Dörtlü koalisyon dönemlerinden başlayan ve dört gözle beklenir olan yardım ve de kredilendirme sancısı nihayet tatlı sonuca bağlandı. 
İçte siyasi etkilere kadar uzanan, arzu edilmeyen sonuçlara davetiye çıkaran suskunluğun nihayet dili çözüldü ve adı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 2.288.976.000 TL hibe ve kredi yardımı olarak noktalandı. Daha önce gönderilen miktarlarla birlikte rakam 3 milyara ulaştı.
Bir anlamda değil, çok anlamda ilaç gibi geldi. Hayırlı olsun!
Covid-19’un sarsıcı sonuçlarını şu günlerde bir tarafa bıraktık, Türkiye’den gelecek olan hibe ve kredi yardımına odaklandık. 
Her kafadan bir ses çıkıyor! Malum çevrelerden akla, hayale gelemeyecek hikâyeler!
Türkiye’nin KKTC ekonomisine 2 milyar 300 milyon civarındaki katkısı görülen o ki muhalefetin büyük tepkisi ile karşılaştı.
Halbuki Covid-19’un yaratmış olduğu ekonomik krize ek olarak Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybı KKTC insanını adeta nefes alamaz duruma getirdi. 
Gelecek miktarların siyasi rant elde edilmesine katkısı olabileceğini sanmıyorum. Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı kesin. 
“Gir bahçaya kes elininan” yok artık! Bunlar bilinmesine rağmen amacı belli odaklar “KKTC’yi, TC ile ilişkileri nasıl karıştırabilir, sabote edebilirim” yaklaşımı içinde sesler çıkarıyorlar.
Güneyin boyunduruğu altında, üniter devlette azınlık konumuna çanak tutanların niyeti ortada! Bunlar sağlıklı insanların ortaya koyabilecekleri görüşler olmaktan uzaktır.
KKTC birinci dalga Covid-19 belasını da atlattı, dimdik ayakta! Bu avantajı kullanmak zorundayız. 
Ekonominin dişlilerinin yeniden dönebilmesi için böylesi taze paraya ihtiyaç vardı. Çoğu iş yerleri kepenklerini açtı ama iş yok, alış verişe uzanan yok!
En elzem ihtiyaç maddelerini bile yerli halk tereddüt ederek alıyor! 
Maaşlardan yapılan kesinti, esnafın iş yapamaz hali ekonominin dişlilerinin yeniden dönmesini engelleyen önemli aktör ama asıl önemli aktörler 40 bini aşkın öğrencinin adayı terk etmesi ve de lokomotif sektör turizmin üzerine ölü toprağı serpilmesi.
Covid-19’u dikkate alarak bu aktörleri oyuna nasıl çekebiliriz? 
Ekonomiye asıl can suyu verecek olanlar bunlar. Öğrenciyi ve turisti nasıl adaya döndürebiliriz?
Bunları sağlamaya odaklanmalıyız!
Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu iyi niyet yaklaşımına adada bir hareketlenme yaratarak karşılık vermek zorundayız! “Beş dönüm bostan, yan gel yat Osman” yok artık!
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Oktay’ın “KKTC'yi sürdürülebilir bir ekonomiye kavuşturmak için gereken adımları ciddiyetle ve vakit kaybetmeksizin birlikte atmaya kararlıyız. Türkiye-KKTC İktisadi ve Mali İş birliği Anlaşması salgının ekonomide açtığı yaraların iyileştirilmesine destek verecek şekilde tasarlandı” deyişi KKTC’nin bisikletin pedallarının artık yalnız başımıza döndürülmesinin zamanının geldiğine vurdu yapmaktadır.
Türkiye her zaman yanımızda olacaktır, bu kesin ama bana göre yardımlar yardımdan ötede algılanmamalı, üzerine yaslanıp yatılmamalıdır!