Neden ve Nasıl? (1)
Okulların açılmasına kısa bir süre kaldı. Hava sıcaklığı hala beynimize ve vicudumuza "tatil" sinyalleri verse de 3 aylık yaz tatilinin sonuna gelindi ve "okullar açılıyor".
Yabancıların dediği gibi "back to school". Tabi avrupanın birçok ülkesinde ve İngiltere'de yaz tatili sadece bir ay sürüyor. Temmuz ayının ortalarında kapanan okullar Ağustos sonu eylül başı yeni akademik yıla başlıyor.
KKTC ve Türkiye'de ise bu bol tatilli akademik yıla ek olarak uzun bir yaz tatili. Akademik yılın az olması ve öğretim sürecenin sayılı günlere yayılması, genellikle öğretmenlerin müfredat yetiştirme telaşına kapılmasına neden olur. Böyle olunca da eğitimciler; öğretim süresini sadece müfredat yetiştirme olarak algılar.
Hatta bu duruma kendini fazlasıyla kaptıran öğretmenler, mesleğini sadece müfredat konularını vermek olarak görür. Ayni zamanda bir eğitimci olduğunu ve insan yetiştirdiğini unutur. Dediğim gibi; sistemin bir sonucu olarak, kısıtlı akademik gün nedeniyle müfredat yetiştirme telaşıyla, uygulamalı öğrenmeye, labaratuar çalışmalarna, kişisel gelişime, zihinsel-bedensel-ruhsal gelişime ve yetenek gelişimine ayırlması gereken süre gereksiz gibi görülüp pas geçiliyor.
Tek önemli olan kısıtlı sürede kitabı bitirmek ve yıl sonunda yapılan ve öğrencinin "neyi bildiğini" değil "neyi bilmediğini" ölçen sınavlarla öğrenciyi "notlamak" etiketlemek".
Avrupa da ise yeni geliştirilen çalışamalarla öğrenciler artık 2 farklı not alıyor. Biri "akademik" notu diğeri ise "efor" notu. Bir öğrencinin fiziksel yeteneği zayıf, fakat beden dersine gösterdiği çabası yüksekse akademik notu farklı efor notu farklı oluyor.
Ayni şekilde sözel yeteneği güçlü bir çocuk için matematik veya fen dersleri kabus haline dönüşmemesi ve çocuğun okuldan nefret etmemesi ve öğretmenleri tarafından "başarısız çocuk" diye etiketlenmemesi için, sadece akademik kabiliyeti değil göstermiş olduğu çaba da değerlendiriliyor.
Bizde ise başarısız olarak etiketlenen çocuk önce dersten sonra okuldan soğuyor, daha sonra dışlanıyor ve çözümü daha farklı yollara başvurarak dilkat çekme olarak görüyor.
Öğrenciyi kazanma stratejisime dayalı olmayan eğitim sistemimiz farklı alanlarda başarılı olan öğrencileri "başarısız" olarak etiketlendirip onları kötü alışkanlıklara itiyor.
Sonra da oturup soruyoruz neden bu gençlik böyle diye.
Aceba neden?
Bir sonraki yazı da "Neden" ve "nasıl" sorularını cevaplandırmak üzere. . .