Corona salgını sadece insan hayatlarını değil insanların ceplerini de vurdu. Tüm dünya ekonomisi bugüne kadar yaşamadığı bir daralma ve ekonomik kriz ile karşı karşıya kaldı. Dünyanın büyük devletlerinin ekonomilerinde çok ciddi daralmalar yaşanırken daha orta ölçekte ve küçük ekonomilerde ise iflasların başlaması artık an meselesi.
İsterseniz lafı uzatmayalım ve dünyada ekonomik olarak neler olup bitiyor bir bakalım…
*Amerika ABD'de borçluluk oranı hızla artarken Kongre'den “mali kriz riskinde artış” uyarısı geldi. Kongre Bütçe Ofisi'nin raporuna göre; federal borç miktarının 2021 sonunda milli gelirin yüzde 102'sine, 2051'de ise milli gelirin yüzde 202'sine ulaşması bekleniyor.
The New York Times'ın aktardığına göre; 2020'de milli gelirin yüzde 14,9'una ulaşarak 1945 yılı sonrasındaki en yüksek orana erişen federal bütçe açığının 2021'de yüzde 10,3'e gerilese de yüksek seviyelerde kalmaya devam etmesi bekleniyor.
ABD'de 2019 mali yılında 984 milyar dolar olan bütçe açığı, pandeminin etkisiyle 2020'de 3,1 trilyon dolarla rekor kırdı.
*İngiltere İngiltere'de pandemiden beri perakende sektörü ve havacılık sektörünün zor günler yaşadığına dair haberler gelirken son olarak yayınlanan verilere göre; ülke bir rekora imza attı ve 2021 yılı şubat ayında 19,1 milyar sterlin borçlandı.
İngiltere'nin kamu bankaları hariç kamu borçlarının, vergi yılının başlangıcı olan Nisan 2020'den bu yılın şubat ayı sonuna kadarki dönemde 278,8 milyar sterlin seviyesine ulaştığı kaydedilen açıklamada, ülkenin toplam kamu borcunun da 2,13 trilyon dolara yükseldiği bildirildi.
Britanya ekonomisi, Coronavirüs pandemisi nedeniyle getirilen kapanma önlemlerinin etkisiyle son 300 yılın en büyük daralmasını yaşıyor.
*Almanya Alman ekonomisinde 11 yıldır süren büyüme durdu: Pandemide ise ekonomi yüzde 5 daraldı. Almanya'da İstihdam Piyasası ve Meslek Araştırmaları Enstitüsü'nün gerçekleştirdiği çalışmanın sonuçları, Alman ekonomisinin 2025 yılına kadar Coronavirüs pandemisinin etkilerini hissedeceğini, hatta bu etkinin daha da uzun sürmesinin muhtemel olduğunu ortaya koydu.
Almanya Hastaneler Birliği Başkanı Gerald Gass, basına yaptığı açıklamada, hastanelerin kısıtlı mali kaynaklara sahip olduğuna dikkati çekerek, "Federal hükümet yardımları önemli ölçüde artırmazsa, ülkedeki hastaneler 2021'in ilk çeyreğinde bile çalışanlarına maaşlarını ödeyemeyecek " ifadesini kullandı.
*Türkiye Küresel ekonomide İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı tahribat kadar ağır izler bırakan Covid-19 pandemisi, son yıllarda durgunluk yaşayan Türkiye ekonomisi açısından işsizlik, enflasyon, cari açık gibi kronik sorunların büyüdüğü bir yıl oldu. Türkiye ekonomisi 2021 yılına işsizlik, enflasyon, geçim sıkıntısı gibi ağır sorunlarla girdi.
Türkiye’de ekonomik gidişat ve ekonomi politikalarına olan güveni temsil eden en net gösterge olarak tanımlanabilecek dolar kuru, pandemi sürecinin yarattığı belirsizlik ortamı ve Türkiye’nin kendine özgü yapısal sorunları nedeni ile artmaya devam etti. 2020 başında 5,95 seviyelerinde olan kur, kasım ayı başında 8,50 seviyelerini görerek tarihi rekor kırdı. Türk Lirası’nda yaşanan bu değer kaybı, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere ekonomi yönetiminin verdiği “reform” vaatleri ve faiz artışlarıyla bir miktar azaldı. Yılın son günlerinde dolar kuru 7,50 seviyesinin, Euro kuru ise 9 TL’nin altını gördü.
Ancak ekonominin başındaki isimlerin özellikle de Merkez Bankası Başkanlarının sık değişmesi kurları dün itibarıyla yeniden rekor denecek seviyelere çıkmasına neden oldu.
Önceki gece yarısı TL’nin büyük değer kayıpları yaşamadı dün dövizde sert dalgalanmalara borsada ise sert düşüşlere neden oldu.
Uzmanlar dalgalanmanın bir süre daha devam edeceğini, yeni kabine beklentisi sonrası durumun daha netleşeceği yönünde görüşler ağırlık kazanmış durumda.
Türkiye’de kabinenin birkaç gün içerisinde değişmesi bekleniyor.
Güney Kıbrıs Rum ekonomisinin 2020 yılında 1 milyar Euro açık verdiği belirtildi. Haravgi ve diğer gazetelerde yer alan habere göre, Ocak-Aralık 2020 döneminde gelirlerin 8 milyar 888 milyon Euro, giderlerin ise 9 milyar 947 milyon Euro olduğu kaydedildi.
Halkın normal hayata dönmeyi ve ekonominin yeniden başlamasını beklediğini, öte yandan ekonomiyle ilgili değerlendirmelere bakıldığında, normal hayata dönüşün tek yol olduğunu ve başka ertelemeye yer olmadığını yazan Rum gazeteleri, aksi halde, Coronavirüs salgınının en nihayetinde, 2012-2013 yıllarında yaşanan büyük ekonomik krizden daha da yıkıcı olacağına işaret etti.
Gazeteler Rum ekonomisinin dört ana bacağı olan turizm, doğal gaz, vatandaşlıklar (altın pasaportlar) ve Rus yatırımlarının, Coronavirüs salgını yüzünden eşi benzeri görülmemiş bir sınavdan geçmekte olduğunu da yazdı.
Avrupa ekonomik desteğinin ve turizmin bu kez de Rum ekonomisinin kurtarma tahtası olacağını yazan gazeteler, öyle ya da böyle açılımın kaçınılmaz olduğunu yazıyorlar.
Ve KKTC
Covid-19 salgınının ekonomik yükü, KKTC'de turistik işletmeleri vurdu. Neredeyse tüm oteller aylarca kapalı kaldı. Binlerce turizm çalışanı işlerinden oldu. Üniversitelerin de online eğitime geçmesi, öğrencilerin Ada’dan gitmesi üretimi durma noktasına getirdi.
Pandeminin ekonomik artçı sarsıntıları nedeniyle, KKTC'de birçok büyük iş yeri faaliyetlerini askıya almak zorunda kalırken, bazı işletmeler de mesailerinin çerçevelerini daraltma yoluna gitti.
İstatistik Kurumu’nun Hane Halkı İşgücü Anketine göre 2019 yılında KKTC genelinde toplam istihdam, 138,438’di ve bu rakam 5,548 kişi azalarak, 2020 yılında 132,885 kişiye düşmüştür. 9,317 olan işsiz sayısı 5,633 kişi artarak 14,950 kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise % 6.3’den % 10,1’e yükselmiştir. İşsizlikteki artış 2020 GSMH’daki daralmanın ciddi boyutlarda olacağının göstergesidir.
2021 bütçe tasarısına göre bütçe bir önceki yıla göre %14.91 artış göstererek 10 milyar 140 milyon TL, bütçe gelirleri ise 9 milyar 380 milyon TL olarak hesaplanmıştır. 2.5 milyar TL öngörülen Türkiye hibe ve kredilerine rağmen bütçede 760 milyon TL açık beklenmektedir.
Toplam istihdamın %79.1 hizmetler sektöründe istihdam edilmesi açılımın önemini göstermektedir. Ayrıca 2020’de işini kaybeden 5633 kişinin 3013’ü hizmetler sektöründe istihdam edilmekteydi. Kamu bütçesi önemli bir konu ve pandemi ile de yakından ilişkilidir. 760 milyon TL bütçe açığı beklentisi içerisinde her ay yaklaşık 40 milyon TL karantina için kaynak harcanması sürdürülebilir değildir.
KKTC ekonomisine dair en umut verici haber ise uzun zamandır gündemde olan, Türkiye- KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği anlaşmasının imzalanmış olmasıdır.
Yapılan bu anlaşma, 1 yıllık olup, sadece 2021 yılı için geçerlidir. Bu anlaşmanın 2.5 milyarı 2021 bütçesinde de görülen rakamdır. Geriye kalan 750 milyon TL’si de, geçen yılki protokolde olup, ülkeye ulaşmayan desteklerden oluşmaktadır.
KKTC ve Türkiye arasında toplamda 3.250 milyar tutarındaki hibe ve kredileri içeren İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması çerçevesindeki hibeler toplamı, 2.250 milyar TL, krediler toplamı da 1milyar TL’dir. İmzalanan bu anlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti, 2021 yılında, geçen yıldan kalan kaynaklarla birlikte, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne hibe olarak, savunma için yaklaşık 769 milyon TL, altyapı projeleri ve reel sektör harcamaları için yaklaşık 1.330 milyon TL, faaliyet ödenekleri için de 150 milyon TL destekte bulunacaktır.
Ayrıca, kredi olarak da, cari bütçe açığına katkı ve diğer kamu harcamaları için de toplam 1 milyar TL tutarında destek sağlayacaktır.
Yine de KKTC açısında da durum pek parlak değildir. KKTC’de giderler kısılmalı, yeni gelir getirecek gelir arayışına girilmelidir. Özellikle bürokratik sıkıntılardan ötürü gelir kaybının minimize edilmesi gerekmektedir.
KKTC’den mal alan yabancılara Bakanlar Kurulu kararı ile tapularının verilmesi çok ama çok uzun bir süre almaktadır. 3 binden fazla dosya Tapu dairesinde beklemektedir.
Her dosyada satışın yüzde 15 vergi olarak devlete, Belediyelere ve KIBTEK’e kaynak olmaktadır. Kaba bir hesapla şu an tapulardan 200 milyon liralık bir kaynak ekonomiye hızlı bir şekilde sokulabilir.