Kuzey Kıbrıs’ta suçlar artıyor… Özellikle hırsızlık, soygun, dolandırıcılık, şiddet, uyuşturucu suçlarında patlama yaşanıyor…
Ve mahkemeler bu davalara bakmakta zorlanıyor…
Son 5 yıl içerisinde Yüksek Mahkeme tarafından yapılan uyarılar dikkate alınmış olsaydı, ‘adaletin geç tecellisi’ diye bir sorunumuz olmayacaktı… Ne var ki; bugün adaletin gecikmesinden ve mağduriyetlerin artmasından söz ediyoruz…
Kuşkusuz suçların artmasına paralel olarak cezaevinde mahkum patlaması yaşanıyor…
Kapasitesi 280 civarında olan bir cezaevinde bugün 600’e yakın insan barındırılıyor…
Özellikle düşük miktarda uyuşturucu suçundan mahkum olan gençler, azılı mahkumlarla aynı ortamda barındırılıyor…
Bu kabul edilemez bir durumdur…
Soracak olsanız siyasilerin tümü de bu durumdan rahatsızdır…
Öyleyse biz de onlara soralım:
Neden önlem almıyorsunuz?.. Neden yargının işini kolaylaştıracak yasa değişikliği yapmıyorsunuz?..
Hayatında ilk defa bir gram uyuşturucudan tutuklanan bir gencin 6 aylığına da olsa cezaevine gönderilmesi yerine; para cezasıyla serbest bırakılması, tekrarının gelmesi halinde hapisliğe yönelmesi daha adil bir uygulama olmaz mı?..
Oluyorsa bunun için gerekli yasa değişikliğini neden yapmıyorsunuz?..
Bakan ne diyor?..
Geldiğimiz noktada İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, cezaevinin yetersiz kaldığını ve yeni cezaevi yapımının da ‘parasızlıktan’ yarım kaldığını kabul ediyor… Cezaevi inşaatının tamamlanabilmesi için 50 milyonluk bir kaynağa ihtiyaç duyulduğunu söylüyor Sayın bakan…
Peki bu parayı kim verecek?..
KKTC hükümeti mi, Türkiye mi?..
Veya 50 milyonu bulmak çok mu zordur?..
Bize göre kaynak yaratmak hiç de zor değildir…
Yeter ki; aklımızı kullanıp, yapılması gereken yasal değişiklikleri yerine getirelim…
Ülkeye turist olarak gelen ve cebinde bir gram, hatta daha az miktarda uyuşturucu bulunan adamı niye 3 veya 6 aylığına cezaevine gönderiyoruz?..
Henüz 18 veya 20 yaşında olan bir genci ‘ilk defa’ uyuşturucu kullandı ve arkadaşları tarafından kandırıldı diye neden aynı yöntemle cezaevine gönderiyoruz?.. Önemli olan caydırıcılık ise; ilk defasında para cezası uygulamak daha mantıklı bir davranış değil midir?..
Peki bunu neden yapmıyoruz?..
İlk defasında 20 veya 30 bin bin lira para cezası caydırıcı olmaz mı?..
İkinci veya üçüncü defasında mutlaka hapislik verilecekse ‘bir miktar da para cezası’ uygulaması, yeni cezaevinin yapımı için kaynak yaratmaz mı?..
Bunları neden düşünemiyoruz?..
Yapılması gerekenleri neden hayata geçiremiyoruz?..
Gelişmiş ülkelerde yapılanları, küçücük ülkemizde yapmaktan neden korkuyoruz?..
Kimler engelliyor beyinlerimizi?..
Bu engelleri neden aşamıyoruz?..
Düşünelim ve doğru yolu bulalım diyoruz…