Basın haberlerine göre büyük av sezonu için 45 bin güneyde, 35 bin de kuzeyde olmak üzere 80 bin kişi av ruhsatı aldı. Bu durumda doğada yaşayan en az 100 bin dolayında kuşun katledileceği anlaşılmaktadır.
Küresel iklim bozulması ve doğasal çevre duyarlılığının artması nedeniyle, avcılığa karşı çıkanlar, her geçen gün artmaktadır. Sosyal medyada vatandaşların yaptığı yorumlar bu gerçeği açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Kişisel inançlarım ve doğasal çevre anlayışım nedeniyle, avcılığa sıcak bakmayanların tarafındayım. Özellikle modern ateşli silahlarla yabanıl canlıların avlanmasının; adil ve doğru olmadığı, doğal dengeyi bozduğu görüşündeyim. Ayrıca, zevk ve eğlenme amacı ile, korumasız ve suçsuz herhangi bir canlının yok edilmesinin insancıl bir eylem olmadığı inancındayım.
Kutsal Kitabımızda da, ihtiyaç için herhangi bir canlının avlanmasının helal, zevk için öldürülmesinin günah olduğu belirtiliyor.
Uygar ülkelerde doğal yaşam alanları içinde yaban hayvan ve kuşlarının, herhangi bir gerekçe ile öldürülmesine izin verilmez.
Ayrıca kurak ülkelerde, yangın riski nedeniyle avlanmak için ormanlarda girilmesi yasaktır.
Ülkemizin artan nüfusuna paralel olarak yerleşim alanları, kırsal bölgelere yayıldığı için, avlanabilecek alanlar azaldı. Bunun yanında özel kişilere ait arazilerde, mal sahiplerinin izni alınmadan avlanmak, yasal olarak özel mülkiyete saldırı demektir.
Meskun bölgelerde avlanmak ise can ve mal kayıplarına sebep olabileceği için, hem tehlikeli, hem de yasaktır.
Ülkemizde zaten oldukça azalan kuşların, doğal yaşam alanlarında katledilmesi, doğal dengenin bozulmasına, böceklerin artması sonucu bitki korumada daha fazla pestisit kullanılmasına ve para harcanmasına, insanlara zarar verecek bir çok olumsuzlukların ortaya çıkmasına sebep olur. Özetle ormanlarımız ve doğal alanlarımız çok kısıtlı olduğu için, ülkemizde avcılık için uygun değildir.
Öte yandan da, dünyanın tüm ülkelerinde olduğu gibi KKTC’de de avcılık yapmak isteyen kişiler vardır.
Dünyada avcılıktan hoşlanan çok sayıda insan bulunması; av merakı ve arzusunun içgüdüsel veya genotip (taşıdığımız genlerden dolayı) olabileceğini akla getiriyor.
Ülkemizde de avcılık, isteyen vatandaşlarımızın yasal olarak yapabileceği bir eylemdir. Ayrıca herkesin günahı kendi boynuna.
Yalnız sürdürülebilir avcılık için, bazı konulara duyarlılık gösterilmesi gerekir.
Örneğin her yerde ve her zaman tüm yabanıl canlıların avlanması, doğal dengenin bozulması yanında, ülkede hiç av kalmamasına da sebep olacağından, avcıların da zararınadır.
Çağdaş ülkelerde, doğal yaşam alanlarında avlanmaya izin verilmez. Böylece, avlanmaya kapalı bölgelerde üreyip çoğalan yabanıl kuş ve hayvanların, buradan ülkenin başka bölgelerine de yayılması sağlanır. Bu nedenle, bir çok ülkede, belirli yerlerin avlanmaya kapatılması, herkesten önce avcılar tarafından isteniyor.
Kişisel görüşüme göre av konusunun köklü çözümü için, av çiftliği kurularak avcılığın burada yapılması sağlanmalı.
Bu amaçla devlet avcılar birliğine, uygun miktarda devlet arazisi tahsis etmeli. Bu arazi avcılar Birliği tarafından tellenip tecrit edilmeli, ağaçlandırılmalı, içinde av hayvanları üremesi sağlanmalı ve belirli bir ücret karşılığında, isteyenlere burada avlanma olanağı sağlanmalı.