banner564

Yetkililerin güzel sözleri, hiçbir şey anlatmıyor!

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmaktan hiç korkmuyor. Bir marifeti var ve bunu gayet iyi kullanıyor. Ne yapacağını veya kimin nasıl yapacağını bilmese bile “iyi dilek” sayılması gereken cümleleri peş peşe sıralayarak uzun uzun konuşabiliyor; her konuda.
Önceki gün Almanya’dan gelen Türk iş insanlarına konuşmuş… “Doğu Akdeniz’deki başarı öyküsü” olarak nitelediği KKTC’ye yatırım yapmalarını istedi. İstiyoruz tabii… Yatırıma ihtiyacımız var… Yatırım iyidir…
Yatırım istiyoruz diye kimse bize yatırım yapmaz. Yatırım iklimi iyi değil… Bürokrasi yatırımcıları bezdiriyor, eziyor. KKTC’ye iyi niyetle milyonlarca dolar yatıranlar nasıl kaçacaklarını şaşırıyorlar. “İyi dilek” içeren davet konuşmalarından da bıktık. Cumhurbaşkanı, eğer sorumluluğu varsa veya hissediyorsa, yatırımcıların önündeki engelleri kaldırmak için çalışmalıdır. Gerisi laf-ü güzaf!
Malum, “Kıbrıs sorunu” diye bir sorunumuz var… Neyi konuşsak gelip ona dayanıyoruz. Tatar, bu konuda da güzel dileklerde bulunuyor. Kıbrıs sorunu çözümlense Kıbrıs adasının adeta ihya olacağından tutun da Hristodulidis ile “yapıcı” görüşmelere hazır olduğuna kadar her şeyi söylüyor.
Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasının yararlarına inanıyorsanız çözüm için yapacaklarınız olmalı. Bunları “taviz” olarak niteleyeceklerden korkmamanız gerekiyor. Taviz vermeyi kabul etmeden çözüm isteyen binlerce kişi tanıdım. Taviz vermeden çözüm olmaz. Tatar, çözüm için ne gibi tavizler vermeye hazır olduğunu söylediği zaman “çözümcü” olacak; konuştuğu zaman değil! 
Rum lider ile “yapıcı görüşme yapmaya hazır olduğunu” söylemesi de bunun gibi bir şeydir. “Yapıcı” derken kastettiği “iki devletli çözüm” yaklaşımının peşinen kabullenilmesidir. Şimdiki durumda bu koşulla görüşme olmayacağına göre “yapıcı” olunmayacağı da kesindir.
Bir örnek daha vereyim… Güney ile Kuzey arasındaki kapıların çoğaltılması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bu bir ihtiyaç… Tatar bunu istediğini söylüyor. Hristodulidis, bu konuda Tatar’ın olumlu yanıtını beklediğini açıklıyor. Bunlar tamamen “boş laftır”! Bu konudaki prim, bu engelleri kaldıracak tavizi verme gücünü ortaya koyanın hakkı olacaktır.
Koşullu cümleler kurarak çözüm istediğinizde, yatırım çağrısı yaptığınızda veya insanlar mutluluk dilediğinizde bir şey söylemiş bile olmuyorsunuz.
Belki de tam da bu nedenle, Tatar ile Hristodulidis’in görüşmesi veya görüşmemesi ilginç olmaktan çıkmıştır. Geçtiğimiz akşam Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen balo iyi bir sosyal aktivite olmuştur ama siyasi olarak hiçbir değer taşımamaktadır. Tatar ile Hristodulidis’in bu etkinlikte buluşmasını abartarak önemseyenler olacaktır. Kıbrıs sorununu izleyerek ekmek parası kazanan gazeteciler ve politikacılar olarak bu konu ile ilgilenmek zorundayız. 
İlgileniyoruz ve işimizi yapıyoruz! Şimdilik sizlik bir şey yok!


Tatar, güzel şeyler isteyerek politika yapmayı beceriyor ama inandırıcılığı olmadığı da bir gerçektir!


 

YORUM EKLE

banner608

banner473