Kuzey Kıbrıs’ta işlerin iyi gitmediğini veya bir yerde sorun olduğunu söylediğiniz zaman; üst düzey yöneticilerin ilk tepkisi ‘personel yetersizliğini’ öne sürmek oluyor…
Mesela; “Bizim bakanlığın kadrosunda 300 eksik vardır” diyorlar…
Normal şartlarda bırakın 300 eksiklik olmasını, fazlalık olduğu halde bunu değerlendirmekten kaçınıyorlar…
Yaratılan düzenin bir sonucudur bu…
Üst kademe yöneticilerinin sayısı gereğinden belki 10 kat fazladır…
Müdür var, müsteşar var ama yeterli olmuyor…
Mutlaka özel kalem müdürü ve danışmanlar olacak…
Hayatında fikir almamış, güzel düşünceleri dinlemeye alışkın olmayan insanların danışmana ihtiyacı olur mu?..
Olmaz ama kamuda çok sayıda ‘danışman’ vardır…
Bu kişiler, iktidar değişimlerinde dama taşı gibi oynatıldıkları için isteseler de verimli olamazlar…
Becerisi olmayanların yapabildiği işlerin sınırlı olduğunu herkes biliyor…
Üç beş kişinin görev yerini değiştirmek suretiyle kendi partilerine ve destekçilerine karşı ‘iş yapmış’ gibi görünüyorlar…
Ve bunun adına devlet yönetimi deniliyor…
Tümüyle sahte bir düzen…
Yapılmak istenen nedir?..
Bazı siyasi partilerin, bu ülkede nasıl bir düzen yaratmak istedikleri, plan ve projelerinin ne olduğu net bir şekilde bilinmiyor...
Seçim manifestolarında yazılanların çok büyük bir kısmını uygulamadıkları halde, kamuoyuna doğruları anlatma cesareti gösteremiyorlar...
Peki bu partiler, KKTC devleti ve halkı için ne yapmak istiyorlar?..
Daha az iş, daha çok maaş düzenini geliştirmek mi?..
Bunu istiyorlarsa, parayı nereden bulacaklarını da açıklamak zorundadırlar…
Daha çok üretim, daha çok kazanç mı?..
O zaman yatırımları ve üretimi teşvik edecek, ciddi ve tutarlı projeleri hayata geçirecekler…
Plan, proje, yasa ve kararlılık isteyen diğer bazı başlıkları şöyle sıralayabiliriz:
Ambargolara karşı direnme...
Avrupa Birliği yardımlarının artırılması için güçlü irade...
Türkiye ile ilişkileri geliştirme...
Temiz çevre, sağlıklı kentler...
Kanalizasyon atıklarına çözüm...
İnsanların dinlenebileceği yeşil parklar...
Eğitimde ve sağlıkta tam gün uygulaması...
Siyasette profesyonellik...
Üçlü kararname veya benzeri uygulamalara son verilmesi...
Tek bölge seçim sistemi...
Veya Başkanlık Sistemine geçiş...
Bu şekilde devam edilebilir mi?
Siyaset yaparken, ne istediğimizi ve neleri yapabileceğimizi önceden belirlemek ve kamuoyu ile paylaşmamız gerekiyor...
Eğer hepimizin isteği daha iyi bir yaşam ise; bunun yollarını bulabilmeliyiz...
Öncelikle adam gibi çalışmayı kabullenmeliyiz...
Ekonomisi batmış, borç batağında sürüklenen bir ülkede hala ‘taktiksel yöntemlerle’ maaş kadar ‘fazla mesai’ ödeneği dağıtılması anlaşılır gibi değildir...
Rumların bu konularda yaptıklarına bakmakta fayda vardır…
Onlar bir taraftan ağır ekonomik krizden kurtulmanın yollarını ararken, diğer yandan Kıbrıs konusunda her zamankinden daha atak bir politika izliyorlar...
Sadece AB ülkeleriyle değil, İslam ülkeleriyle de ilişkileri geliştiriyorlar...
Özellikle yabancı yatırımcıların ayağına kırmızı halı seriyorlar...
Her türlü teşviki önlerine koyuyorlar...
Bizde ise ülkeye büyük yatırım yapan insanları pişman etmek için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar...
Sorumlu makama getirilen bürokratları yeterince eğitmiyor veya yetkilendirmiyorlar...
Sonuca gelelim…
Bugün eğer başarısızlık yaşıyorsak, bunun ilk sorumlusu bizleriz...
Hasan Nuri 1 Gün Önce
Sayın Akar, Yeşil Alanlarımız ‘ Parklarımız Tertemiz Çevremiz ve Kaliteli Tam Gün Okullarımızın olması KKTC düzeni ile Mümkün değildir ! Gelişen Teknloji ve Verimli İş Gücü ile Bugün Zengin Ülke İngilterede 4 Kişinin İşini 2 Kişi kolayca yapabilmektedir , Verimsiz İş Gücü ve Yıllardır Teknolojiden geri kalmış KKTCde ise Bugün 2 Kişinin işini ise 5 kişi düşük Standartlarda ancak yapabilmektedir ! Verimsizlikten Heba Edilen Ek Mesai milyarlarının da elbet bir Sonu olacaktır ! İstihdamların durmak bilmeyen KKTCde bugüne kadar neyimizi becerebildik ki , Tüm Sektörlerimizi batma noktasına getirdiğimiz Ülkemizde bugün Borçlanamadan maaş ödeyemez duruma geldik ! Turizmi Üretimi ve Ekonomiyi resmen batırdığımız KKTCde Alış Verişimizi de Güney Kıbrıs’a kaydırdık ! 200bin Rum’dan Kalan Zenginlikler içinde Kurduğumuz KKTCyi 42 yılda getirdiğimiz Noktayı brakın Ekonomi Uzmanlarını Falcı Elmaziye Hanımın bile Bilenilmesi ise Mümkün değildir ? Kötü Siyasetimiz Huyumuz ve Yatırımcı Düşmanliğımız ile Güzelim Ülkemizi yaşanamayacak duruma getirdik ‘ Bir inatla ise AİH’nın yıllar önce Elimize verdiği TMK’nunu Yok Sayıp Çalıştırmamakla Elimizde son kalan İnşaat Sektörümüzü de Batıracağımız kesindir ! Yapın da Korkmayın diyen Yöneticilerimiz ile “ Etme Bulma “ Dünyamıza Hoş Geldin TRNC !!
Tamer Karadeniz 1 Gün Önce
Sayın AKAR, Yazdıklarınızı hepsi tamamdır. Ama bana göre en önemlisi ve hem ilaç hemi da reçetesi olan: "ONCELİKLE ADAM GİBİ CALİSMAYİ KABUL ETMELİYİZ..."
Öz 1 Gün Önce
KKTC nin amacı, ülkenin kalkınması, hıkuk kuraları içinde gelişmesi, gelirinin fazla vermesi, eğitim ve sağlığın iyi işlemesi, trafiğin çok iyi olması, çevrenin korunması gibi temel konular hiç olmamıştır.KKTC de iş yaratmak da mesele olarak görülmüyor. KKTC nin amacı siyasi iktidarın devamlılığıdır. Bunun için devlet kullanılır. Partili olana devlette iş verilir.Arsa verilir.İhale verilir.Partili olmayan devletten iş alamaz,Bu yolda her türlü hukuksuzluk normal sayılır.KKTC yolsuzlukların, partizanlığın, adam kayırmacılığın, rüşvetin sıradan olaylar olarak görüldüğü bir ülkedir.Siyasi iktidarı elinde tuttuğu sürece her şey mübahtır. KKTC budur.
Tamer Karadeniz 12 Saat Önce
Çalışmayı begenmeyenlerin milliyetinden ve cinsiyetinden şüphelenmek lazım.. Eeee Gökay değil tabi... Yıllarca birileri baksın sana, el-bebek, gül bebek. Şimdi de çalış diyeni beğenmezsen tabi.. Tembel tenekeler sizi..
Tamer Karadeniz 12 Saat Önce
https://kibrisgazetesi.com/kalifiye-eleman-ve-yeni-istihdam/