Diyalog Gazetesi
2015-12-31 08:43:33

Akıncı, mülkler ve garantörlük

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 31 Aralık 2015, 08:43

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 2015’in son saatlerinde Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin önemli mesajlar verdi...
Kıbrıslı Türkler açısından hayati önem taşıyan iki başlığa dikkat çekti...
Birisi garantiler, diğeri mülkiyet...
Kıbrıslı Türklerin; Türkiye’nin garantisinden vazgeçmek istemediğini belirterek, garantileri içermeyen bir çözüm planına halkın “hayır” diyeceğini ifade etti...
Bu konudaki tespitlerinde yüzde yüz haklıdır...
Kıbrıslı Türkler; olası bir çözüm sonrasında kendi güvenliklerini, terör örgütü ELAM’ın siyasallaşmasına izin verenlere teslim edemezler...
Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü içermeyen bir çözüme asla “evet” demezler...
Herkes bu gerçeği bir yere not etmelidir...
İkinci doğru tespit ise mülklerle ilgilidir...
Toplumun çok az bir bölümünün yer değiştireceğini söyleyen Akıncı, bunların da çözüm öncesinde nereye gidecekleri ve nerede yaşayacaklarının belli olacağına dikkat çekti...
Kıbrıslı Türkler açısından güvenlik ve garantiler kadar mülkiyet konusunun da önemi vardır...
Tam 41 yıldan beri Girne’de yaşayan bir adama, hiç kimse Limasol’daki evine dönme baskısı kullanamaz...
İki bölgeliliğin korunması açısından da Limasol, Baf ve Larnaka’dan göç eden Türklerin kuzeyde yaşaması gerekiyor...
Öyleyse, mülkiyette çözümün önceliğini takas ve tazminatlar almalıdır...
İngilizlere, Almanlara ve Ruslara binlerce mülk satışı yapan Rumlar; Kıbrıslı Türklere de mülk satışı yapabilmelidir...
Yabancılar ne diyor?
Kuşkusuz, mülkiyet meselesinin komisyona havale edilmesi halinde yaşanabilecek sıkıntılar vardır...
Kriterlerin katı bir şekilde belirlenmesi halinde dahi insanlar; halen oturmakta oldukları evlerinin bir başkasına verileceği endişesiyle ciddi bir sıkıntı yaşayacaklardır...
Satın aldığım evin bir tapusu vardır...
Bunu veren benim devletimdir...
Öyleyse ben niye komisyona havale ediliyorum?..
Çünkü eski sahibi öyle istiyor...
Eski sahibi benimle komisyon kapılarında buluşacağına, niye güneydeki mülkümle takas yapmasın?..
Niye tazminatı kabul etmesin?..
 Avrupa Birliği’nin esas sorgulaması gereken konu budur...
Rus’a satıyorsun, ama bu ülkenin iki halkından biri olan Türklere satmıyorsun...
Niyetleri gerçekten çözüm ise garantiler ve mülkiyet konusundaki ısrarlarından vazgeçerler...
Kıbrıs sorununun çözümünü amaçlayan ve 1964’te başlayan müzakerelerde, iki yıl öncesine kadar hiç garantilerden söz etmeyen insanların şimdi “garantilerin iptali kırmızı çizgidir” demeleri, oyun bozancılıktır...
Eğer ikinci bir ‘hayır’ için gerekçe arıyorlarsa, bu oyunu sürdürebilirler...
Gerçek niyet çözüm ve uzlaşı ise, bu son fırsatı yitirmezler... 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.