Diyalog Gazetesi
2015-10-12 09:15:58

Bizimkiler ne diyor?

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 12 Ekim 2015, 09:15

 Kıbrıs’ın geleceğini belirleyecek olan müzakereler, Türkiye’de patlayan bombaların gölgesinde devam ediyor...
 Bugünden itibaren müzakere masasında çok daha kritik konular ele alınacak...
 Bunlardan bir tanesi de mülkiyetle ilgili kriterlerdir...
 Kıbrıs Türk tarafı bunca yıl sonra ilk kez ‘mülk sahibinin hakkını’ kabul etti...
 Uluslararası beklentiler de böyleydi...
 Ne var ki; iade edilecek bölgelere 100 bin dolayında Rum göçmen zaten geri dönecek...
 Geri kalanlar ise, Türk yönetimi altındaki bölgelerde kalan mülkünü ya satacak, ya da güneydeki Türk mülkü ile takas edecekti...
 Böylesi bir uzlaşı, her iki tarafın da yararına olurdu...
 Fakat koşullar artık değişmiş vaziyette...
 Mülk sahibine de hak veren bir uzlaşıya girildiği günden itibaren, Rum tarafı ‘değişmeyen tezini’ daha yüksek bir sesle dile getirmeye başladı...
 Bunun en somut örneği, Rum Dışişleri Bakanı Yannis Kasulidis’in 3 gün önce yapmış olduğu açıklamadır...
 Kasulidis’in bu açıklamasını geniş bir şekilde halkımıza duyuran sadece Diyalog oldu...
 Bizler, tüm gerçekleri halkımıza aktarmaya devam edeceğiz...
 Gazetecilik mesleğinin gereklerini yerine getirmenin şartı budur...
 Halkımız her şeyi bilecek ve tavrını ona göre belirleyecek...


Keskin nişancı gibi
 Kasulidis, “Mülkiyet konusunda ilk söz mülk sahibinin olacak” dedi...
 Bizim taraftan hiç kimse kendisine yanıt vermedi...
 Tükiye’de patlatılan bombaların tesiri, Kıbrıs siyasetini de etkilemiş olmalı...
 Bunca zaman ‘içinde oturanın da hakkı olacak’ diyenler, Kasulidis’in kesin bir ifade ile söylediklerine karşılık vermedi...
 Öyleyse müzakerelerin bu yeni aşamasında nelerin olacağını bekleyip, göreceğiz...
 Ortaya çıkacak kriterlerin halkımıza eksiksiz aktarılması çok önemlidir...
 “İçinde oturanın da hakkı olacak” deyip, daha sonra mülk sahibinin haklılığını kriterlerle öne çıkaracak bir oluşumun ortaya çıkması halinde, bilelim ki; Kıbrıslı Türklerin çok büyük bir kısmı evsiz kalacak...
 Ya da kendilerine önerilen ‘toplu yerleşim merkezlerine’ gönderilecek...
 Bugünkü yaşam kalitesi bir anda dibe vuracak...
 Şimdiki durumdan şikâyet edenler, bu günleri mumla arar olacak...
 Bunları ‘korku vermek’ için değil, müzakerecilerimizi uyarmak ve masa başındaki pozisyonlarını güçlendirmek için yazıyoruz...
 Rum tarafının maalesef şu ana kadar ortaya koyduğu ‘çözüm siyaseti’ umut verici değildir...
 Tek yanlı çıkar sağlamaya yönelik bir sığ siyaset izliyorlar...
 Kıbrıslı Türkleri yok farz eden ve 1974 öncesindeki günlere götürmeyi hedefleyen bir siyaset...
 
Boş laf ne demek?
 Kasulidis, mülkiyetle ilgili açıklamanın ardından garantilerle ilgili beklentisini de ortaya koydu...
 Mevcut garanti sisteminin devam etmeyeceğini söyleyen Rum Dışişleri Bakanı, bu konudaki beklentileri “boş laf” sözleriyle yorumladı...
 Kasulidis’in bu açıklaması yine Diyalog’ta yer aldı...
 Cumhurbaşkanımız, Las Vegas dönüşünde bunu görmemiş olabilir...
 Amerika gezisini bir türlü tamamlayamayan Dışişleri Bakanı da...
 Fakat, müzakerecimiz yok mu?..
 Dışişleri Bakanı’na ve Cumhurbaşkanı’na vekalet edenler yok mu?..
 Elbette var...
 Ama onlar da mübarek Cuma günü, Meclis Başkanı ile yardımcısını seçme mücadelesi veriyordu...
 Birinci tur, ikinci, olmadı üç, olmadı dört tur seçim yaparak Meclis Başkan Vekilini belirlemiş oldular...
 İşte Kıbrıs Türk siyaseti budur...
 Küçücük dünyalarında, kendi çaplarına göre siyaset yapma anlayışını sürdürüyorlar...
 Kısa bir süre sonra başlarına nelerin geleceğini hiç hesap etmeden, halkımızı da uçuruma doğru götürüyorlar...
 Çok üzücü bir durum...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.