Diyalog Gazetesi
2017-09-29 10:40:15

2 milyona vatandaşlık ve biz

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 29 Eylül 2017, 10:40

Son iki haftadan beri Kuzey Kıbrıs’ın gündeminde ilk sırayı ‘vatandaşlık tartışmaları’ aldı...
Özellikle genç bir kadının turist vizesiyle geldiği KKTC’de yıldırım hızıyla vatandaş yapıldığı, ardından Lefke Avrupa Üniversitesi’nde istihdam edildiğine ilişkin iddialar çok sayıda eleştiriyi de beraberinde getirdi...
Eleştirilerin muhatabı olan Başbakan ise konuyla ilgili fazla yorum yapmak yerine; sözkonusu kişinin ‘yenge adayı olmadığını’ söylemekle yetindi...
Kuşkusuz; yıldırım hızıyla vatandaşlık konusunu savunacak değiliz...
Ancak; bu ülkede doğmuş, bu ülke ile bütünleşmiş insanlarla; 10 yılı aşkın süre çalışan ve herhangi bir adli suçu bulunmayan insanların vatandaşlıkları verilmelidir...
İkincisi; yatırımları teşvik amacıyla da yeni uygulamaları artık gündeme getirmeliyiz...
Tıpkı güneyde olduğu gibi...
Güney Kıbrıs’ın ‘avantajlı vatandaşlıklardan’ 4 milyar Euro kazanmasını İngiliz The Guardian Gazetesi dahi gündemine taşırken, KKTC’nin ‘aydınları’ ve önemli siyasileri her ne halse 22 yaşındaki ‘yenge’ tartışması üzerinde kafa yormayı tercih etti...
Halbuki; Güney Kıbrıs’ın ekonomik krizden kurtulmak için izlediği yöntemlere bakmak ve bazı kopyalar çekmek çok önemlidir...
Onlar 2 milyon Euro tutarında yatırım yapanlara 90 gün içinde AB pasaportu veriyor...
Yatırımı sadece turistik tesis veya fabrika alımı olarak değerlendirmeyelim...
Nakit parayı getirip bankaya yatırmak da yeterlidir...
Parayı yatırıyorsunuz ve 3 yıl süreyle buna dokunamıyorsunuz...
Böylece 90 gün içinde Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunu alabiliyorsunuz...
Güney Kıbrıs’ın vatandaşlık verirken güvenlik soruşturması yapmadığına ilişkin iddialar elbette ürkütücüdür...
Bizler de buna şiddetle karşı çıkmalıyız...
Güvenlik açısından sakıncalı olanların vatandaş yapılması elbette kabul edilebilir bir uygulama değildir...
Bunun dışındaki uygulamalar ise tamamen ülke ekonomisini kalkındırmaya yöneliktir...
Özellikle bankaları iflas etmiş, ağır borç altındaki bir ülke olarak ellerindeki en büyük kozu kullanıyorlar...
Bu sayede Güney Kıbrıs’ın bankalarındaki mevduatların toplamı 49 milyar Euro’nun üzerine çıktı...
Sadece bu yılın Temmuz ve Ağustos aylarında 900 milyon Euro dolayında bir mevduat artışları vardır...
 
KKTC ne yapabilir?

Şimdi kendimize dönelim...
Bizde AB pasaportu yoktur...
En fazla yapabileceğimiz şey tanınmamış KKTC’nin pasaportu veya kimliğini vermektir...
İnanın; Rum tarafı gibi 2 milyon Euro değil ama 500 bin Euro şartı getirilmesi halinde, buna ilgi gösterebilecek çok sayıda insan vardır...
Ayrıca bu insanlara ‘seçme ve seçilme’ hakkı vermeyen farklı kimlikler de önerilebilir...
Sürekli oturma izni karşılığında 500 bin Euro’luk konut mu alır, bankaya para mı yatırır, bunun bir formülünü bulmak ve harekete geçmek tahmin edilenden daha kolaydır...
Böylesi bir adımın atılması halinde KKTC bankalarında mevduat patlaması yaşanır...
Halen 4 milyar Euro civarında olan mevduatlarımız güneydeki 49 milyarı yakalayamaz ama şimdikinden çok daha yüksek rakamlara ulaşır...
KKTC vatandaşlığı veya farklı kimlik uygulaması ‘altın tepsi içinde sunulmuş bir fırsat’ değildir ve olamaz da...
 Kendi kendimize acımasız eleştiriler yapmakla veya acımasız saldırılara geçmekle hiçbir şey kazanamayız...
Hiç olmazsa güneyi örnek alarak dar çerçevenin dışına çıkabilmeyi başarmalıyız...
Herkese hayırlı Cumalar...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.