Diyalog Gazetesi
2020-06-27 09:45:08

Beyin fırtınası

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 27 Haziran 2020, 09:45

Önce 1 Temmuz meselesinden başlayalım… KKTC hükümetinin Türkiye’den gelecek yolcuları ‘B’ kategorisine alması, ağırlıklı olarak iki farklı görüşün çarpışmasına yol açtı…
Bir görüş; Türk vatandaşlarından neden bir değil de 2 PCR istendiğini soruyor ve bunun turist akışına engel olacağını belirtip, hükümeti eleştiriyor…
Diğerleri, iki PCR ama adaya gelişlerinde yapılacak testlerden para alınmayacağı için bundan rahatsızlık duyuyor…
“Ne yani, kendi vatandaşından test başına 300 TL isteyen hükümet, Türk turistlere niye bedava hizmet sunuyor?..”
Ayrıca PCR sonuçlarına güven duyulmadığını belirtiyor…
Kapıların Türk turistlere açılması istenmiyor…
Ve o görüşte olanlar, yollara dökülüp eylem yapıyor…
Dikkat edilirse ikinci görüşün ucunda Türkiye’ye karşı tepkili bir duruş var…
Bunca yıl adaya gelen Türk turistler sayesinde yüzlerce şirket sahibinin iş yapabildiğini, binlerce çalışana buradan sağlanan gelirlerle maaş ödenebildiğini; hükümetin de bu sayede kamu çalışanlarına ve emeklilere maaş ödeyebildiğini kimse söylemiyor…
Acayip bir durum…

Sessiz bir kesim var

Az miktarda insan Türk turizminin önemini biliyor olsa dahi ‘öne çıkmak’ istemiyor… “Amaaaan… Amaaaan…Ben kötü olmayım da gerisi yaman!..” I love Cyprus…
Ülkemi çok seviyorum…
Dedikodusu bile baldan tatlıdır!..
Öyleyse hemen bir dedikoducuk yapalım…
Sağlık Bakanlığı; Türkiye’den gelecek yolculara bedava PCR testi yapacağını açıklamakla birlikte, yeterli düzeyde malzeme ve eleman olmadığı gerekçesiyle ‘uçak seferlerinin sınırlandırılmasını’
istemiş… Yalan mı doğru mu bilinmez…
Eğer bu dedikoducuk doğru ise, o zaman 1 Temmuz’dan itibaren Ercan’a günde 2 veya 3 uçak inecek…
Bilemediniz 5 uçak…
Bunlar toplamda 500 yolcu taşısa bile, ada genelinde 131 otele acaba kaç turist düşecek?..
Ve az turistle bu çark nasıl dönecek?..
Olmayan turiste yoğurtçu Mahmut nasıl satış yapacak?..
Rasim’in elindeki etler, Mustafa amcanın tavucukları kime satılacak?..
Patatesler tarlada kaldı…
Karpuzlar hayvanlara yediriliyor…
Kooperatif’in süt stoku milyonu geçti…
Ambarlarda bekletilen ithal içecekler zamlandı ama alıcısı yok…
Bunları düşünebiliyor, önümüzdeki büyük tehlikeyi görebiliyor muyuz?..
Göremeyenlere bir atasözü ile selam verelim:
“Kendi düşen ağlamaz…”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.