Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı,Şanlı Erenköy Direnişi’nin yıldönümü münasebetiyle düzenlenen törende gerek iç, gerekse dış konularda önemli mesajlar verdi...
Rum tarafı açısından en önemli mesaj; KKTC gerçeğinin onlara hatırlatılmasıdır...
Akıncı “KKTC bugün tanınmasa da bir varlık, bir vakadır, bir gerçekliktir” diyerek, bu varlığın görmezden gelinmemesi gerektiğini söyledi...
Bunun dışında Kıbrıs’ın bu hale gelmesinin, Rumların ENOSİS emellerinden kaynaklandığını, son Meclis kararını da örnek göstererek hala bu kafada gidildiğini vurgulaması oldukça önemlidir...
İç konularda verdiği mesajın ise iki farklı boyutu vardır...
Birincisi; çözüm olmadığı gerekçesiyle “Battık, bittik” diyenlere yöneliktir...
Çözüm olsa da, yaşantımızda mucizevi değişimlerin yaşanacağı hayalinde yüzenlere kendi ev ödevlerimizi hatırlattı...
Akıncı’nın, böylesi anlamlı bir günde ülke sorunlarının başında ‘yolsuzluk iddialarının’ yer aldığını söylemesi, üzerinde ciddiyetle durulması gereken ikinci önemli mesajdır...
Özellikle hükümet ortakları bunun üzerinde ciddiyetle durmalıdır...
Yolsuzluk iddialarının gündemin ilk sırasında olduğunu söyleyen bu ülkenin Cumhurbaşkanı’dır...
Söyledikleri mutlaka dikkate alınmalıdır...
Hiç kimse bu mesajı “Kıbrıs meselesi bittiği için Akıncı iç tribünlere oynuyor” düşüncesiyle değerlendirmesin...
Devlete olan güven
Yolsuzluk iddiaları ne kadar doğrudur?..
Bunun ortaya çıkması için ciddi araştırmalara ve yargıya ihtiyaç vardır...
Bazı hükümet kararlarının yasa dışı olduğu veya maksatlı olduğuna ilişkin iddialar da birer birer ele alınarak, kamuoyu tatmin edilmelidir...
Ancak herşeyden önemlisi bu ülkede devlet ciddiyetinin kalmadığını artık herkes anlamalıdır...
En ufak bir tartışmada vatandaşlar kaba kuvvete, bıçağa ve silaha sarılacak kadar efeleniyorsa, bunun ana nedeni “Yaparım, korkmam, birşey olmaz”düşüncesinin gittikçe yayılmasıdır...
Trafik suçlarındaki artışın ana nedeni ise yolların denetimsizliğidir...
Maalesef yollarda devletin polisi yoktur...
Suçların patladığı bir ülkede polisin 600 eksik ile görev yapmasını önemsemeyenlere karşı halkta ciddi tepkilerin olduğunu hepimiz görebiliyoruz...
Aslında sadece sıradan vatandaşlar değil, geçmişte bu ülkenin kaderiyle oynayanlar dahi ‘yönetim zaafiyetinden’rahatsızlık duyulduğunu söylüyor...
Bir yandan gereksiz istihdamlar, diğer yandan polisin ve yargınınkadro yetersizliği, yönetimdeki yanlışların sonucudur...
Ve bu yanlışlar ‘hayati tehlikeler yaratabilecek’ duruma gelmişse, siyasetin kendi kendini bir, 10 değil, 100 kez sorgulaması gerekiyor...
Kimse gücenmesin ama halkımız huzursuzdur...
Suçların patlamasından dolayı endişelidir...
Yediğinden, içtiğinden emin değildir...
Her alanda bir sorumsuzluk ve denetimsizliğin yaşandığını görebilecek durumdadır...
İşte o nedenle siyasetin yeniden toparlanmasına ve kendi kendini yargılamasına ihtiyaç vardır...
Partilere umut bağlayan üyeler de artık sorgulama görevlerini yerine getirmelidir...
Amacımız daha güvenli, daha güzel, daha temiz bir ülke yaratmaktır...
Bugünden başlamalıyız...