Geçtiğimiz hafta gündemi meşgul eden konu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuzey Kıbrıs’ta açmak istediği gençlik koordine ofisi oldu. Sanırım bu hafta da gündem değişmeyecek. Bir grubun Reddediyoruz Platformu oluşturmasını saygı ile karşılıyorum. Grup içinde bulunan bir kısım kişileri de tenzih ederken özellikle CTP'li arkadaşların tutumlarına bir anlam veremiyorum.
Yanlış anımsamıyorsam gençlik koordine ofisi kurulması iki yıl önce de gündeme gelmişti. CTP-BG ve DP koalisyonu hükümetteydi. Ne ilginçtir ki, o dönem konuyu meclise getirmeden bakanlar kurulu kararı ile yürürlüğe koymaya çalışan hükümete ses çıkarmayan CTP'liler şimdilerde Reddediyoruz Platformu’nda yerlerini almışlar. Buyurun yorumu siz yapın!
Reddediyoruz Platformu bazı eylemsel faaliyetlerde bulunurken, çok daha fazla tepkiyi sosyal medya paylaşımlarında ortaya koyuyorlar. Sosyal medya paylaşımları ise hayli ilginç;
"Kurumlarımıza sahip çıkıyoruz."
Otuz üç yıldır hangi kurumumuza sahip çıktık veya çıkabildik? Sanayi holding mi, Kıbrıs Türk Hava Yolları mı, Cypruvex mi? Bu listeyi daha da uzatmak mümkün!
"Dayatma koordine ofisini reddediyoruz."
Dayatma olduğunu düşündüğünüz koordine ofisini reddederken, ofisi açmak isteyenlere mi yoksa açılmasına izin verenlere mi tepkiliyiz?
Kuzey Kıbrıs’ta Avrupa Birliği (AB) Koordinasyon ofisimiz var ve biz Kıbrıslı Türkler oraya projeler sunuyoruz. AB koordine ofisi, sunduğumuz projelerden kendince uygun gördüklerini hayata geçiriyor. Dolayısıyla Gençlik Koordine ofisinin de işlevinin farklı olmayacağını siyasilerin açıklamalarından öğreniyoruz. Ama tepkimiz koordinasyon ofisinin açılmasına izin verenlere ise hiç boşuna yorulmayın çünkü meclis toplumun aynadaki yüzüdür. Demek ki toplum olarak buna biz izin veriyoruz. Zaten ofisin açılması için destek veren sivil toplum örgütleri de var.
"Bir ülke düşünün ki kendi gençliğini başka ülkenin eline teslim etsin."
Bir ülke düşünün ki geleceği olan gençler için hiçbir fikri, planı, programı olmasın. Bunun aksini iddia eden varsa buyursun açıklasın. Uyuşturucu ile mücadele komisyonu açıklamalarına göre uyuşturucu madde denemesi on bir yaşa kadar inmiş durumda. Hala daha bizim bir uyuşturucu tedavi merkezimiz ve uyuşturucu ile mücadelede bir önleme planımız yok. Hangi Kuzey Kıbrıs gençliğinden bahsediyoruz! Belki de hükümet edenlerin yıllardır başaramadığı uyuşturucu tedavi merkezini, gençlik koordine ofisi sayesinde kazanabiliriz. Var mı itirazı olan, sanmıyorum.
Reddediyoruz, peki ya sonra, çözümünüz ne? Maalesef toplumsal yaşantımızın bir alışkanlığı olmuş muhalefet etmek. Fakat muhalefet ederken de yerine gerçekçi, uygulanabilir bir alternatif sunmuyoruz. Geleceğimiz olan gençler için kısa ve uzun vadeli bir master planımız yok! Aslında ekonomik, sosyal ve kültürel yaşantımızın hiçbir alanında kısa ve uzun vadeli planlarımız yok. Günü birlik, kişilere göre uygulamalar bizi toplum yaşantısından çok kabile yaşantısına sürükledi. Şu bir gerçek ki, toplum olmanın gereklerini yerine getiremeyenler, kabile gibi yönetilmeye mahkûmdurlar. Durumumuz nedir biliyor musunuz? Trende yolculuk yapan bir grup yolcunun, trenin duvara toslamasından sonra geçirdiği şoku yaşıyoruz. Şimdilerde ise yeni yeni kendimize geliyoruz. Trenin kaza yaptığını daha yeni kavrıyoruz, istediğiniz kadar panik havası yaratın fakat tren çoktan duvara tosladı. Herkese iyi pazarlar.