banner564

Yok hükmünde mi? 

Kıbrıs’ın iki tarafında kullanılan resmi dilde ve söylemlerde, çok ilgi çekici benzerlik var. Her iki tarafın diğeri için kullandığı jargonlar, “ sözde, sahte, yok hükmünde “ ifadeleridir. Bunlara pek çok söz ve ifade de ekleyebilirsiniz. Bunlar Türkçe ve  Elen dilinde öteki ilan edilene  dönük kullanıldığında  aklıma şu gelir. Madem sahtedir yada sözdedir;  neden dikkate alıyor ve siyasal alanın belirleyici meselesi yapıyor ve  sahte  yada sözde diye tanımladığını dikkate  alıyorsun? . Hele “yok hükmünde” ise neden, temel sorun yapıyorsun? Güneyde KKTC olgusuna “ yok hükmünde” diyenle, “ Kıbrıs Cumhuriyetine” Kuzeyde, “ yok hükmünde” diyen; o zaman hayaletlere karşı mı mücadele ediyor? İşte o zaman Cervantes’in ünlü eseri Don Kişot aklınıza gelmez mi?
Siz ister kabul edin yada etmeyin, iki toplumun kamusal alanları bir gerçektir. Bu gerçeği siyaseten beğenmeseniz, kabul etmeseniz dahi; toplumların, halkların ilişkisi ve dostluğu için ister istemez o kamu yönetiminin bölgesindeki hukuki, siyasi ve toplumsal ilişkilerinin oluşturduğu her düzenlemeyi dikkate almak zorundasınız. Yani Kuzeydeki kamu yönetimi yapılanmasını yok hükmünde saysa  dahi; Güneyde yaşayan biri, Kuzeye geçtiği zaman, o yok hükmünde saydığının kurallarına ve hukuk düzenine saygı duymak ve uymak durumundadır. Aynı şekilde Kuzeyde yaşayıp; Güneyi yok hükmünde sayan biri de Güneye geçtiği zaman, o yok hükmünde saydığının kurallarına ve hukuk düzenine uymak zorundadır. Bu nedenle bu söylemler ve jargonları her gün duyan her Kıbrıslı Türk ve Rum bu söylemlerin ne kadar işlevsiz ve boş olduğunu fiilen yaşamakta ve ortaya koymaktadır. Kuzeyde bir suç işleyen bir Kıbrıslı Rum, Kuzeydeki;  Güneyde bir suç işleyen Kıbrıslı Türk; de o karşılıklı “yok hükmünde” ifade edilen kolluk ve  yargı organının karşısına çıkar ve hukukun hükmünü kabul eder. 
Yani yaşamın bizzat kendisi,  ne yok hükmündedir, nede sözdedir. Bundan dolayı artık mantığı da yaşanan gerçeğe göre değerlendirmek gerekir. Dolayısı ile karşılıklı kabul edilebilir bir antlaşma oluşana ve siyasi eşitlik içinde ortak bir sonuç gelene kadar, yeni ve iletişime katkı sağlayacak bir dili geliştirmek gerekir. Çünkü yok hükmündeki ifade ile , ne Güneydeki nede Kuzeydeki kamu yönetimi ve düzenini iç ve dış ilişkiler bütününde yok edemezsiniz. Ayrıca ne isterse olsun, eğer karşılıklı kabul edilebilir bir antlaşma olacaksa, buda o karşılıklı yok hükmünde dediğiniz kamu yönetimleri ve düzeni;  bu yeninin temelini oluşturacaktır. İlla medazori bir birimizi kabul edelim demiyorum. Ama önce bir birimize dönük daha saygılı bir dil ve jargon geliştirelim. Çünkü ne Kuzeyde,  nede Güneyde yaşayan insanlar, toplumlar sözde, yada yok hükmündedir. Bunu böyle tanımlamakta ısrar ise;   insanı, toplumları, halkları da iradesiz, kimliksiz bir güruh gibi değerlendirmek demektir.  

YORUM EKLE

banner471

banner474