Ülkemiz gerçekten zor günlerden geçiyor...
Halkımızın büyük umutlar bağladığı ‘federal çözüm’ bir türlü gerçekleşmiyor...
Neden?..
Rum liderliği bizlere ‘eşit hak ve yetki’ vermek istemiyor da ondan...
Tek güvencemiz olan Türkiye’nin garantörlüğünü tamamen ortadan kaldırmayı şart koşuyor...
İki bölgeliliği sulandıracak ‘toprak önerileri’ sunuyor ve bunlarda ısrar ediyor...
Esas sorun budur...
Barbaros gemisinin Kıbrıs açıklarında sismik araştırma yapması, müzakerelerden kaçmak için bir bahanedir...
Yoksa Türkiye; Rum tarafının, Annan Planı temelinde bir anlaşmaya razı olması halinde Barbaros’u bir anda geri çekmeye hazırdır...
Kıbrıs sorununun belirsizliği kuşkusuz halkımızın yaşantısını olumsuz yönde etkiliyor...
Özellikle Rumlara taviz olarak verileceği bildirilen bölgelerde oturanlar, evlerine tek çivi dahi çakmak istemiyorlar...
Bunun yanı sıra içte üzücü gelişmeler yaşanıyor...
Siyasete olan güven sıfırlanmış durumdadır...
Vatandaş, siyasilere olan tepkisinden dolayı devlete olan güvenini de yitirdiğini söylüyor...
Bu çok tehlikeli bir gelişmedir...
O nedenle halk üzerinde pozitif etki yapacak acil eylemlere ihtiyaç vardır...
Medyanın rolü
İçinde bulunduğumuz ortamda medyanın halk üzerindeki etkisi çok daha önemlidir...
Medya, araştırmacı ve sorgulayıcı haberleriyle, bazı önemli sorunların çözümüne katkı sağlayabilir...
Gücünü bu yönde kullandığı zamanlarda kesinlikle ‘taraf tutmuş’ sayılmaz...
Tam tersi, taraf tutanlardan farklı olduğunu kanıtlamış olur...
Medyanın örgütlendiği kuruluşların da, sıkıntılı dönemlerde ülkenin ve halkın menfaatleri doğrultusunda yapabileceği hizmetler vardır...
İşte bu düşüncelerle, uzun bir aradan sonra dün yeniden Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı görevini üstlenmiş bulunuyorum...
Merhum Özer Hatay’ın başkan olduğu yıllarda, henüz 19 yaşında iken Gazeteciler Cemiyeti’ne yönetim kurulu üyesi seçilmiştim...
Daha sonra Akay Cemal’in başkan olduğu yıllarda uzun süre Genel Sekreterlik yaptım...
Ardından Gazeteciler Birliği kuruldu...
İki dönem de Gazeteciler Birliği’nin başkanlığını yaptım...
Gazeteciler halen iki ayrı örgüt çatısı altında faaliyet yapıyor...
Bunların ileriki dönemlerde birleşmesi elbette iyi olur...
Ama şu an önceliğimiz Gazeteciler Cemiyeti’ni, bulunduğu noktadan daha ileriye taşımak...
Bir yandan üyelerin menfaatlerini korumak ve geliştirmek, diğer yandan mesleki sorunların ortadan kalkması için girişimlerde bulunmak...
Tüm siyasi partilere ‘eşit mesafede’ duruş sergileyip, bağımsız ve tarafsız faaliyetler gerçekleştirmek...
Halkımızın sıkıntılarına tercüman olarak bunları ilgili mercilere aktarmak...
Yapacak çok iş var...
Gazeteciler Cemiyeti’nin dünkü genel kurul toplantısında beni oybirliği ile başkanlığa getiren tüm meslektaşlarıma teşekkürlerimi iletiyor, Yönetim kuruluna seçilen arkadaşlarla verimli bir çalışma gerçekleştirmeyi umuyorum...
İyi pazarlar...