Kıbrıs Türk halkı, “yalnızlığın” ne demek olduğunu çok iyi öğrenmiş olmalıdır.
Kamu yönetiminin esas işlevlerinden biridir ama yalnız olduğunuz zaman suç ve suçlularla mücadele bile edemiyorsunuz. Bu küçücük ada üzerinde defalarca şahit olduk… Bazen takdir edici örnekler yaşadık ama birinin suç saydığını diğeri saymıyorsa veya “bırak başına ne gelirse çeksin” anlayışı ile suça karşı ortak bir mücadele geliştirilememişse suçluların fink attığı bir ada haline geliverirsiniz. Dünkü Rumca gazetelerde Güney Kıbrıs’taki 80 kişilik suç çetesi ile ilgili haber manşetlerde yer aldı. Bütün dünya ile iş birliği yapma olanağına sahip olduğu halde, Türkiye ve KKTC ile tam bir iş birliği yapamaz halde olması Güney Kıbrıs’ta suçla mücadeleyi ne kadar zorlaştırıyor. Polisin yakaladıklarından anlıyoruz ki; KKTC’de suç işleme oranları konusunda kürsüde yerini alabilecek durumdadır.
Ekonomi için de öyledir… Ekonomik soyutlanmışlık, refah artışını da sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturmayı da zorlaştırıyor. İnsanlar gibi ülkeler de en avantajlı oldukları mal veya hizmetleri ürettikleri ve bunların değiş tokuşunu sağladıkları zaman, hem daha verimli hem de daha sürdürülebilir bir ekonomik ortam yaratabiliyorlar. Verimlilik daha çok çalışmayı ve yüksek teknoloji kullanmayı gerektirdiği kadar iş birliğini de zorunlu kılar. Bu iş birliği, en geniş ölçekte yapılabilirse en yüksek verimlilik elde edilmiş olur. İş birliği yapmayı engelleyen ve izolasyonu teşvik eden davranışlar ekonomik geriliğe neden olmaya mahkumdurlar.
Kıbrıs Türk halkı bu tür izolasyonların acısını yaşayarak öğrenmiştir.
İzolasyon o kadar kötüdür ki; bugünkü durumda dünyanın bir numaralı üretici gücü ve en büyük ekonomisi olan Amerika Birleşik Devletleri’nin bile bundan olumsuz olarak etkileneceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Trump, farklı endüstriyel alanlardaki işletmelerini gümrük duvarlarını yükselterek korumayı seçti. Bunların başında demir-çelik geliyor. Bu ürünler, otomobilden dayanıklı tüketim ürünlerine kadar pek çok ürünün maliyetini ve kalitesini etkiliyor. Rekabete açık olmayan işletmelerin üreteceği demir ve çeliğin zamanla kalitesiz ve pahalı hale geleceğini bilmek için işletmeci veya ekonomist olmaya gerek yoktur. Bu durumda, yükselen gümrük duvarları, doğrudan ABD ekonomisinin gerilemesini hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Bütün bunlardan çıkarılacak ders, yalnızlaşmak yerine farklı ülkeler veya işletmeler veya topluluklarla iş birliğini derinleştirecek siyasi ve ekonomik ortamları yaratmaya çalışanların, gerçekte kendi yakın çevrelerine veya halklarına da en büyük hizmeti vermekte olduklarıdır.
Anlayan, anlamıştır sanırım!
İş birliği; gelişmenin ve istikrarın en önemli aracıdır. İş birliği yapmayı kolaylaştıracak politik tutumlar, halka hizmetin esası olmalıdır.