banner564

Yarım bardak su misali

Referandum (halkoylaması) söylemleri 2015’in son çeyreğinden itibaren, zaman zaman yerel basında yer almaya başladı. Kesin tarih verilmese de önceleri 2016 yılının Nisan ayını, daha sonra ise Mart ayını referandum olabilir diye yerel basından duyduk. Ocak 2016’da ise Davos’tan gelen ses “2016 çözüm yılı olabilir” oldu. Olabilir sözcüğünün altını kalın çizgiyle çiziyorum çünkü olabilirin bir anlamı da olmayabilir demektir. Yarım bardak su misali. Bardak kimilerine göre dolu, kimilerine göre boşdur.

Bizim Kıbrıs meselesi de bu duruma benzemektedir. Yerel medyamızda iki toplumlu görüşme haberleri de bardak misali, çözüm olacak veya çözüm olmayacak şeklinde yer almaktadır. Kimi haberler pek yakında çözüm için umut verirken, kimi haberler de kuruntular içinde çözümün bize uzak olduğundan bahsediyor. Bir nevi mani atışması (çatisda) gibi… Kıbrıs geleneğinde eğlencelerde, düğün veya nişan gibi kutlamalarda mani atışmaları olurdu ya, aynen onun gibi…

Bir barışa olumsuz bakanlar söylüyor, sonra da barışa olumlu bakanlar…

Mani maniyi açar

Mani bilmeyen gaçar

Gel mani atışalım

Bakalım önce kim gaçar…

 

Mani benim ezberim

Kan ağlıyor gözlerim

Ben Barışın yolunu

Sabah akşam gözlerim…

 

Asır örer ellerim

Mani söyler dillerim

Ben âlem gibi konuşmam

Kırkbir yıl barış var söylerim…

 

Maniyi atan bilir

Şeftali satan bilir

Barışın kıymetini

Kırıkbir yıl çeken bilir…

 

Maniciyim ezelden

Gönlüm geçmez güzelden

Barışın canı çıksın

Ben KKTC’liyim ezelden…

 

Evin önünde var vişne

Kişne güzelim kişne

Kavuşmaya az kaldı

Çatlaycan bu gidişle…

 

Maniler işin espri kısmı fakat zaman ne getirir ne götürür, hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Eninde sonunda taraflardan birinin sesi kesilecek, mani atışmalarında olduğu gibi…

Benim her iki kesime de sözüm var. Önce KKTC’yi yaşatalım diyenlere…

Kıbrıs Türk toplumuna soracak olursanız KKTC var mı yok mu diye, bir kesim var diyecek, bir kesim yok diyecek, yani yarım bardak su misali… Aslında her iki kesim de haklı çünkü mevcut durumdan nemalananlar için KKTC bir gerçek fakat bu nemadan faydalanamayanlar için KKTC yok. Maalesef gerçeğin kendisi bu ve basit bir örnekle de durumu şöyle de anlatabiliriz. Örneğin mücahit puanı ile gayrimenkul sahibi olanlar için KKTC bir gerçektir ve sonsuza kadar yaşatılmalıdır. Öte yandan güneyde malını mülkünü bırakıp gelenler ve gayrimenkul alamayanlar için KKTC yoktur çünkü yasal bir devlet olmanın gerektirdiği, anayasal hakkın 8’inci Maddesi olan eşitlik ilkesi bu kesime uygulanmamıştır. Yaşadığımız coğrafyadaki iki realite. Hangi taraftan istersen öyle bak…

Öteki yandan barış yanlısı olan söylemlere iki itirazım var. Birincisi “Bu bizim son şansımız” diyenlere klasik bir cevap ama her sonun yeni bir başlangıç olduğunu hatırlatmak isterim. Ama referandum sonrası başka bir planları olmadığından mıdır nedir, referandum son şans diye toplumun gözünde büyütüyorlar…

İkinci itirazım ise, “Barış olduktan sonra her şey düzelecek” söylemlerine. Çünkü bozuk olan düzenin üstesinden gelebilmemiz için bizim çok ama çok çalışmamız gerekmektedir. Barış olsun veya olmasın, yaşadığımız coğrafyayı yine bizler çekip çevireceğiz. Anlayamadığım çalışmaya niye hemen şimdi başlamıyoruz ve barışı bekliyoruz. Örneğin sağlık sektörünün topluma sağlıklı bir hizmet verebilmesi için barışa mı ihtiyaç vardır? Bence barıştan önce kendi içimizdeki barışı ve huzuru sağlamalıyız. Çünkü kimse gelip bize sağlık sektörünü düzeltmeyecek, çok çok elimize reçeteyi verip hadi yap diyecekler ve yine iş bize düşecek.

Yapılan ikili görüşmeler günün sonunda her iki toplumun da onayına sunulacaktır. Referandum da kendi adıma iki kriteri göz önünde tutacağımı belirtmek istiyorum. İlki dönüşümlü başkanlık ve süresi eşit olacak mı? Çünkü sürenin eşit olmaması da eşitlik ilkesi ile çelişmektedir. Örneğin Avrupa Birliğinde üye ülkelerin nüfus yapısına bakılmaksızın eşit zamanlı dönem başkanlığı yapmaktadırlar.

İkincisi ise iki toplumun uyumsuzluğa düşmesi durumunda ki bunu istemeyiz, sonrasında ne olacağı bu anlaşma metninde belirtilecek mi? Çek ve Slovakya örneği varken, bu konunun da referanduma sunulacak metinde belirtilmesi taraftarıyım. Bizlerin ömrü, kırkbir yıldır önümüzü göremeden geçti, bizden sonraki neslin de aynı mağduriyeti yaşamaması dileklerimle, herkese iyi pazarlar.

YORUM EKLE

banner471

banner474