Fakirleşmenin arttığı ülkelerde suçların da artması doğaldır… Özellikle hırsızlık suçları ciddi sıkıntılar yaratmaya başlar…
Hırsızlık tüm ülkelerde suç sayılır…
Öyleyse Kıbrıs’ın kuzeyinde hırsızlık suçu işleyenler hakkında yasal işlem yapılması da doğaldır…
Ancak; ülkede kaçak yaşayan ve işsiz kaldığı için marketten 4 adet ekmek çalan bir yabancıya iki ay hapislik vermek yerine onu ülkesine göndermek de bir cezadır…
Ne var ki; Kuzey Kıbrıs’ta yasalar tutarsız, yetersiz ve birçoğu anlamsızdır…
Bu işe yaramaz yasaları düzeltmek ise meclisin görevidir…
Meclis çok büyük rakamlarla suçlananları koruma konusunda gayet başarılıdır…
Ama böylesi suçlarla ilgili düzenlemeler yapma konusunda isteksiz ve başarısızdır…
Halbuki; işsiz kalan ve bir ekmeğe muhtaç duruma düşen bir yabancıyı iki ay süreyle ‘kapasitesinin iki katı’ mahkum barındıran cezaevine göndermek yerine; ülkesine uğurlamak çok daha mantıklıdır…
Garip bir ülke olduk
Kuşkusuz; ülkemizde son zamanlarda yaşanan ‘gariplikler’ sadece bununla sınırlı değildir… Pandemi sürecinde işsiz kalan ve geçim sıkıntısı çekenler oldu…
Aşıların yan etkileri konusunda tartışmalar devam ediyor…
Dolayısıyla insanların derdi sadece pahalılık veya parasızlık değildir…
Aynı zamanda psikolojik rahatsızlıklar vardır…
Gelecek kaygısı çeken ve evini geçindiremez duruma düşen insanların psikolojik sorun yaşaması da son derece doğaldır…
Ve bu insanların tedavi görecek parası da yoktur…
Ülke yönetenlerin bunları görmezden gelmesi ve gerekli önlemleri alamaması gelecek açısından kaygı vericidir…
Bir başka kaygı verici konu ise; yaşanan ekonomik krizin etkisi altında kalan insanların, en yakınlarını gözden çıkarması veya onları üzecek bir tavır içine girebilmesidir…
İnsanlar arasındaki sıcak ilişkilerin ve dayanışma ruhunun yok olmasıdır…
Seferberlik ruhu önemli
Son zamanlarda psikolojik rahatsızlıkların yanı sıra kalp ve kanser hastalıklarında meydana gelen artışlara da bakmak lazım… Hastanelerin dolup taştığını, acil durumlarda hastalara müdahale yapılamadığını da görebilmeli ve telaşlanmalıyız…
İşte bu noktada akla gelen bir soru vardır…
Gelir durumu bozulmayan, hatta bu süreçten karlı çıkanların oluşturacağı bir ‘seferberlik hareketi’ ile KKTC’nin kötü gidişatını, iyi yöne çevirmek isteyen birileri kaldı mı ülkemizde?..
Yanıt bekleyen soru budur…
Var mı seferberliğe katkı koyacak birileri?..
Varsa umutlanabiliriz…
Öz 7 Ay Önce
Tatar açıklamış. Resmi rakamlara göre nüfus 407 bin olmuş. K/Türkleri 150 olarak düşünürsek, 257 bin vatandaşlık verilmiş. 1974 de 200 bin Rum yaşadığı bölgede iki katından fazla bir nüfus yığmaya karşılık, alt yapı aynı hatta geriye gitmişse, trafik bozuk, sağlık ve eğitim keşmekeş içerisinde, kanalizasyon yok, her şey berbat diye şikayet etmeyeceksin. Sen ettin, sen buldun. Herhalde dünyanın en kolay vatandaş olunan ülkesi burası olsa gerek. Ülkeye gelenlere ne için geldin, cebinde paran var mı? Kalacak yerin, dönüş biletin var mı? Ülkeye aldıklarını arayan soran var mı? Yoksa, hırsızlıktan, uyuşturucu ve diğer kaçakcılıktan şikayet etmeyeceksin. Hiç yapamazsan, meclisten bir göçmen yasası çıkart. İradene sahip çık. Ülkende, halkının oransal olarak daha da azalmasına izin verme.
Hasan Nuri 7 Ay Önce
KKTCnin her geçen gün kötüleşen Hayat şartları ile fakirleşip yoksullaşan Ülkemizde bu saatten sonra Yüce meclisimizden ne mi Bekleyebiliriz ? Kocaman bir Sıfır ! Kırk yıldır yönetemediğimiz güzelim Ülkemizi getirdiğimiz nokta içler acısı değil de nedir yani ? Yollarıma çıkmaya Hastahanelerine girmeye korkar olduğumuz Ülkemizde Suçların ve Uyuşturucunun tavan yaptığını bilmeyen mi kaldı ? Fakirlik ve Yolsulluk olan bir Ülkede Suçların ve Uyuşturucunun patlak vermesinin yanısıra Ülkemizdeki Sahtekarlıkların da patlak vermesi normal değilmidir yani ! Yüce meclisimiz ne zaman gerçekleri görüp de Yö’ne’te’mi’yo’ruz Diyebilecektir acaba ? Balık Baştan kokmuyor mu yani ?