Herkese iyi hafta sonları. Tabii ki ne kadar iyi olabiliyorsak! Yaşadığımız bu günlerde hepimiz bu ekonomik dar boğaz ile karşı karşıyayız. O kadar yıkıcı bir ekonomik durum var ki halk olarak yoksullaşıyoruz. Yoksullaşmayı rakamlar ile açıklamaya çalışayım…. 
 
Yukarıda 2011 yılından günümüze gelinceye kadar Asgari Ücretin ne kadar arttığını her yıl yazarak buldum. 2011 yılında 1,300 TL iken bugün 2,620 TL olan Asgari Ücret yıllar itibariyle % 202 oranında artış gösterdi. 2011 yılında 2,34 TL/litre iken, bugün 5,81 TL/Litre olan 95 Oktan Benzin yıllar itibariyle % 248 oranında artış gösterdi. Yani 95 Oktan Benzin artış oranı Asgari Ücret artışından yıllar itibariyle % 46 daha fazla artış göstermiştir. Buna karşılık olarak 2011 yılında bir aylık Asgari Ücret alan bir vatandaşımız 555,56 litre/ay 95 Oktan Benzin alabiliyorken 2018 yılında bir aylık Asgari ücretli 450,95 litre/ay 95 Oktan Benzin alabiliyor. Yani Asgari Ücret alan bir çalışan 2011 yılından günümüze gelinceye dek maaş karşılığında aldığı toplam litre miktarı % 19 oranında düşmüştür. 
2011 yılında 0,30 TL/KWS iken bugün 0,79 TL/KWS olan konut tarifesinin ilk dilimi (0-250 kws) yıllar itibariyle % 263 oranında artış gösterdi. Yani konut tarifesinin ilk dilimindeki artış oranı Asgari Ücret artışından yıllar itibariyle % 61 daha fazla artış göstermiştir. Buna karşılık olarak 2011 yılında bir aylık Asgari Ücret alan bir vatandaşımız 4.333,33 KWS/ay enerji alabiliyorken 2018 yılında bir aylık Asgari ücretli 3.316,46 KWS/ay enerji alabiliyor. Yani Asgari Ücret alan bir çalışan 2011 yılından günümüze gelinceye dek maaş karşılığında aldığı toplam KWS enerji miktarı % 24 oranında düşmüştür.
Yukarıda hem 95 Oktan Benzin hem de Elektrik Enerjisi temel alınarak yıllar itibariyle bir Asgari Ücret maaş alan vatandaşımızın ne kadar yoksullaştığını rakamlarla açıklamaya çalıştım. Yıllarca belli başlı nedenlerin arkasına sığınarak halkın refah seviyesini ileri taşımayı değil geriye götürüldüğünü gösteren bu iki enerji ürünü sayesinde son hükümetin de sadece bahaneler ürettiğini ve dövizin arkasına sığındığını söyleyebiliriz. Kuzey Kıbrıs coğrafyasında yaşayan her bir birey yıllar itibariyle maalesef yoksullaşıyor. Bu yoksullaşma sayesinde vatandaşlarımızın ülkesine, bayrağına ve vatanına s olan inancın ve sevginin azalmasına vesile olduğunu gözlemliyor ve çok üzülüyorum. Büyük hedefler ile hükümet olan 4’lü koalisyon hükümetini dövizin arkasına sığınmayı geride bırakmasını ve halkın yoksullaşmasını azaltacak halkın refah seviyesini artıracak önlemler almaya davet ediyorum. Hükümet etmek bunu gerektirir. Bunlar yapılmaz ise yarın çok geç olabilir…