Gezici şirketinin Kıbrıs’la ilgili yeni araştırmasının sonuçları iç ve dış siyaset açısından önemli mesajlar veriyor...

  KKTC’nin ‘Dikilitaş Politikacıları’ elbette bu araştırmanın sadece ‘seçim’ kısmıyla ilgileniyor...

  Oy oranı yüksek çıkanlar sevinirken, düşük çıkanlar mutlaka araştırma şirketini suçluyor...

  Halbuki; halkın önceliklerinde Kıbrıs sorununun ilk defa liste başına yerleşmesi oldukça dikkat çekicidir...

  Geçmiş tüm kamuoyu araştırmalarında Kıbrıs sorunu önceliklerin ilk üç sırasında dahi yer almıyordu...

  Peki ne oldu da Kıbrıslı Türklerin önceliklerinde bu kadar büyük bir değişim yaşandı?..

  Bunun yanıtını, ikinci sıradan başlayarak 7’nci sıraya kadar uzanan başlıklarda bulabilirsiniz...

  KKTC halkı ‘rüşvet’, ‘sağlık’ ,’işsizlik’, ‘su sorunu’ gibi rahatsızlıklarını ortaya koyan insanlar, bunların çözümü için umudunu Kıbrıs sorununa bağladığını gösteriyor...

  Elam’ın topuzları altında yaşayacağını bildiği halde; Kıbrıs sorununun çözümünü önceliklerin ilk sırasına alıyor...

  Kendi yönetiminden umudunu kesmiş insanlar;1950’den itibaren Rumların değişmez hedefi olan Enosis ruhunun yeniden canlandırıldığı bir dönemde, hayati tehlikeleri dahi umursamaz bir duruma gelmişse, bunun yaratıcısı olan KKTC’nin syasileri kendi kendilerini sorgulamak zorundadır...

Umutlar nasıl yok edildi?

 
  Dağları ve denizleri aşarak ayağımıza kadar getirilen Anamur suyunu siz tüm bölgelere dağıtamayacaksınız...

  Saatte 8 bin metreküp suyu denize akıtırken, Geçitköy barajına sadece 700 metre uzaklıktaki Çamlıbel’e dahi boru döşemeyeceksiniz...

  Sizin günlük yaşamınızda sadece yasa dışı istihdamlar ve yandaşlara ihale dağıtımları olacak...

  Ama parasını Türkiye’nin ödediği yarım kalmış yolları tamamlamayacaksınız...

  Adli suçların patladığı bir ülkede polisin kadrosunda 800 açık olacak, ama siz personel patlaması yaşayan devlet dairelerine adam alacaksınız...

  TÜK ambarlarındaki arpayı düşük fiyattan 2 tane tüccara dağıtıp, bir gecede 350 bin TL kazandırma becerisini gösterirken, hayvancının süt parasını 3 ayda ödemeyeceksiniz...

  Belediyelerin sayısını azaltmak için imza attığınız protokolü çiğnemeyi tercih ederken, Erenköy belediyesinde çalışan 100’den fazla insanı 4 aydan beri maaşsız bırakacaksınız...

  Eğitimde başarının dibe vurduğunu görmezden gelerek, üniversitelerin sayısını 26’ya çıkaracaksınız...

  Binbir vaadle ülkeye getirdiğiniz yatırımcıları usandırıp, kaçırmak için bir gecede tüzükleri değiştireceksiniz...

  Yine imzladığınız protokolde mesai saatlerinin daha verimli hale getirilmesine ilişkin maddeyi ters okuyup, daha da kısaltacaksınız...

  Hastanelere solunum cihazı alacak bir bütçe yaratmazken, müşavir sayısını 150’ye çıkarıp, yılda 20 milyon TL harcama yapacaksınız...

  Resmi Hizmet Araçları’nın sayısını 5 bine yükseltirken, Girne ve Gazimağusa limanlarına x-ray cihazı alacak paranızın olmadığını söyleyeceksiniz...

  Şehitler diyarı Atlılar ve Muratağa’daki insanları dahi susuz bırakacaksınız...

  Ve bunların bir sonucu olarak insanlar ‘milli koalisyon döneminde’ önceliklerinin ilk sırasına Kıbrıs sorununu almak zorunda kalacak!..

  Tarihe geçecek bir başarı değil mi bu?..

  Alkışlar sizin olsun...