Çok zaman önce olmayan bir gün, ünlü ama yazmayı bırakmış bir köşe yazarıyla aynı masadaydım. Biri ona yazmaktan neden vazgeçtiğini sordu. “Türk halkına bütün söyleyeceğimi söyledim,” dedi.
Vaay, dedim ama sesli olarak değil tahmin edebileceğiniz gibi. Demek Türk halkı onun ne söyleyeceğini sabırsızlıkla bekliyormuş. Bunu bildiği için o da onlara bütün söyleyeceğini söylemişmiş. Bir kelime kalmayıncaya dek.
Ama o söyleyeceğini söylerken Türk halkı onu duymuş mudur? Duymuşsa, onun düşüncelerine katılmış, önerilerine uymuş mudur?
Türk halkı hakkında fazla bilgim olmasa da köşe yazarımızın düşüncelerine zerre kadar uymamış olduğunu fark edecek kadar tanırım. Yazmayı bu yüzden bırakmış olabilir miydi?
Bunu ona sormadım, çünkü linç edilmekten korktum.
TC’de de, onun bir uzantısı hâline gelmiş olan KKTC’de de peygamber edasıyla gerçeğin tek sahibi gibi esip kükreyen çok köşe yazarı bilirim. Ekran meddahları da onlardan farklı değildirler.
Her konuda doğruyu bildiklerinden emindirler. Onları en çok kızdıran ise düşüncelerine karşı çıkılmasıdır.
Musa’ya “Sen Kızıldeniz’i falan yarmadın, kardeş. Sığ tarafından yürüyerek geçirdin Yahudileri,” desen asasıyla kafanı ezmez mi?
Aynı şey.
Bu köşe yazarlarına karşı çok basit ama etkili bir savunma geliştirdim: yazılarını okumamak. Size de tavsiye ederim. Birkaç haftalık bir kür sonunda saçlarınızın beyazlaşmasının durduğunu, prostatınızın ufalmaya başladığını, sabahları gülümseyerek uyandığınızı göreceksiniz.
Gerçek şudur ki hiçbir köşe yazarı kendini sandığı kadar önemli veya etkili değildir. Köşe yazarının kendine atfettiği güç, aslında hesabına yazdığı gazete veya siteye aittir.
En kolay unutulan ünlüler gazetecilerdir. Öldükten 10-15 sene sonra hatırlanan gazeteci yoktur.
*
İyi köşe yazarı dünyayı okuyucularına cevap değil soru olarak sunar.
Çünkü cevap olmadığını bilir.
Soru iyi ise akıllı okuyucu, cevap olmasa bile sisler içinde cevabın hayalini veya hayaletini gördüğünü düşünebilir.
(Şu dar ve ölümlü dünyada gerçeği bulmak değil, onun hayal meyal bir kaybolup bir görünen hayaline bakmaktan ileri gidemeyeceğimizi bilmiyor muyuz?)
Akılsız okuyucu sübut, certainty, dolu olduğu için sorunun farkında bile olmayacaktır.
Köşe yazarı o okuyucunun “emin olma,” hastalığını tedavi edemez. O hastalıktan onu sadece kendi iyileştirebilir.
Şüphe duymak emin olmaktan iyidir, çünkü her şeyden şüphe edebilirsiniz ama hiçbir şeyden emin olamazsınız.
İnanmamak inanmaktan iyidir; çünkü inanmak kapıları kapatır, inanmamak açar.
Benden daha akıllı birinin dediği gibi “İnanç böler, şüphe birleştirir.”
Metin Münir’in 18 Temmuz 2023 tarihli yazısı
Pieta 12 Ay Önce
Seni unutmayacağız MM!
Doğan ÇAĞLAYAN 12 Ay Önce
Müptelası olduğum tek yazardı.
….. 12 Ay Önce
O bizim biriciğimiz. ❤️
Yavuz 12 Ay Önce
Hala alışamadık gittiğine. Sanki bir yazı günü yeni bir yazısıyla dönüp gelecek.
Ege’de Bir Sahil Kasabası 12 Ay Önce
Metin Bey yazıda diyor ki: “ En kolay unutulan ünlüler gazetecilerdir. Öldükten 10-15 sene sonra hatırlanan gazeteci yoktur.” Biz okuyucularınız hayatta olduğumuz sürece, sizi hiç unutmayacağız Metin Bey. Her zaman; büyük bir özlemle, sevgiyle, bize kattıklarınız için minnet duygusu ile hatırlayacağız. Yokluğunuz çok acı…
Tarık Er 12 Ay Önce
Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun nurlarda uyu bilge insan
Urla'li Tolga 12 Ay Önce
hep yanımızdasin Metin Üstat, Sevgiyle kal emi ...
Ruh ikizi 12 Ay Önce
En kolay gazeteciler unutulur. Ne kadar doğru bilemem. Bildiğim bir şey varsa benim nezdinde siz o gurupta değilsiniz.
Halil Yıldız 12 Ay Önce
Metin Bey'i ; sevgi ve saygıyla anarken, Edip Cansever'in dizeleriyle selamlıyorum. '' Ne kalır benden geriye , benden sonrası kalır asıl bu kalır, on yerde adım geçse geçmese dağlardan tepelerden inen bir düzlüktüm anlaşılır.''
….. 12 Ay Önce
Mesela bugün. Bir yeni yıl yazısı ile gelecekti.
Ege’de Bir Sahil Kasabası 12 Ay Önce
Sn. Diyalog Gazetesi yetkileri; yarın, Metin Bey’in Aralık ayının sonunda yazdığı, yılbaşına denk gelen bir yazısını paylaşır mısınız? Geçen sene de olması şart değil, daha önceki yıllar da olur.
Ahmet Seçer 12 Ay Önce
Metin Ağabey benim bir akrabam ya da tanıdığım değil. Yazılarını okuduğum, okudukça büyüdüğüm bir yazar. Onun kimseye yük olmadan gidişi kendisine bir armağan, yazdıklarını okumak ise bize bir armağan. Dualar ezberdir (değil mi?), ölenleri gömmek de öyle. Benim önerim arşivini okumak, Kıbrıs'taki son yazılarını yeniden okumak. Elbette her kaybımız gibi ben de rahmetle anacağım Metin Abimi. Dostlar sağolsun.
Ege’de Bir Sahil Kasabası 12 Ay Önce
31 Aralık günü eski yazılardan bir “yeni yıl”yazısı gelmeyince acaba 2 Ocak 2024’e mi saklanıyor diye düşünmüştüm ama yok bugünde böyle bir yazı yayınlanmadı. Bu umursanmayan ve ilgisiz tutuma karşılık belki de hata bende artık buraya gelip bakmamalıyım.
11 Ay Önce
Arşivdeki yazılarını isteyen okuyabilir. Eminim kendisi de bunu önerirdi.
Munchen 11 Ay Önce
Diyalog,10 gün oldu, yeni bir yazı seçip koymayı becermek bu kadar mı zor?
Ahmet Seçer 11 Ay Önce
Metin Abi buradasın. yanımızda, aklımızdasın.