banner564

Yatırımcı düşman değildir

   Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin (TYD) yönetim kurulu üyeleri Kuzey Kıbrıs’ta önemli temaslar yapıyor...
   Dernek Başkanı Murat Ersoy, aynı zamanda Atlasjet’in Yönetim Kurulu başkanıdır...
   Kuzey Kıbrıs’ın turizm açısından gelişebilmesi için THY ve diğer havayolu şirketlerinin yanı sıra Atlasjet’in, Ercan’a yönelik  uçuşlarının büyük önemi vardır...
  TYD yetkililerinin, KKTC Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve diğer ilgililerle yapılan görüşmelerde dile getirdikleri sorunların çok iyi değerlendirilmesi ve en kısa sürede çözümlenmesi, ülke kalkınması açısından çok önemlidir...
   Ekonomik krizle boğuşan Güney Kıbrıs’ta yatırımcılara sağlanan olanaklara baktığımızda, onları birçok açıdan örnek almamız gerekiyor...
   Belirli miktarda yatırım yapanlara ve ailelerine anında AB vatandaşlığı veriliyor...
   Mülk alımlarında, vergilendirmede birçok kolaylıklar sağlanıyor...
   Kuzey Kıbrıs’ta ise hala işe yaramaz, çağ dışı yasa ve tüzüklerle yatırımcı insanlar kısa sürede bezdiriliyor...
   Kıbrıs aşığı olan ve büyük yatırım yapanlar, her türlü zorluğa karşın direnmeye çalışırken, bazıları “yeter artık” diyerek, ülkeyi terk ediyor...
Kıymetini bilmek gerekiyor
   Avrupa Birliği, üye devletlerden biri olan Güney Kıbrıs’a geçtiğimiz yıl içinde 227 milyon Euro’luk yardım yaptı...
   Kuzey Kıbrıs’ta ise hizmete giren sadece bir otel için 150 milyon Euro’nun harcandığını dikkate alırsak, Türkiye’den gelen yatırımcıların bu ülkeye ne kadar büyük katkı sağladığını daha kolay anlayabiliriz...
   Kuzey Kıbrıs’a gelen Türk yatırımcılara ‘ülkeyi teslim almaya gelen insanlar’ gözüyle bakmamak gerekiyor...
   Kuzey Kıbrıs zaten Türkiye’nin teminatı altındadır...
   Kuzey Kıbrıs’taki Rum mülkleriyle ilgili tazminat davalarının faturasını ödeyen de Türkiye’dir...
   Türkiye’nin bu kadar büyük fedakarlıkları omuzlaması sayesinde KKTC vatandaşlarının büyük bir çoğunluğunun, bir veya birkaç konut sahibi olduğunu da unutmamalıyız...
   Öyleyse; Türkiye’den gelen bir yatırımcı şirketin mülk alımını neden ‘akıl almaz yöntemlerle’ önlemeye çalışıyoruz?..
   Birileri bizlere bunun nedenlerini izah etmelidir...
   Türk şirketi bir ev veya bir dönüm arazi alacağı zaman neden 3 milyon Euro’luk banka teminatı isteniyor?..
   Bunun izah edilebilir bir yanı yoktur...
Bırakın daha çok mal satılsın
   Yüz tane, bin tane, 10 bin tane konut satın alındığını düşünelim...
   Sonuçta kimsenin bu konutları yerinden söküp, başka bir yere taşıyacak hali yoktur...
   Bugün İngiltere’de veya başka ülkelerde, konut almak isteyenleri sınırlayan herhangi bir uygulama yoktur...
   Londra’da nüfusun  yüzde 70’ini yabancılar oluşturuyor...
   Ama İngiliz hükümeti, yabancıların ülkeyi teslim alabilecekleri endişesi taşımıyor...
   Neticede yabancılar trafından satın alınan herşey, İngiltere toprağı üzerindedir...
   Hiç kimse bunları alıp, başka bir yere götüremez...
   Kaldı ki; ambargolar altında olduğunu iddia eden bir ülkenin, ciddi yatırımcılara ve onlardan gelecek sıcak paraya ihtiyacı vardır...
   Aklımızı kullanabilirsek, KKTC’nin ambargo diye bir sorunu kalmaz...
   Gençlerimizi çalışmaya özendirirsek, işsiz insan kalmaz...
   Üretimi teşvik edersek, gerek hayvancılık, gerekse tarımsal alanda üretilenlerin satışında sıkıntı yaşanmaz...
   İşte o nedenle; TYD’nin, Kuzey Kıbrıs’a yönelik yatırımlar konusunda  ortaya koyduğu görüşler titizlikle değerlendirilmeli ve basit sorunlar kısa sürede ortadan kaldırılmalıdır...
   Yatırımcıya ‘düşman gözüyle bakmak yerine’ şapka çıkaran bir anlayışa ihtiyaç vardır...
YORUM EKLE

banner608

banner473