Sadece üç yüz elli bin kişi…
Değiştirilen otuz dokuz hükümet ve üç gün önce Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan sonuncusu da an itibariyle bozuldu.
İnsanımız umutsuz, ümitsiz, her şeyden önemlisi geçim derdinde. Bakmayın siz belli bir kesimin günlük yaşantısına. Halkın büyük bir çoğunluğu "Geminin karaya oturduğunu" iliklerine kadar hissediyor ve an be an yaşıyor.
Sadece üç yüz elli bin kişi 1974 sonrası bu kadar çok dünya siyasi tarihinde açık ara rekor denilecek seviyede farklı hükümet arayışlarına giriyor ise; ülkenin sistemini oluşturan taşıyıcı kolonlarında bir yamukluk var demektir. Açık ve net.
Neden bu hale düştük?
Çok basit bir cevabı var ve aslında derin anlam taşıyan. 1974 sonrası temelleri sağlam atılan Kıbrıs Türk Federe Devletinin yerine 1983 sonrası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilanı ile tamamı ile dünyadan koptuk. Farklı bir siyasi ve ekonomik konjonktür içerisine sokularak KTFD'nin Kıbrıs Türk halkına verdiği Rumlar ile eşit statüsünü, Rumların adayı tek başına yönetme hakkını kendi elimizle Rumlara teslim ettik. Geçen onlarca yıl, ne Kuzey Kıbrıs tanındı, ne de halkımız refaha ulaştı. Elektrik, ulaştırma, yollar, çevre, devlet mekanizması, kamu ve reel sektörler hiçbir zaman atılım yapamadı, istenilen seviyeye ulaşamadı. Gururla bir yere taşıdığımız eğitim ve turizm sektörleri de gün geçtikçe kan kaybediyor.
Popülist yaklaşımlar...
Üstüne üstlük, Partizanlık, adam kayırma, menfaatçilik, yalakalık, dağıtılan Rum malları, sosyal statü eşitsizliği, liyakat dışı etik olmayan " o bizimdir " mantığında yaratılan ne yazık ki adaletin tam tecelli etmediği bu düzen, bizleri toplum olarak bugünlerde yaşanan siyasi ve ekonomik istikrarsızlık sarmalına itti.
Kendini yetiştirmeye, bu topluma nasıl emek vererek faydalı olabilirim mantığında hareket ederek, Anavatan sevdası ile yanıp tutuşan bir kişi olarak bunları ben bile kaleme almaya kendimi mecbur hissediyor isem, varın gerisini siz düşünün.
Bırakın kendi içimizde artık halkımızın feryat noktasına gelmesini, dünya bize gerçekten de gülüyor, adeta dalga geçiyor.
Dünyadan gittikçe kopuyoruz
Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis güven yaratıcı önlemler konusunda Avrupa Birliği Büyükelçilerini bilgilendirmeye devam ediyor. Bizim tarafımızdan adeta bu adımlar, sadece bakmakla yetiniliyor. "Tom and Jerry" yani Kıbrıslı tabiri ile sanki de siyaseten "Migimauz" seyrederiz. Kimseden ama kimseden çıt yok. Bir türlü Sarayönü siyasetinden kurtulamıyoruz. Cumhurbaşkanlığı veya onun sözcüleri sus pus. Ne yazık ki görüş bildiren Tufan Erhürman dışında bir siyasetçi yok. Yapılan temasları tek taraflı bulun, önerilen görüşlere katılmıyoruz deyin ama bir şey deyin Allah aşkına. Bu hükümet yapbozları artık gerçekten de kabak tadı verdi. Siyasetin S harfini artık insanımız duymak istemiyor. Maraş konusu, direkt uçuşlar, hidrokarbon yatakları, enerji konuları Mağusa limanı açılımları bu güven artırıcı önlemlerin başrol oyuncuları. Müzakere edin lütfen Anavatanın çıkarları doğrultusunda ama konuşun, uluslararası ilişkilerden hiçbir zaman kopmayın.
Nasıl bir siyasi düzen?
Seçim sistemi mi değişecek, başkanlık sistem mi daha iyi, mutabakat yani geniş tabanlı hükümet mi kurulmalı, yok teknokrat hükümet mi gerekli, orasını bilemem ama, kesin bildiğim bir şey var; o da böyle geldi, böyle asla gitmeyeceği, gidemeyeceği yönünde.
Sağcısı da solcusu da bu güzel ülkeyi bu kadar yıldır iktidar olup da yönetenler, en büyük serzeniş de onlara. "Biz nerede hata yaptık" diye düşünün.
Bir an kişisel menfaatleri bir kenara bırakarak, bu vatan için gerçekten de ne yapılması gerekli diye Kıbrıs Türkü için çabalayın. Bu ülkede gerçekten de aydın, ufku geniş, vizyon sahibi, tahsilli gerek yurt dışında, gerekse yurt içinde alanında uzman, doktor, doçent, profesör insanlarımız var. Değerlendirin, onlara bir el verin.
İnanın çok yakın bir zamanda böylesine demografik yapısı hızla değişen bir ülkede el verecek insan bulamayacak hale geleceksiniz.
Biraz okusanız ne olurdu sanki. Tarihe adeta not düştüğümüz bu satırlar bizler için ne kadar çok önem arz ediyor ise, alanlarında uzman kişilerin de dikkatini çekmeli. "Neden her hafta o kadar uzun uzun yazıyorsun ki? Kim okur?" diye moral motivasyonumu olumsuz etkilemeye çalışanlara da harika bir cevap dünya akademisinin buluştuğu Research Gate portalından geldi. İngilizce karşılığı Türkçede "Tebrikler İsmet an itibari ile makaleleriniz 20 bin kişi tarafından okunmuştur…" Bundan büyük sevinç var mı? Öyle iki bin üç bin değil, tam yirmi bin. Söz konusu turizm makalelerimden bir tanesi de o dönemde doktora öğrencim, şimdilerde Ürdün’de bir üniversite de turizm hocalığı yapan sevgili Muhammed Abuh Jeeleh ile yaptığımız bir araştırma vardı. Size bugün makalem ile ilgili inanılmaz ipuçları verdiği için gündeme getiriyorum.
[Resim 56.jpg]
2016 yılında " Journal of Political Science and Public Affairs " dergisi tarafından yayınlanan makalemizde " The Analysis of Tourism Policies by Different Governments and their Potential Implementation in North Cyprus Economy " Turizm siyasetinin Kuzey Kıbrıs'taki farklı hükümetlerin ve onların potansiyel turizm uygulamalarına ve ekonomisine etkileri"ni araştırmıştık.
Turizm siyasetinin uygulamalarındaki ana faktörlerine etki eden olumsuz unsurları bu başlıklar altında sırası ile toplamıştık;
1- Kuzey Kıbrıs Ekonomisinin zayıflığı
2- KKTC siyaseten tanınmamışlığı
3- Hükümetlerdeki güçler çatışması
4- Uzun vadeli Turizm siyasetinde vizyon eksikliği
5- Turizm paydaşları ile sağlanamayan koordinasyon eksikliği
6- Çok sık hükümet değişiklikleri
7- Turizm uygulamalarında hükümetlerde donanım ve bilgili insan eksikliği
8- Turizm paydaşlarının hükümetler kurulur iken Turizm uygulamalarındaki eksik, net olmayan rolleri
Keşke bu araştırma sonuçları hükümet edenler tarafından da dikkate alınsa idi. Bugünkü inanın turizmde bu istikrarsızlık bu denli ağır yaşanmayacaktı. Hep bu adımları geçmişte uygulamada örnek almıştım. Hükümetlerde sürdürülebilir TP (Turizm politikaları) son derece önem arz etmektedir. Bu da ancak donanımlı, iş bilen insan gücü ile sağlanabilir. Hele ki kırk sekiz yılda otuz dokuz hükümet son buldu ise...
Tüm halkımıza şeker tadında bir bayram diliyorum.
Turizm Hayattır.
Hocam mukemmel bir explanation yaptiniz.. helal olsun! Hem bide Anavataninin guvencesinde Hareket etme message'iniz de akli yerinde bir gonderme oldugunu dusunuyorum.. tesekkurler..! Sizden ogrenecekleri cok sey var lutfen mucadeleye devam..!! :)
Çok teşekkür ederim kıymetli düşünceleriniz için. Çok sağolun ????????