Rum lideri Nikos Anastasiadis’in ‘corona virüs’ bahanesiyle 4 sınır kapısını kapaması bir insanlık ayıbıdır… Kuzeyde tek bir kişide corona virüs görülmediği halde, böylesi bir bahane ile sınır kapılarının ‘tek yanlı kararla’ kapaması, aynı zamanda AB ilkelerine de aykırıdır… Ne var ki; AB yetkilileri bu tür gelişmeler karşısında ‘önlem almak yerine’ sessiz kalmayı tercih ediyor… Her fırsatta Türkiye aleyhinde karar alabilen, ancak Rum Yönetimi’ne ağız açamayan bir Avrupa’dan söz ediyoruz…
Ve bizler bu insanlara işte bu yüzden güvenmiyoruz…
Aldıkları kararlar, yapılan uygulamalar, mali yardımlar ağırlıklı olarak Rum yanlısıdır…
Kıbrıslı Türklerin haklarını çiğnemede, verilen sözleri tutmamakta oldukça başarılıdırlar…
Kuzeyde corona virüs varsa, açık bırakılan kapılardan da geçebileceğini düşünemeyecek kadar aptal olabilir mi AB yöneticileri?..
Elbette olamaz…
Öyleyse; hem Rum Yönetimi’nin kararını, hem de AB’nin tepkisizliğini Kıbrıslı Türklerin çok güçlü bir sesle protesto etmesi; hatta yarından tezi yok Brüksel’e heyetlerin gönderilmesi, parlamento önünde eylem yapılması, her tarafa pankartların asılması gerekiyor…
Dönüşlerde kimlik uygulaması
Rum Yönetimi dün Metehan Sınır Kapısı’nda uygulamaya koyduğu yeni yöntemle derdinin ‘corona virüs’ olmadığını açık bir şekilde ortaya koydu… Sınır kapılarının açıldığı 2003 yılından bugüne kadar sadece güneye geçişlerde kimlik kontrolü yapılırken, dün dönüşlerde de kimlik kontrolü yaparak kuzeye geçişleri adeta kilitledi…
Uzun araç kuyruklarının oluşmasına aldırmadan ek tedbirler de almadı…
Böylece yüzlerce Kıbrıslı Rum’un kuzeye geçişini engellemiş oldu…
Güneye gidip, dönüş yapan Kıbrıslı Türklere de işkence çektirdi…
Kutlamak lazım…
Yıllar önce Avrupa’da tek bölünmüş başkentin Lefkoşa olduğunu söyleyerek propaganda yapıyor; Ankara’yı ve Denktaş’ı suçluyorlardı…
Daha sonra Ankara’nın ricasıyla Denktaş aday olmadı…
Talat geldi, barikatlar açıldı…
Karşılıklı geçişlerle ‘iki toplum arasındaki ilişkileri geliştirme’ yönünde önemli adımlar atıldı… Ne var ki; güneydeki faşistlerin baskısıyla ilişkiler ‘istenilen düzeyde’ ilerlemedi… İki toplum arasında yeterince yakınlaşma olmadı…
Dün Lokmacı barikatını aşarak Kıbrıslı Türklerle birlikte ‘Kıbrıs’ta Barış Engellenemez” sloganı atan Kıbrıslı Rumları kutlamak lazım… Ama bunların sayıları 30’u geçmiyordu…
Yüzleri, binleri bulan bir eylem yapabilirler mi?..
Çok zor…
ELAM onlara bu izni vermez…
Anastasiadis ve Kilise de vermez…
Kıbrıs’ın yeniden bütünleşmesini isteyen AB yetkilileri bu gerçekleri görmeli ve Rum liderliğine ‘ırkçılık cezası’ vermeli, Kıbrıs’ın kuzeyine daha çok yardım yapmalıdır…
Op.Dr.İlkan Ertuğ 5 Yıl Önce
''Unit Cyprus Now'' diyenler bu konuda ne düşünürler?Birleşilirse,neler olabilir?