Sevgili okuyucularım, son 3-5 yıllık sürede ülkemizde “Vergi Afları” konusu gündeme gelmiş ve hala gelmektedir. İşte bu hafta sizlere vergi aflarının kamu maliyesine olan pozitif ve negatif etkilerini açıklamaya çalışacağım.
Gelişmekte olan ülkelerde zaman içerisinde hükümetler, çok değişik sebeplerle af uygulamalarına başvurmaktadırlar. Başarısı belli koşulların varlığına bağlı olan aflar, kısa dönemde hazinenin kaynak ihtiyacını gidermek, özellikle vergi afları açısından vergi idaresinin ve idari yargının iş yükünü azaltmak için gündeme gelmektedir. Ancak bu uygulamalara sıklıkla başvurulması vergi kayıp ve kaçağını artırabilmekte, vergiye uyumu azaltabilmekte, bunlara ilaveten vergi bilinci ve ahlakında erozyonlar yaratabilmektedir. Öte yandan mükelleflerin yeni bir af beklentisi içine girmesi, sayılan sorunları daha da artırabilmektedir. Bu nedenlerle af yanlısı görüşü savunanlar kadar, affın sakıncalarını ortaya koyan af karşıtı görüşleri benimseyenler de söz konusudur. Gerçekte ülkelerde sıklıkla af uygulamalarının var olması, ülkelerin mali yapılarının çok sağlam temellere dayanmadığı hakkında bir göstergedir. Bu durumda dikkat edilmesi gereken husus, af yasasının zorunlu olarak çıkarılması durumunda sadece kısa vadeli hedeflere odaklanılmaması, mevcut sistemi tamir edecek, yükümlülüklerin yerine getirilmesini teşvik edecek, gönüllü uyumu artıracak tedbirlere de yönelik olmasıdır. Bir affın başarı derecesinin artması için mevcut ekonomik, mali, sosyal ve siyasal koşulların iyi değerlendirilerek, yasanın kapsamı, süresi, zamanlaması ve sağlanan bağışıklıkların çok iyi belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca af yasasından sonra ek maliyetler gerektirebilen af sonrası reform çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettirilerek, tekrar af uygulamasına gidilmeyeceği konusundaki kararlı tutumun yükümlülere hissettirilmesi de bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. KKTC’de yapılan afların çoğu idari yargıdaki ihtilaflı dosyaları azaltma ve gelir elde etme amacı gütmekte iken, kriz sonrası borçlarını ödeyemeyen mükellefleri rahatlatmak, krizin zararlı etkilerini giderme amacına da hizmet etmektedir. Genel itibari ile KKTC’deki aflar, var olan vergisel sorunlara kökten bir çözüm getirememekle beraber, kısa vadeli gelir elde etmekten öteye geçemeyen uygulamalar olarak belirmektedir.
Vergi afları vergi kanunlarına aykırı hareket edenlere karşı uygulanan yaptırımların
yasama tarafından genel bir af yasası içinde yada özel bir yasa ile ortadan
kaldırılmasında kullanılan olağanüstü bir araç olarak tanımlanabilir.
Dünya’da bir çok ülke tarafından başvurulan vergi aflarına ekonomik, mali,
sosyal, siyasi ve teknik nedenlerle başvurulmaktadır. Bunlardan mali ve siyasal
nedenler ön plana çıkmaktadır. Hükümetler özellikle acil gelir ihtiyacını karşılamak
ayrıca siyasal bir propaganda aracı olarak sık sık başvurmaktadırlar.
Uygulanan vergi aflarının sosyal ve ekonomik olarak çeşitli etkileri olmaktadır.
KKTC’de bugüne değin yapılan her türlü vergi afflarının sosyal ve ekonomik etkileri çoğunlukla negatiftir. Vergi afları çoğunlukla sorunlara neden olan değil var olan sorunların daha da artmasına neden olan bir araç konumundadır. Şöyle ki özellikle vergi kültürü seviyesinin düşük düzeyde olması nedeniyle gelişmemiş olan vergi bilinci ve ahlakı vergi aflarıyla daha da azalmaktadır. Vergisel aflarla ödeme yapmayanların ödüllendirildiğini gören mükelleflerde vergisel ödevlerini yerine getirmemeye başlamaktadırlar. Bunun yanında ülkemizde vergi yükü adil bir şekilde dağılmamaktadır. Vergisi stopaj yoluyla kesilenler ile dar gelirli mükellefler üzerinde vergi yükü oranları çok fazladır. Sık sık uygulanan vergi afları vergi
kaçakçılığına neden olmakta buda vergi gelirlerinin azalmasına neden olmaktadır.
KKTC’de ödeme gücü aynı olanların aynı vergiyi ödemesi ilkesi tam olarak
uygulanamamaktadır. Vergi afları ise bu durumu daha da ağırlaştırmaktadır. Vergi
aflarıyla ödeme gücü aynı olup ödeme yapmayanlar lehine vergide adalet ve eşitlik
ilkesi bozulmaktadır. Bunun yanında vergi afları kısa dönemde gelirleri arttırırken uzun
dönemde ise dürüst mükellefleri de kaçakçılığa ittiğinden dolayı vergi gelirlerinin
azalmasına neden olmaktadır. Vergi aflarının pozitif etkilerine bakacak olursak, vergi aflarıyla kısa dönemli acil gelir ihtiyacı karşılanabilmektedir. Bunun yanında vergi aflarıyla ekonomik kriz nedeniyle gerçekten zor duruma düşmüş olan firmalar ve bireyler mali yönden
rahatlatılmaktadır.
Vergi aflarının faydasından çok zararının olmasının nedeni, afların vergi sistemini
düzeltmede kullanılacak bir araç değil de mali ve siyasi amaçları gerçekleştirmede
kullanılan bir araç olarak görülmelerinden ileri gelmektedir. Vergi aflarının sosyal ve
ekonomik etkilerinin olumlu olabilmesi için sistemdeki bozuklukları ortadan kaldıracak
bir vergi reformuyla birlikte yapılması büyük önem arz etmektedir.
Ülkemizde her 3-5 senede bir-iki vergi affı yasasının çıkarıldığı düşünülürse, mevcut vergi inceleme oranının düşüklüğü de göz önünde bulundurulursa, sıklıkla başvurulan af uygulamaları mükelleflerin vergi yasalarıyla ilgili ödevlerini yerine getirmesi konusunda isteksiz davranmalarına neden olabilmektedir. Dolayısıyla afların başarıları konusunda tartışmalar olmakla beraber, bilinen bir gerçek af uygulamalarının dürüst mükellefler için ceza, diğerleri için ise bir ödül mekanizması olarak görülebileceğidir.
Geçen hafta, kamuoyunu fazlası ile meşgul eden af uygulaması “YASA GÜCÜNDE KARARNAME” ile yürürlüğe girmesinden ötürü muhalefet partilerinin yargıya başvurması sonucunda, Anayasa Mahkemesi Anayasa’ya aykırı olduğu sebepiyle uygulamayı durdurmuştu. Çünkü KKTC Anayasası’nın 112. Madddesine göre “YASA GÜCÜNDE KARARNAME” uygulaması;
• Ekonomik konularda, ivedilik varsa, Bakanlar Kurulu yasa gücünde kararname çıkarabilir. Yasa gücünde kararname, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girer ve aynı gün, gerekçesi ile birlikte Cumhuriyet Meclisine sunulur.
• Cumhuriyet Meclisine sunulan yasa gücünde kararnameler, İçtüzüğün, yasaların görüşülmesi için koyduğu kurallara göre komitelerde ve Genel Kurulda, diğer bütün konulardan önce, öncelik ve ivedilikle görüşülüp karara bağlanır.
• Meclis bu konudaki kararlarını doksan gün içinde verir.
• Bu maddede öngörülen yasa gücünde kararnameler ile, yeni mali yükümlülükler getirilemez, kişisel ve siyasal hak ve özgürlükler kısıtlanamaz.