Yağmura hasret ama bir o kadar da yağmurdan korkar olduk. Yarı kurak bir coğrafyada yaşıyor olmamız, yağmurun değerini daha da artırıyor. Diğer bir yandan ise yağmur yağdığı zaman sevineceğimize korkar olduk. Coğrafyamızın sahip olduğu altyapı eksiklikleri ile birlikte var olan altyapının da bakımının ihmal edilmesinin sıkıntılarını her yağmur yağışından sonra yaşıyoruz.
Geçtiğimiz hafta yağan yağmurla birlikte, yurt dışına tek bağlantımız olan Ercan Havalimanı pisti zarar gördü. Ercan Havalimanı’na iniş yapmak isteyen havadaki iki uçağın, pistin zarar görmesi nedeniyle kalktıkları havalimanlarına geri dönmesi elbette bizim beceriksizliğimizdir. Bir türlü ikinci pisti tamamlayamadık ve var olan pistin de rutin bakımlarını yapmadık. Fakat gündemimiz elbette Ercan Havalimanı değil.
Gündemimiz 2022 erken genel seçimleri. 23 Ocak 2022 tarihine kadar da gündemimiz değişmeyecek. Erken gelen seçim sonrasında ise hükümet kurma çalışmaları gündeme gelecek. Siyasi görüntünün bugünden farklı olmayacağını düşünen biri olarak, seçimden sonra partilerin milletvekili sayılarına göre oluşturulacak koalisyon modellerini konuşacağız. Öyle veya böyle KKTC’nin 26’ncı hükümeti kurulacak. Fakat hemen sonrasında Haziran 2022 Yerel Seçimler gündeme gelecek ve ülke gündemi bir süre daha yerel seçim gündemi ile sürüklenecek.
Her seçim döneminde gündeme gelen Gezici Araştırma Şirketi, geçtiğimiz hafta seçim 2022 çalışmasını yayınladı. Partilerin oy oranları çalışmanın en ilgi çeken bölümü oldu. Fakat çalışmanın bir de pek gündeme gelmeyen ülke sorunları konusu vardı. Ülke sorunlarına da değinen çalışmaya göre; KKTC halkı büyük bir oranla gündemdeki en büyük sorunun ekonomi olduğunu belirtmektedir. Ardından pahalılık, sağlık sorunları, eğitim, işsizlik, yolsuzluk, Kıbrıs sorunu olarak sıralanıp devam etmektedir.
KKTC halkının sorun olarak gördüğü konular elbette partilerin seçim manifestolarında yer alacaktır. Siyasi partilerin her seçim döneminde, seçilmeleri halinde uygulayacaklarını iddia ettikleri manifestoların hepsi ufak tefek farklarla birbirlerinin aynısıdır. Özellikle siyasi tarihimize damga vuran partilerin bugüne kadar hazırladıkları seçim manifestolarının ne kadarı uygulanabildiği veya uygulanabilir oldukları sorgulandığında karşımıza pek de inandırıcı olmayan söylemler çıkmaktadır. Süre gelen bu siyasi yapıyı değişeceğiz diyerek gündem yaratan diğer yeni siyasi partilerin de zaman içinde diğerleri ile aynı çizgiye geldiklerini hep birlikte gözlemledik.
Kendi kendimize dövündüğümüz 47 yıllık siyasi tarihimizde hep meclisteki koltuk sayılarına odaklandık. Maalesef yasama ve yürütmenin gerek duyduğu niteliklere hiçbir zaman odaklanmadık. Seçilen meclis üyeleri konularında uzman nitelikli kişiler olabilirler, ancak yasama ve yürütmeye uygun niteliklere vakıf olmadıkları veya oldurulmadıklarını görmekteyiz. Mecliste bir değişime ihtiyaç vardır. Ancak bu değişimin meclise girecek milletvekilleri ile başarılması mümkün değildir. Bizlerin, toplumsal farkındalık ile gelecek olan zihniyet değişikliğine ihtiyacımız vardır. Ama şu bir gerçektir ki bizler bu değişime çok uzağız. Çünkü meclis; işsiz olanlar için bir geçim kapısı veya emekli olanlar için yeni bir heyecan olarak görülmektedir. Adayların niteliklerine şöyle bir bakarsanız bu durumu sizde göreceksiniz.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle iyi pazarlar.
Değişim önündeki en büyük engel zihniyetimizdir
Paylaş