Diyalog Gazetesi
2024-11-24 01:42:33

Dünya savaşı konuşurken, Kıbrıs barışa gidebilir mi? (1)

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 24 Kasım 2024, 01:42

Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’i 2004 referandumunda ‘İki bölgeli, iki toplumlu federasyonu’ öngören Annan Planı’na “evet” dedi…

Bu ne anlama geliyor?..

-Adada barış ve Avrupa Birliği vatandaşlığı istiyoruz…

Avrupa Birliği vatandaşlığını isterken, amacın ne olduğunu bilen var mıdır?..

Ezici bir çoğunluk sadece maaşın Euro olacağını ve daha iyi şartlarda yaşanılacağını düşünüyor…

Fakat ‘daha iyi şartlarda yaşam’ için yapılması gerekenleri hiç tartışmıyor…

Mesela tam gün eğitim…

Buna var mısınız?..

Asla, n’olamaz…

Tam gün sağlık…

O da olamaz…

Emeklilik yaşını 65’e çıkarmak…

Mümkün değil…

Veteriner kontrolünde tek mezbahanın çalıştırılması?..

Ya da kuyu sularının şişelenmesinin önlenmesi…

Olur mu öyle şey?..

Bizim insanımız ne iş yapacak?..

Gayet basit…

Yapabileceği işi yapabilecek...

Özelde çalışmak olur mu?..

Her isteyenin üniversite mezunu olabileceği bir Avrupa ülkesi var mıdır?..

Bunu tartışmaya hazır mısınız?..

Asla n’olamaz…

Neden?..

Evladımız üniversite mezunu olacak ki devlette iş bulabilsin…

Bulamayan ne yapacak?..

Göç edecek…

Nereye?..

Öncelikle İngiltere’ye…

Orada ne iş yapacak?..

Mesela; KKTC’de hukuk okuduğunu düşünelim…

İngiltere’de avukatlık mı yapacak?..

Buna izin verirler mi?..

Asla vermezler…

Burada iletişim okuduğunu düşünelim…

İngiltere’de BBC’de mi çalışacak, Times gazetesinde mi?..

Mümkün mü?..

Elbette değil…

Peki ne iş yapacak?..

Bulaşıkçı mı, ütücü mü, şoförlük mü, koruma görevi mi?..

Tesisatçı mı, boyacı mı?..

Burada olamaz

İngiltere’ye büyük hayallerle gidip de aradığını bulamayan çok insan var…

Orada boyacı veya yapıcı veya kebapçı olunuyor da Kıbrıs’ta neden ‘illa ki’ devlet memurluğu…

Sistem böyle çalıştığı için…

Peki ama bu aslında sistemsizliğin sonucu değil mi?..

Ve böylesi bir yapı sürdürülebilir mi?..

Sürdürülemeyeceğini herkes biliyor…

Yine de sistemli bir yaşama geçilemiyor…

Çünkü; ülkenin tüm kurumları, başta siyasal yapı buna izin vermiyor…

Son 50 yıl bu şekilde geçti…

Bu süre zarfında üretim geriledi…

Başta narenciyede, harnupta, zeytinde, patateste…

Elinde Rum arazisi bulunduranlar parselleyip satmak suretiyle durumu bir şekilde idare etti…

Peki 51’inci yılda ne olacak?..

Neyi satıp da idare edeceğimizi düşünen var mıdır?..

(Devamı yarın)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.