Her siyasi parti,  toplumsal siyasi sorunlarla ilgili değerlendirme yapmak  hakkına sahiptir.  Ancak  siyasi partiler, hükümetten çekilme gibi bir eğilimi gündemlerine alacaklarsa sorumlulukları iki kat daha da artar. Almanya’da hükümeti sonlandırma kararı alan  partiler halkına,   gerekçelerini  açıkladı.
KKTC  Hükümetinin Ortağı YDP;  hükümetten çekilme meselesinin görüşüldüğü  Yüksek İstişare Kurulu toplantısında, Parti Başkanı Sayın Erhan Arıklı;  neyin dikkate almalarını istedi?  Bu  yıl yapılacak  Cumhurbaşkanlığı seçimini.   Yani hükümetten çekilme   eğiliminde;  enflasyona, pahalılık  ve ekonomik çıkmaza dönük başarısızlık ve buna dönük çare arayışının hükümet içindeki fikir ayrılığı  yok.   CB seçimini, hükümetten  çekilme tavrının  odağına korken , toplumun gündeminde olan Erken Seçime ise hiç değinmedi. Çünkü böyle bir  karar ile  gündeme gelecek olan;  Erken Seçimdir. 
Üstelik , 2024 yılının sonunda, sendikaların son zamanların en büyük eylemini gerçekleşip,   hükümetin de 2025 yılına, Hayat Pahalılığı Ödeneği ile Toplu Sözleşme ve Referandum hakkını  darbeleyecek yasal düzenlemeleri erteleme kararı vererek girdiği günlerdeyiz..  Ayrıca  Maliye Bakanı da sendikaları Çarşamba günü konuyu görüşmek için toplantıya çağıracağını açıkladı. Şimdi herkes kendini  sendikaların ve muhalefetin yerine koysun.   YDP’nin bu kararına bakarak ve bunu bir ay içinde YDP PM ele alınacağını gördükten sonra;  bu hükümeti,  ‘ Topal Ördek ‘  gibi görmez mi?  Maliye Bakanı ile  görüşecek olan sendikalar, güven duyar mı? Bu  hükümet  içinde geçerlidir. 
Kısacası bu tavır,  sorumluluktan uzaktır. YDP’nin Hükümetin ortağı DP ile basın önündeki çekişmesinden sonra bu karar;  Büyük Ortak UBP ile  “siyaset minderinde, el ense çekmek ” gibidir.   Dolayısı ile Cumhurbaşkanlığı seçimini de  odağa koyunca; bunun,  UBP’ye ve  bu yapının oluşmasını sağlayan “Invizible Man’lere ”;  “ komşuda pişen bize de düşer” mantığı ile ekstra pay artırma pazarlık mesajı  olduğu kanısı öne çıkar.
 Zira Sayın Arıklı konuşmasında,  Hükümet Programında olan 251 öngörünün gerçekleşmediğini ve 2027 yılına kadar hiç olmazsa yarısının gerçekleşmesini sağlamayı hedeflediğini ifade etti. Yani pazarlık yarıdan başladı. Urubuna da Allah Kerim denir.  Çünkü sendikaların o büyük eylemine, bıraktım muhalefeti; UBP, YDP, DP’ye oy veren en geniş kesimler de katıldı.  Yani hükümet eden partilere,   tabanlarındaki emekçi  insanlardan da büyük baskı var. Bunu göğüsleyebilmek için artık o bilinen  “ Yem Borusu” da bozuldu. 
Üstelik onu üfleyecek “nefes” de kalmadı. Şimdi ise sorumluluğu bir birine atarak,  oyunu uzatma yoluna gidiyorlar.. Böylece olan demokratik siyasete, kurumsallaşmaya ve ekonomi ile halka oluyor.