Rum Yönetimi eski Savunma Bakanı Kostas Papakostas, Mari (Tatlısu) bölgesindeki cephanelik patlamasından sorumlu tutuldu...
Neden?..
Zamanında gerekli önlemler alınmadığı için...
Papakostas böylesi bir durumda “Ben bakanım ama herşeyi göremem” diyemedi...
Madem ki o bakanlıktan sorumlusun; ya göreceksin ya da ihmalin bedelini ödeyeceksin!..
Neticede 5 yıl hapislik cezası aldı...
Yaşı ilerlediği için kısa sürede hastaneye düştü...
Şu günlerde yoğun bakımda tutuluyor...
Geçtiğimiz günlerde hastalığını öne sürerek, bağışlanması için Cumhurbaşkanı’na başvurdu...
Henüz olumlu bir yanıt alamadı...
Anastasiadis, onu affedebilecek tek makam!..
Ama, kötü örnek olmaması için bunu yapmıyor...
Güneyden bir başka örnek daha verelim...
Baf’ın eski belediye başkanı Savvas, kanalizasyon ihalesinde 500 bin Euro’luk rüşvet olayına karıştığı için görevinden istifa etmek zorunda kaldı...
Tüm mal varlığına el konuldu...
Sonunda 8 yıl hapislik aldı...
Örnekler daha da çoğaltılabilir...
Bizde tek örnek yok
Peki bizde neden bu tür uygulamalar yok?..
Herkes temiz olduğu için mi?..
Kamuda rüşvet dönmediği için mi?..
Görev suistimali veya ihmali olmadığı için mi?..
Kesinlikle değil...
Başbakanlık Denetleme Kurulu ve Sayıştay tarafından hazırlanan çok sayıda ‘yolsuzluk ve suistimal’ dosyası var...
Bunların hiçbiri yargıya intikal ettirilmedi...
Araştırmayı yapanların elde ettiği güçlü belgeler kesinlikle dikkate alınmadı...
Kısacası, ortaya atılan rüşvet, suistimal veya ihmal iddiaları yargının gündemine taşınmadı...
Peki ne oldu?..
Yapanların yanına kaldı...
Başkan da bıktı
Gelelim diğer adli olaylara...
En sonuncusundan başlayalım...
Gazimağusa mahkemesinde görev yapan yargıç Ayşen Toroslu, 15 yaşındaki baldızına defalarca tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan sanık hakkında karar verirken önemli mesajlar verdi...
“Bu tür suçlarda artış var... Toplum rahatsız ve huzursuz oluyor”dedi...
Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri de, geçtiğimiz aylarda tüm siyasi parti liderlerini ziyaret ederek yargıdaki sorunları aktarmış, davaların sayısındaki artışa dikkat çekmişti...
KKTC Anayasası 30 yıl önce kabul edilmişti...
Otuz yıl önce bu ülkede suçlar şimdiki kadar çok değildi...
O günün şartlarına göre Yüksek Mahkeme heyetinin sayısı 8 yargıç ile sınırlanmıştı...
Ne var ki; aradan geçen bunca yıl sonra suçların sayısında patlama oldu...
Başkan Öneri; şu an itibarıyla Yüksek Mahkeme’nin gündeminde on bin dolayında dosyanın bulunduğunu belirterek, yaşanan sıkıntıya dikkat çekti...
Ayrıca ‘Adaletin erken tecellisinin’ önemine dikkat çekti...
Peki ne oldu?..
Hiçbir şey...
Siyasiler söylenenleri duymaz oldu...
Sonunda Başkan Öneri “Bıktım artık” dedi...
Neyse ki; Eylül ayında emekli çıkıyor...
Bu kadar ağır bir yükten kurtulmak için az bir zamanı kaldı...
Zaten tüm gayreti şahsı için değil, yargının sorunlarını aşmak, daha hızlı ve etkili bir şekilde adalet dağıtmaktı...
Belli ki; bu kadar ciddi bir sorun dahi artık hiç kimseyi rahatsız etmiyor...
Gardaçcığım...
Akşama durumcuklar?..
Kebapçıklar, gonyacıklar?..
İşte bu kadar!!!