Birincisi; müzakerelerin yeniden başlatılması ve bu konuda Türk halkının henüz net bir bilgi sahibi olmadığı ‘Guterres Belgesinin’ esas alınması...
İkincisi; KKTC’ye geçmek isteyen İsrail vatandaşlarına yönelik engelleme girişimine, bu ülke yetkililerinin sert protestosu...
Üçüncüsü; Euroasian projesi...
Guterres Belgesi’ne sarıldıkları halde, bunda endişe etmemizi gerektirecek nedenler olmalı...
Fakat kimin umurunda...
KKTC’nin gündeminde seçim, 50 bin kişiye madalya dağıtımı ve ‘jet vatandaşlık’ konusu var...
Guterres belgesinde, Kıbrıslı Türklerin idamından söz edilse dahi, bunu dikkate almayan bir siyaset yapısı bu toplumun kaderi midir?..
Herkesin artık bu konuyu ciddiyetle değerlendirmesinde fayda vardır...
Diyalog’un günlerdir gündeminde tuttuğu ‘son derece önemli’ bir konu var...
İki günden beri Rum basını da bu konuyu geniş bir şekilde irdeliyor...
Larnaka Havaalanından giriş yapan İsrailli turistlere yönelik esir muamelesi ve engelleme girişimleri de KKTC yetkililerini pek etkilemedi...
Turizm Bakanlığının konuyu ‘bir toplantıda’ değerlendirmesi dışında elle tutulur hiçbir şey yapılmadı...
Halbuki; bu konuda dünyayı ayağa kaldırmamız gerekiyordu...
Rumların, KKTC’ye geçmek isteyen turistlere yönelik ‘engelleme girişiminde’ ana dayanakları otellerimizin ‘çalıntı olduğu’ iddiasıdır...
Barış Harekatı öncesinde inşa edilen bir otelimiz de, Kıbrıs Cumhuriyeti arazileri üzerinde inşa edilen yeni otellerimiz de ‘çalıntı’ listesinde yer alıyor...
Bu sahtelik karşısında bile, Larnaka ve Baf havaalanlarının, Türk arazileri üzerinde inşa edildiğini dünyaya haykıramıyoruz...
Sadece iki havaalanı değil...
Poli’deki Afrodit Hamamı, Larnaka’da paha biçilmez değerdeki Mackenzie sahili, Tatlısu’daki (Mari) elektrik santalinin bulunduğu araziler de Türklere ait...
Türklere ait çok sayıda turistik lokanta çalıştırdıkları bir başka gerçek...
Ve yine Türklere ait araziler üzerinden milyonlarca Euroluk vurgunların yapılması...
Bu gerçekleri Baf’ın Rum Belediye Başkanı açıklayabiliyor ama KKTC’yi yönetenler konuşamıyor!..
Müthiş bir skandal...
Müthiş bir teslimiyet politikası...
Peki bu kadar sorumsuzluğun cezası nedir?..
Yanıt yoksa, haydi namaza...
Hayırlı Cumalar...