banner564

Yeni Zelanda ve fanatizm

 Yeni Zelanda’da yaşanan faşist vahşet, dünyayı sarstı. Bu vahşet, aşırı milliyetçiliğin, dinsel fanatizmle geldiği noktayı göstermesi bakımından çok önemlidir. 
Bunun gelişen ekonomik sıkıntılar ve dünyada gittikçe açılan gelir adaletsizliği ile bağı var. Ancak dünyada ekonomik ilişkilerde küreselleşme yaşanırken, doğan sıkıntılardan ötürü içe kapanma ve o küresel ekonomik ilişkiye ters olarak gelişen içe kapanma eğilimleri de bunu beslemektedir.
Bu yüzden her ülkede ve bölgede popülizm; ırkçılık, dinsel fanatizm ve dar ulusalcı siyasi anlayışlar temelinde gelişmeye başladı.
Bir dönem, özellikle 2000'li yılların başında, demokrasi, insan hakları zemininde gelişen siyasi ve kültürel gelişmeleri hatırlamayı gerektirmektedir. Çünkü o dönemin başında, Dinler Arası Diyalog diye başlayan ve gelişen akım, farklılıkların diyaloguna ve ortaklığına dönük ciddi bir temel oluşturmuştu. Hele Türkiye’de AKP’nin iktidara gelişi ile birlikte, özellikle İspanya’daki sosyalist hükümetin de desteği ile gelişen bu diyalog, İslam ve Hristiyan dünyasında, ayrıca Yahudi dinine inanlar arasında son derce olumlu diyalogların gelişmesine yol açmıştı.
Bu adım 11 Eylül terör saldırısından sonra ABD ve Batı dünyasında gelişen anti- İslam anlayışına gerçekten dur demişti.
Fakat bütün bu gelişmeler yerini günümüzde, popülizm temelinde dinsel fanatizme ve dar ulusçu eğilimlere bıraktı. Gerek bu işin öncülüğünü yapan AKP, gerekse Avrupa’daki partnerler artık birer şahin oldular. 
Bu yüzden fanatizm,  artık her ülkede yaşanıyor. Avrupa’da gelişen İslamofobi, artan ırkçılık ve fanatizm. İslam ülkelerinde Batı karşıtlığı oluşturmak için kışkırtılan popülist dinsel bağnazlık. Özellikle İsrail’de gelişen dinsel fanatizm ve aşırı milliyetçilik her yerde demokratik değerlerin erozyona uğramasına yol açıyor.
Bu eğilimler ise İslam ülkelerinde İŞİD gibi fanatiklerin ortaya çıkmasına. Hristiyan dünyada ırkçı ve dinsel fanatiklerin boy atmasına yol açıyor. İsrail'de bir Camiye bilerek ve zorla ayakkabıları ile giren İsrail askerinin pervasızlığına yansıyan, Yahudi fanatizmi ve milliyetçiliği gelişiyor.
Bunlar hasta ruhlarda, karşıt gördüğüne dönük vahşi ve insanlıktan uzak saldırganlıkları besliyor.
Bu nedenle Yeni Zelanda’daki bu vahşi saldırıyı kınarken, başka düşmanlıkları besleyecek tepkilerden kaçınmak gerekiyor. Yeni Zelanda halkının bu saldırıya karşı geliştirdiği demokratik ve insani tepkileri göz ardı etmemek gerekir. 
Yeni Zelanda Başbakanının Müslüman inancına sahip vatandaşlarına ve insanlara dönük kucaklayıcı tavrı çok önemlidir. Bu ırkçı ve fanatik saldırganın o vahşi eyleminden sonra Yeni Zelanda Parlamentosunda Kuran okunması; dinsel fanatizmle beslenen faşist eyleme karşı en anlamlı tepkidir.
Bunları ele almak o vahşete karşı gösterilecek tepkinin en büyük örneğidir. Hele Avusturalya ve Yeni Zelanda insanlarının Çanakkale savaşlarında Anadolu insanı ile emperyalist niyetlerin döşediği yolda acılarla buluşan varlıkları, bu zamanda son derece öğretici olmalıdır. 
Çünkü o savaşta başarı gösteren Osmanlı Ordusunun etkin komutanlarından olan Mustafa Kemal Atatürk'ün,  Türkiye’nin ulusal Kurtuluş savaşından sonra; o savaşta, hem kahramanlığı, hem de acıları yaşamış olan bir komutan olarak, orada hayatlarını kaybeden Türk, İngiliz, Avusturyalı, Yeni Zelandalı tüm insanlar için ifade ettiği sözlerin manidarlığı, yüceliği, insancıllığı bugün de geçerlidir.
Bu yüzden Yeni Zelandalı faşist saldırgana verilecek en büyük cevap; Atatürk'ün, Çanakkale’de karşılıklı savaşırken ölen, farklı milletten ve dinden insanlara dönük ifade ettiği insani değerlerle yüklü mantığa bağlı davranmak olacaktır.
Yoksa, öyle ise işte böyle diyen, dar milliyetçi ve dinsel bağnazlık içindeki mantığın şekillendirdiği popülizme bezenmiş ifadeler ancak karşılıklı şiddeti besler. 
Bu nedenle bu dar milliyetçi anlayışlardan çok acılar çeken Kıbrıs’ın Müslüman ve Hristiyan inancına mensup ve ana dili Türkçe ve Yunanca olan insanları olarak, dünyayı bir kanlı tımarhaneye döndürmek isteyen milliyetçi ve dindar fanatiklerin estirmek istediği bu kuru rüzgara karşı, barış ve insanlık nemi taşıyan demokratik ve saygı dolu esintileri geliştirmemiz gerekir. 

YORUM EKLE

banner608

banner473