banner564

Vatikan: Nüfusunun çoğu gey olan yer

Katolik kilisesinin başkenti olan Vatikan bir homoseksüellik yuvasıdır.
Bu şaşırtıcı iddiayı geçen gün adaya uçarken okuduğum, Frédéric Martel adlı Fransız gazetecinin kitabını eleştiren bir yazıdan öğrendim.
 Martel’e göre Vatikan’da yaşayanların neredeyse hepsi gey’dir. 
Vatikan İtalya’nın başkenti olan Roma’nın göbeğinde, yönetim düzeni mutlak monarşi olan bağımsız bir şehir devletidir. Yarım kilometre karelik bir alana ve 900’den az bir nüfusa sahip olan belde, dünyanın en küçük devletidir. Kralı Papa’dır.
 Martel’in anlatımında bu krallık bir “cinsel keyif ve entrika” yuvasıdır: 
 “Vatikan dünyadaki en büyük gey topluluklarından birine sahiptir; San Francisco’nun Castro bölgesinde bile bu kadar çok gey var mı, emin değilim.”
 Katolik kilisesindeki gizli homoseksüellik Vatikan’a has değil. Martel Meksikalı bir gazeteci ile yaptığı şu konuşmayı naklediyor.
  “Eğer asgari bir rakam vermemi istiyorsanız Meksika’daki papazların yüzde ellisi gey’dir, diyeceğim. Daha gerçekçi bir tahmin istiyorsanız yüzde 75 demeliyim.”
 Katolik kilisesindeki cinselliğin bir boyutu din adamlarının homoseksüelliği ise diğer boyutu papazların kiliseye devam eden çocukları tacizi, bu tacizlerin titizlikle gizlenmesi ve cezalandırılmamasıdır.
 Başka bir boyutu gizlilik ve şantaj korkusudur. Erkek çocukların Katolik din adamları tarafından tacizi açığa çıkmıyor çünkü tacizciler diğer papazlar ve piskoposlar tarafından korunuyor, diyor Martel. “Bunlar tacizcilere kanat geriyorlar, çünkü bir skandal patlak verirse kendi homoseksüelliklerinin ortaya çıkmasında korkuyorlar.” 
Martel’in kitabında kaynak olarak gösterdiği birçok kişiden biri Napoli’de faaliyet gösteren Francesco Mangiacapra adlı erkek bir fahişedir.
Mangiacapra 2018’de kiliseden gelen müşterilerine dair bir dosya yayımladı. 
“Papazlar en ideal müşterilerimdir,” diye konuştu. “Sadıktırlar ve iyi öderler. Mümkün olsa sadece papazlarla çalışmak isterim. Onlara her zaman öncelik veririm. Bunların iki çeşidi vardır. Pozisyonlarında sarsılmaz ve güçlü olduğuna inananlar… Bunlar kibirli ve cimri olurlar. İkinci gruptakiler rahat değildirler. Sevgi ve okşanma arzusundadırlar… Durmadan sizi öpmek isterler. Çocuk gibidirler.”
Mangiacapra’nın dosyasında, isimleri, fotoğrafları, ses kayıtları ve screenshotları ile birlikte 34 din adamının isimleri vardı.
Martel’in kitabındaki açıklamalar Vatikan’da biraz vakit geçirmiş olan hiç kimse için sır değildir, diyor okuduğum yazıda. Bunların oradaki hayatın bir parçası olduğunu herkes biliyor.
Başlangıcı, ta Hıristiyanlığın ilk günlerine dayanan Papalık kurumuna bağlı 1.329 milyar vaftizli Katolik Hıristiyan vardır. 
Katolik din adamlarında homoseksüelliğin neden bu kadar yaygın olduğu bir muammadır. Popülasyonu silme erkek olduğu için mi kilise homoseksüelleri çekiyor? Yoksa küçüklükten beri kadınsız bir ortamda yaşamak ve dinin getirdiği evlenme ve cinsel ilişki yasağı mı homoseksüelliği körüklüyor?
 
Aslında sorun eşcinsellik değil, bunun gizli olması ve bu gizliliğin getirdiği ahlaki çürümedir. Ve daha da korkuncu papazların erkek çocukları taciz etmeleri, bunun hemen hemen her zaman cezasız kalmasıdır.
 Din sadece peygamberlerin yaşadığı yıllarda saftı. Onlardan sonra, hangi dine ait olursa olsun ibadet yerleri Tanrı’ya giden yolu açan değil tıkayan, birçok insani zaaf taşıyan din görevlileri ile dolu yerler hâline geldi.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Meltem Gökdeniz
Meltem Gökdeniz - 3 yıl Önce

Din devletler açısından kullanışlı bir aygıt olarak mı görülüyor? Din insanları suç işleseler dahi devletler tarafından korunurlar mı? Eşcinsellik doğuştan olsa da psikolojik sorunlar sonucunda da tetiklenebilir mi? Gibi soruları akla getiren enfes bir yazı olmuş.

Ali özdemir
Ali özdemir - 3 yıl Önce

Bastırılmış duygular sapıklığa neden olur

Aydan Özkasap
Aydan Özkasap - 3 yıl Önce

Bizdeki tarikat okullarında ortaya çıkanlar da bu nitelikte galiba.
Sosyolojik, psikolojik olarak incelenmeli. Gerçi konu tabu. Kaç kişi bunu incelemeyi göze alır, inceleyip yayınlanmışsa da bize kadar ulaşır mı? Biz yüzleşebilir miyiz?

faruk ercan
faruk ercan - 3 yıl Önce

Teşekkürler.

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 3 yıl Önce

Dizinizin dibinden ayrılmayan bir okurunuz olarak, bugün, T24’den ayrılığınızın üzerinden bir yıl geçti. Bu sürede gördük ki, biz okurlar icin nerede yazdığınız değil, yazılarınızı okuyor olabilmenin ne kadar önemli olduğunu tecrübe ettik. İyi ki varsınız...

Tamer Karabıyık
Tamer Karabıyık - 3 yıl Önce

Sefalar getirdiniz efendim.

Abdi DURGEL
Abdi DURGEL - 3 yıl Önce

Her şey ihtiyaçtan doğar

Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Olmadı olmadı geçenlerde cinsel doyuma ulaşamamış enerjisini boşalamamış ülkelerde bir halt olmaz bunlar geri kalır diye sallayan klavye şövalyeleri vardı bırakınız adamlar doyuma ulaşıp muasır medeniyetin şanlı tarihini yazsinlar


banner471

banner474