KKTC’nin ekonomik açıdan istenilen düzeyde olmaması önemli bir sorundur…
Ancak bu sorunu sadece ‘ekonomik ambargolara’ bağlayamayız…
Türkiye dışında herhangi bir ülke tarafından tanınmasa da KKTC’nin çok sayıda ülkeyle ticari ilişkileri vardır...
Sınırlı sayıda olsa bile, birçok ülkeden turist ağırlıyor...
Adaya ilk kez gelen turistler doğaya hayran kalıyor...
Daha sık gelenler, tarihi yerleri dolaştıktan sonra ‘çevre kirliliğinden duyulan rahatsızlığı’ dile getiriyor...
Fakat KKTC’yi yönetenler, turistler kadar rahatsız olmuyor bu durumdan...
Kuzey Kıbrıs’ın birçok bölgesinde yapılar, su depoları, hatta yollar 50 yıldan beri Rumların bıraktığı şekilde duruyor...
Hükümetler ve belediyeler, kendilerine ayrılan bütçeleri daha çok ‘istihdam amaçlı’ kullanarak, yatırımları ihmal ediyor...
Başı ağrıyan belediyeler ve bakanlıklar ise Ankara’nın kapısını çalarak yardım talep ediyor...
Türkiye; bugüne kadar tüm altyapı harcamalarımızı karşılayan, cari bütçeye de katkı yapan tek ülkedir...
Yapmaya da devam edecek...
Yarım asırlık siyaset değişmeli
Ancak; Türkiye yardım yapıyor diye 50 yılın kötü siyasetini sürdüremeyiz...
Yeni bir heyecana, yeni bir yönetim anlayışına ve ciddi icraatlara ihtiyacımız vardır...
Bunları söylerken gücenenler, öfkelenenler çıkacak elbette...
Onlara da tavsiyemiz, sağlıklı bir değerlendirme yapmaları ve kendi kendilerini sorgulamalarıdır...
Kendi ayakları üzerinde duramayan küçücük bir devletin sürekli yönetici değiştirme lüksü yoktur...
Ayda 100-150 bin lira maaş alan insanlara “gidin evinizde oturun” diyebilen bir başka ülke örneği olmadığına göre; KKTC’nin bu kötü uygulamaya derhal son vermesi gerekiyor...
Hemen her yıl hükümet değişikliklerini sürdürme lüksümüzün de olmadığını artık anlamalıyız...
Aynı görüşleri taşıyan partilerin birleşerek, daha güçlü bir yapı ile ortaya çıkmaları daha fazla ertelenmemelidir...
Devletten maaş alan ve hiçbir hizmet vermeyen insanların da rahatsızlık duyduğunu biliyoruz...
Devletin üst kademelerinde görev yapan bu insanları yeniden kazanmak ve üretken hale getirmek için sihirli değneğe ihtiyaç yoktur...
Alınacak basit kararlarla onları kazanmanın yolu bulunmalıdır...
Kritik bir süreçteyiz
Ülkemizin sadece iç sorunlar açısından değil, yanı başımızda devam eden savaş ve Kıbrıs sorunu açısından da kritik bir süreçten geçtiğini anlamak zor değildir...
Rum liderliği, müzakereleri yeniden başlatmak için yoğun bir çaba harcıyor…
Birleşmiş Milletler yetkilileri de son bir deneme yapılacağı konusunda işaret veriyor…
Böylesi bir gelişme karşısında Kıbrıslı Türkler olarak; iç kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp, daha güçlü bir savunma ve aydınlatma hareketi başlatmalıyız...
Bunu yapmakla görevli dairelerimiz ve binlerce kamu görevlimiz vardır…
Onları harekete geçirmeliyiz…
Egemen Ayrı ve Egemen Eşit bir KKTCyi Dünyaya Tanıtmak Gerçekten Çökerttigimiz Ekonomiden Turizmden Üretimden KKTCnin Temizliğinden veya Ülkemiz karanlık yollarında Kaybettiğimiz Canlardan daha da mı önemlidir yani ?
Liderlerimizin izinde KKTCnin Egemenliğini Dünyaya tanıtmak varken Dökülen Hastahanelerimize , Zehirli Havamıza , Kanser Patlaması yaşayan Ülkemiz İlaçsız Doktorsuz Sağlık Sistemimiz ile Sahte Egitim Sistemimize neden üzülelim ki ? Varsın Güzelim Ormanlarımızı ve Doğamızı kaybedelim ‘ Her geçen gün Fakirleşip Yoksullaşalım , varsın KKTCye Pislikten ve pahalılıktan Girilemesin varsın milli nutuklar atarak Tüm Dünyayı Karşımıza alalım , Egemen Eşit sonsuza dek KKTCyi tanıtmaktan nede vazgeçelim ki ? Muhteşem KKTC maliyemiz 24 Aralık’ta maaşları 13’leri ödüyor :’ yaşasın Egemen Ayrı ve Eşit KKTCyi Yönetenler ‘
FOR ever TRNC !