Bu seçim zamanında, “Bu da nereden çıktı” denebilecek bir konuyu ele almak istedim. Diyalog Gazetesinin haberine göre, “Kıbrıs Cumhuriyeti” Enerji Bakanı Sayın Nataşa Pilidu; ABD Kıbrıs Büyükelçisi ile birlikte, Kıbrıs münhasır bölgesindeki 10. Parselde ExxonMobil’in sondaj yaptığı “Glafkos-2” Platformunu ziyaret ettiler. Bu habere göre Enerji Bakanı Sayın Pilidu şunları ifade etti.
“Bu ziyarette sevindirici bir haber veremediğini” söyledikten sonra, “Teyit sondajı ilk sondajda 5-8 trilyon ayak küp hidrokarbon keşfedilen Glafkos-2 yatağının değerlendirilmesi çerçevesinde yapılıyor” dedi. Peki, “sevindirici” bir haber veremeyecek olduktan sonra bu alana neden ABD Büyükelçisi ile birlikte gitti? Belli ki bu ziyaretin başka bir amacı vardı. Bu ziyaretin bir amacı, tüm Doğu Akdeniz Bölgesine, Avrupa ve dünyaya bir mesaj vermekti. Bu ise 10. Parselde Türkiye ve Kıbrıs Türk Tarafının “Mavi Vatan” konsepti çerçevesinde yaptıkları itirazlar ve buna eşlik eden askeri, siyasi gerilimin artık kalmadığının mesajını vermekti… Yani “Türk Tarafının” fiili olarak 10. Parseldeki ExxonMobil sondajını kabullendiği mesajını vermek. Ayrıca bir müddet evvel, ABD’nin ilgili taraflara bir yazı yollayarak, Doğu Akdeniz gazlarını Yunanistan üzerinden Avrupa’ya sevk edecek olan EastMed Gaz Boru Hattının fizıbıl olmayacağı tespitini yapmıştı. Bu Kıbrıs’ın Kuzeyinde siyaset yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ı çok sevindirmiş ve demeçler vermişti. İşte Sayın Pilidu’nun ABD Büyükelçisi ile birlikte, “Glafkos-2 Platformuna” yaptıkları bu ziyaretin bir amacı Sayın Tatar’a cevap ve diğeri de ABD’nin farklılaşan politikasına dair bölgeye ve dünyaya mesaj verilmesidir.
Çünkü Dünyada Yeşil Enerjiye dönük ciddi bir tercih öne çıktı. İklim krizinin de zorunlu kıldığı bu durum, elbette ki ekonomide, teknolojide ve siyasette yeni ve farklı gelişmelere yol açacaktı. Bu nedenle AB kapsamında artık dün tu kaka ilan edilen Nükleer Enerji yeniden gündem oldu.
Bundan dolayı geçtiğimiz günlerde yine Diyalog Gazetesinde yayınlanan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün ilgimizi Doğu Akdeniz’den Avrupa’ya; “hem doğal gaz tedarikine hem de yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleyebilecek elektrik enerjisi bağlantılarına kaydırıyoruz” demeci yayınlanmıştı. Bunu da Mısır’dan Girit adasına elektrik enerjisi nakledecek olan EuroAfrica ve Kıbrıs ile İsrail’in elektrik enerjisi temelinde Avrupa’ya bağlanmasını öngören EuroAsia Projesi olduğunu açıklamıştı. Bu politika değişikliğini ayrıca, “Glafkos-2” Platformuna Sayın Pilidu ile giden ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Sayın Garber basına yaptığı açıklamada da ifade etti. “Fosil yakıt olmayan bir enerji geleceğine geçiş için Kıbrıs ve AB ile işbirliği yapıyoruz ve bu hidrokarbon keşiflerinin daha yeşil ve temiz enerjiye geçişte çok önemli olacak. ExxonMobil’in bu çok önemli kaynakları geliştiren konsorsiyumun bir parçası olmasından da çok gururluyuz” dedi.
ABD’nin EastMed projesine neden uzak durduğunu, bunun yerine neden EuroAfrica ve EuroAsia Projesini öne aldığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. Böylece tüm bu gelişmelerden kendini soyutlayarak içe boş hamaset nutku atan Sayın Tatar ve KKTC Hükümetinin; Kıbrıs Türk Toplumunu yine evrensel gelişmeleri geriden izlemeye mahkum ettikleri ortaya yeniden çıktı. Tıpkı; 1990’da Güney, AB’ye üyelik için başvurduğunda, ellerini kollarını bağlayıp içe dönük hamasetle uğraştıkları gibi. Tıpkı 1998’de “artık federasyon ve toplumlararası görüşme yok, devletten devlete görüşme” dedikten sonra 1999 AB Helsinki Zirvesinin “Kıbrıs Cumhuriyeti, Çözüm olmadan AB’ye üye olabilir” kararını Türkiye ve Kıbrıs Türk Tarafının kabul etmek zorunda kaldığı gibi.
Böylece “Federasyon bitti” diye diye şimdide Kıbrıs Türk Tarafını bu gelişmelere bağlı olarak Doğu Akdeniz ve AB’de de bitirme ve Güneyin bağnazlarına bunu altın tepside sunmaya başladılar.
Yine geriden gidiyoruz
- 17 Ocak 2022, 10:50
- 138
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Biz mesaj almayız kuru gürültüyü sallamayın dogu akdenizi libyayi Suriye'yi mavi vatanı yedirmeyiz
Ha ha ha ha haaaaaaaaaaaaaaaa :-)