İmamoğlu, Disiplin Tüzüğü…

Türkiye’de Sayın Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve tutuklanması ile başlayan süreç, Türkiye iç siyasetinde derin yarıkların oluşmasına yol açtı. Ancak günümüz dünyasında, iç siyasette oluşan ciddi demokratik sorunlar, ekonomik yaşamı da doğrudan etkilemektedir. Eğer siz, ekonominizi ihracat, yabancı yatırımcı ve diğer evrensel ticari ve ekonomik aktivitelere açmak zorunda iseniz, o zaman bu olumsuz etki, ulusal sınır tanımaz. Nitekim Sayın Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, Türkiye’de hem TL’de hem de Borsada sert düşüşlere yol açtı. TL’nin değeri döviz karşısında düştü. Hali ile TCMB bu düşüşü frenlemek için elindeki milyarlarca döviz rezervini eritmek zorunda kaldı. Bunun tek başına bir sonuç veremeyeceği için de hali ile para politikasında sürdürdüğü faizleri düşürme politikasından da geri çekildi. Politika faizini, gecelik faizleri ve kredi kartı faizlerini yükseltti. Zaten ciddi boyuta ulaşan Bütçe Açığı vardı. Bunlar hali ile enflasyonu düşürme siyasetine de yara aldırdı. Şimdi enflasyon öngörüsü de yukarı olarak revize olacak.
Tüm bu gelişmeler, ekonomik ve sosyal yaşamın Sterlin, Euro üzerinden bire bir şekillendiği KKTC’de insana ve ekonomik yaşama ekstra sorunlar getirecek. Pahalılık artacak. Kredi borçlarının büyük çoğunluğunun döviz borcu olduğu ülkede, insanlar büyük zorluklar yaşayacak. Ev, dükkan kiralarının çoğunluğunun Sterlin üzerinden olduğu ülkede; hane halkının, esnafın, hali daha da zorluğa girecek. Tüm fiyatlarda TL bazından yukarı doğru hareketlenecek. Buna, ciddi ölçülere varan KKTC Bütçesinin tarihi rekor kırdığı açık olgusu da eklenince; eğitim, sağlık ve ekonomik yaşama dönük devlet katkıları, destekleri de yeterince yapılamayacak. Birde kuraklık, don gibi doğa olaylarının tarım sektörüne getirdiği sıkıntılar var. Yani, zaten ciddi olan enflasyon ve gıda enflasyonu daha da azacak.
Yapay olarak çıkartılan Orta Eğitim Kurumlarındaki Disiplin Tüzüğü sorunu, diğer alanlarda temel sorunların daha da azmasına da katkı sağladı. Yani Sayın Ekrem İmamoğlu’na dönük yapılan yanlış adım, nasıl Türkiye ekonomisine ekstra sorunlar yüklediyse, bu Disiplin Yönetmenliği adımı da KKTC’de insana ve ekonomiye büyük bedeller ödetirdi ve daha da ödettirecek. 
Bu nedenle söz konusu Disiplin Tüzüğü dayatmasına karşı, haklı mücadele sürdüren örgütler, bunun ekonomiye, insana dönük getirdiği ağır enflasyonist baskıyı, pahalılığı da göz ardı edemez. Çünkü esas olan demokratik, laik, hukuk devleti değerleri, ekonomi ve kurumsal demokratik varlığımızdır. Bunlar da bir birinden ayrılmaz değerlerdir.