Diyalog Gazetesi
2017-02-04 09:23:54

AB’ye güven yok, İngiltere de biliyor

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 04 Şubat 2017, 09:23

Avrupa Birliği geçmiş yıllarda, özellikle demokrasi ve insan hakları açısından hepimize umut vermişti... 
Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğunun güvenini kazanmıştı...
Ne var ki; zaman içinde yanıldığımızı anladık...
24 Nisan 2004 referandumunda Rumların ‘Hayır’ demesiyle, büyük bir tehlikeden geri döndüğümüzü şimdi çok daha iyi anlıyoruz...
AB’ye artık güven duymuyoruz...
Ve bu oluşumun ‘İnsan hakları ve demokrasi’ açısından ciddi çelişkiler içinde olduğunu çok daha net bir şekilde görebiliyoruz...
Güvensizliğimizin nedenlerini özet halinde sıralamakta fayda vardır...
 Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini sağlayacak olan Annan Planı’nın referanduma sunulması öncesinde AB tarafından bizlere çok önemli güvenceler verilmişti...
‘Hayır’ diyen tarafın cezalandırılacağı iddia edilmişti...
Kıbrıslı Türklerin ‘Evet’, Rum tarafının ise ‘Hayır’ demesi durumunda, izolasyonların kaldırılacağı söylenmişti...
Bizler sözümüzü tutarak “Evet” dedik...
Rumlar “hayır” demelerine karşın, referandumdan bir hafta sonra tek başlarına AB üyesi oldular...
Bizlere verilen sözler ise yerine getirilmedi...
İzolasyonlar hala devam ediyor...

Güneyde ırkçı faaliyetler

Güney Kıbrıs, AB üyesi olduktan sonra, Kıbrıslı Rumların ırkçı faaliyetlerinde tırmanma yaşandı...
Bir örnek verelim...
Larnaka’da ‘ırkçılık aleyhtarı’ bir etkinlik düzenlenmişti...
Adını da ‘Rainbow Festivali’ koydular...
Bu etkinliğe katılan Kıbrıslı Türk müzisyen Sertunç Akdoğu bıçaklı saldırıya uğradı...
Gitarı parçalara ayrıldı...
Bu gencimiz; sırf barışa ve insanlığa hizmet etmek için katıldığı etkinlik sırasında hayatını kaybediyordu...
Aylarca tedavi gördü...
Saldırıyı gerçekleştiren ELAM adlı faşist örgütün üyeleri, etkinliği düzenleyenlere de saldırarak onlara müthiş bir korku verdi...
Peki sonuç?..
Saldırganların tümü Rum mahkemesinde beraat etti...
Avrupa tüm bu olanlara seyirci kaldı...
Bir kınama bildirisi dahi yayınlanmadı...
AB’nin Rum asıllı Kıbrıs Temsilcisi, Sertunç’a geçmiş olsun diyemedi...
Bir de Kıbrıs sorununun çözüldüğünü düşünelim...
Hangi adalete güvenecektik?..
Avrupa bizlere bir izahat vermeli?..
Kıbrıs’ın güneyinde adaletin olduğuna inanıyorsa bizlere “Evet vardır” demeli...
Ama diyemez...
Çünkü güneyde hakim olan ırkçı örgütlenmelerin arkasında Rum siyasi liderliği ve kilise vardır...

Siyasi kimliğe büründü

ELAM, kanlı EOKA’nın devamıdır...
Larnaka’da ‘ırkçılık aleyhtarı’ eylemi kanlı saldırılarla bertaraf eden bu örgüt, daha sonra siyasal kimliğe büründü...
‘Adalet dağıtttığını iddia eden’ o Avrupa Birliği, bu oluşuma ses çıkarmadı...
Bundan güç bulan ELAM çetesinin üyeleri, Mehmet Ali Talat’ın güneyde konferans verdiği salonu da bastı...
Talat ve arkadaşları sopalı saldırıdan zor kurtuldu...
Daha sonra güneydeki AKEL’in lideri Andros Kiprianu, Rum savcılığına bir dosya gönderdi...
ELAM’ın askeri karargâhta silahlı eğitim gördüğünü belgelerle ortaya koydu...
Rum Başsavcısı “Evet bu hareketler bizim yasalarımıza aykırıdır ve suç teşkil ediyor” dedi...
Peki sonrasında?..
Sonrasında Başsavcı onları affetti!..
“Evet, suç işlediler amaaaaaa” diyerek; bazı gizli gerekçelerle onları mahkemeye sevk etmedi...
“Amaaaaa” nın anlamı şudur:
“Onlar Türkleri yok etmek için eğitiliyor...”
O zaman da bu bir suç teşkil etmiyor...
Ve demokrasi şampiyonu Avrupa buna da göz yumuyor...

Vatandaşlık ayıbı

Sıralanacak birçok örnek var...
Güneyde ‘Yeni vatandaşlık yasası’ çerçevesinde Kıbrıslı Rumlarla evlenen yabancılara ‘Vatandaşlık hakkı’ veriliyor...
Ama bir Kıbrıslı Türk ile evlenen Türk vatandaşlarına aynı hakkı vermiyor...
Yasa tasarısına koydukları özel maddelerle bunu engellediklerini de gizlemiyorlar...
Peki bu davranış insan haklarına aykırı değil midir?..
Rum’la evlenen Rusa, Almana, Yunanlıya vatandaşlık hakkı...
Kıbrıslı Türkle evlenen Türke yasak...
Nereden bakarsak bakalım bir yeni skandal...
İnsanlık ayıbı...
İşte bu nedenlerden dolayı AB’nin bizlere sunduğu ‘garantiler’ ve ‘özgürlüklere’ güvenmiyoruz...
Kıbrıslı Türklere yapılan haksızlıkları, garantör ülkelerden İngiltere de biliyor...
Ve önümüzdeki süreçte İngiltere’nin tavrı çok önemlidir...
Türkiye ile daha çok ticaret, daha çok işbirliği yapılacaksa; Kıbrıslı Türklere yönelik ambargolar da kaldırılmalıdır...
KKTC’yi tanımasını beklemiyoruz...
Ama KKTC’den kalkan TC kayıtlı uçakların doğrudan uçuşuna izin versinler...
Narenciyemizin satışına engel olmasınlar...
Theresa May hükümetinden adalet bekliyoruz...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.