edileceği de çok önemlidir...
Bu konuda ‘yeniden göç edeceklere yönelik’ ayrı bir referandum da yapılabilir!..
Soru 1: Geldiğiniz köye (Mesela Ayyanni’ye) mi gitmek istersiniz, yoksa kuzeyde mi kalmak istersiniz?..
Cevap kuzey ise, o zaman diğerine geçelim...
Soru 2: Bundan sonraki yaşamınızı Kuzey Mesarya’da mı geçirmek istersiniz, Girne boğazında mı?..
Kolu unutmayalım
Kıbrıs sorununu başka güne bırakalım dediğimiz halde görüyorsunuz sifon gibi hepimizi içine çekiyor...
Mübarek Ramazan gününde “Allah bizleri korusun” diyerek, KKTC’nin en güncel konularına geçelim...
Trafik kazalarının patladığı şu küçük ülkede, hemen herkesin tehlikeye meydan okuması dikkat çekici değil midir?..
Mesela camı açıp, kolu dışarıya çıkarmak!..
Kavurucu sıcaklardan bunalan şoför, kolunu çıkarmaz da ne yapar?..
Hem hava alır, hem müziğe göre oynatır, hem de karşıdan gelen ‘tanıdık’ varsa ona selam verir...
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, özellikle de Avrupa’da ‘en ağır cezayı gerektiren’ bu ‘kol hareketinin’ KKTC’de serbest olması inanın çok büyük bir başarıdır...
Akıncı ve Anastasiadis’ten önce bu modayı görmezden gelen tüm kabine üyelerine birer Nobel ödülü vermek gerekiyor...
Kıbrıslı Türklerin 40 yıl önceki şartlarda dahi yasakladığı bu kol hareketinin yeniden gündeme gelmesi, bizleri her konuda eskilere götürüyor...
Mesela; pantolonda bol paça!..
Şimdi sırada bu konu olmalı...
Tüm devlet memurları bol paçalı ve düşük belli pantolon giymeli...
Bunun ayıbı, günahı yok...
Dünyanın terörle uğraştığı bir dönemde Beatles modasını geri getirmek KKTC’nin tanınması açısından da çok önemli ve gereklidir...
Temiz sayfa çok önemli
Vatandaşlık verirken, temiz sicil meselesiyle uğraşmayalım...
Bunlar kafa karıştırıcı şeyler...
Adam on yıl önce dövmüşse dövmüş...
Öpmüşse öpmüş...
Çalmışsa çalmış...
Eski defteri çöpe at, yenisini ver...
O zaman tüm sayfalar temiz olur...
Sonrasında “Hoşgeldin vatandaş” dersin...
Avrupa’ya bakma!..
Onlarda kafa yok...
En basit bir trafik suçunda bırakın vatandaşlık vermeyi, ikameti iptal ettikleri için pek sevilmiyorlar...
Onlara ‘ırkçı-faşist kafalı’ diyorlar...
En güçlü kafa bizdeki kafa!..
Duvara vursan çatlamaz...
Kayaya çarpsan kanamaz...
Hayırlı Ramazanlar...