Çok genel bir ifade ile “Tarih tekerrürden ibarettir” ifadesini zaman zaman kullanırız. Bu ifadeyi genelde, geçmiş olaylardan ders almayıp geleceği yönlendirmediğimiz için aynı olayların benzerlerini tekrar tekrar yaşamamız üzerine söyleriz. Yaşadığımız coğrafyada bu ifadeyi haklı çıkaran bir döngü içindeyiz. Geçmişten ders alıp, geleceğimizi şekillendiremediğimizden, geçmişteki olayların benzerlerini tekrar tekrar yaşıyoruz ki bu devinim bizleri farklı sonuçlara götürmeyip, günden güne daha da zarara uğratmaktadır. Tabii ki geçmişte yaşanan olayların tekrarlanması doğal olarak görülebilir. Yaşanmışlıklardan ders çıkarmamış olanlar veya gerçekleştirilememiş hayalleri olanlar geçmişte yapılanları tekrarlayabilir…
Yaşadığımız yarım adanın ekonomisinin lokomotifi eğitim ve turizmdir. Her iki sektörde de yıllardır aynı konuları senenin belli dönemlerinde tekrar eder dururuz. Bir toplumun temelini oluşturan genç nesillerin eğitimi konusunda, Haziran ayında okullar kapanırken ücret karşılığı verilen karneler, okullar açılacağı Eylül ayında ise kadro eksikliği, altyapı sorunu, sınıf, atölye ve araç gereç ihtiyacının giderilmemesi gibi daha birçok sorunla beraber başlayacak olan yeni eğitim öğretim yılı deneyimlerini yaşıyoruz. Eğitimdeki bu sorunlara paralel öğretmen sendikalarının yapacağı açıklamalarda klişeleşmiş durumda. Öğretmen sendikaları okullardaki kadro sorunlarına değinerek, altyapı eksiklerini irdeleyerek, eğitimde devlet okullarında keşmekeş yaratılarak, eğitimin nitelikten yoksunlaştırıldığını ifade eden açıklamalarda bulunacaklar. Hatta belki de yeni eğitim öğretim yılı başında uyarı grevleri de yapacaklar. Her yeni eğitim döneminin başında karşılaştığımız bu devinim, eğitim sektöründeki paydaşların çözüm için birbirini beklemesi, sorunların çözümü için paydaşların işbirliği oluşturamaması veya sorunu karşısındakine pas etmesinden kaynaklanıyor.
Bir yarımada oluşumuz nedeniyle, turizm sektörünün vazgeçilmezi olan havayolları ulaşımında da hemen hemen son birkaç yaz sezonunda aynı devinimi yaşıyoruz. Son olay Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası (HTKS) cuma akşamı saat 21.00’dan itibaren uygulamaya geçirdiği Ercan Havalimanı iniş ve kalkış trafiklerine hizmet veren “Kule” ve “Yaklaşma” birimlerindeki şok grev. KKTC’den kalkacak uçaklar yanında Ercan’a iniş yapacak uçaklarda bu durumdan etkilendiler. HTKS grev kararı açıklar açıklamaz, bakanlar kurulu hemen toplanıp grevi 60 gün süre ile askıya alır.
Böylesi bir durumda HTKS, “Biz Anayasal hakkımızı kullandık” derken, hükümet edenler de havayolu ulaşımın sekteye uğramaması için “Grevi 60 gün askıya aldık” der ve yolcular ise “Olan bize oldu” diye şikâyet ederler. Herkesin kendi penceresinden bakıldığında, kendince haklı söylemleri olmaktadır. Herkesin haklı olduğu bu gibi durumlarda yapılacak tek şey diyalog yolu ile çözüm üretmektir. Çözüm odaklı diyalogsuzluk, özellikle son birkaç yaz sezonunda aynı olayları deneyimlememize neden oluyor.
Sadece eğitim ve turizm alanında değil, sosyal yaşantımızın her yönü ile ele alınıp ortak paydaşlar arasında ciddi, yapıcı ve çözüm odaklı diyalog başlatılmadır. Aksi taktirde, tarihin tekerrürü içinde sıkışıp kalarak, yaşanabilecek yeniliklere haksızlık etmeye devam edeceğimiz bir gerçektir. Bizlere düşen görev tarihi tekerrür ettirmemektir. Herkese iyi pazarlar.