Kıbrıslı Türklerin gündemi maşallah çok yoğun!..
İlk sıralarda, 43 yıldır bitmeyen arazi paylaşımları...
Bedelinin bir gün talep edileceği bilindiği halde eşdeğeri olmadan dağıtılan mülkler...
Bakanlar arası gerilim...
Girne trafiğinin içinden çıkılmaz hali...
Trafik kazalarında ve adli olaylarda patlama...
Etrafımızdaki alevleri görmezden gelerek, kişisel çıkarlara yönelik siyaset anlayışımızı ısrarla sürdürüyoruz...
Türkiye ise sınır bölgelerindeki olaylarla ve son olarak Katar kriziyle meşkul ediliyor...
Ne var ki; Rum tarafının son yıllarda, Anastasiadis ve Çipras’ın başarılı politikaları sayesinde atmakta olduğu adımların, bizleri ciddi sıkıntıların eşiğine getirmekte olduğunu görmezden gelemeyiz...
Yönetim kadromuzun sessizliği ve tepkisizliği elbette üzüntümüzdür...
Ancak; onların dalına asılarak, hayati tehlikeler karşısında uyarma görevimizi ihmal edemeyiz...
Komandoların Trodos’ta ne işi var?
Rum Yönetimi, son iki yılda bizleri masa başında ‘çözüm olacağı’ bahanesiyle oyalarken, iki önemli konuda başarılı adımlar atmaya devam ediyor...
Bir tanesi dev şirketlere ihale vermek suretiyle tek yanlı doğal gaz adımları...
Diğeri, Türkiye’nin yakın komşularıyla askeri anlaşmalar...
Anlaşmaların tümünün ‘üçlü’ yapılması dikkat çekicidir...
Her anlaşmada mutlaka Güney Kıbrıs (Kıbrıs Cumhuriyeti) ve Yunanistan vardır...
İlk adımı İsrail’le attılar...
Güney Kıbrıs-Yunanistan ve İsrail arasında ‘Ortak Savunma Anlaşması’ yapıldı...
Ardından Mısır’la...
Kısa bir süre önce de Ürdün’le...
Sırada Lübnan var...
Rum lideri Anastasiadis, ikinci Cenevre zirvesine hazırlanırken, kendi ifadesine göre ‘Egemenlik alanına giren’ konularda adım atmaktan geri kalmıyor...
İki gün önce Lübnan’a giderek, Devlet Başkanı Michel Aqun ile önemli bir görüşme yaptı...
Üstün ikna kabiliyetiyle, bu ülkeyi de ‘üçlü anlaşmalar’ listesine dahil etme konusunda Aqun’u ikna etti...
Resmi anlaşma yıl sonunda
Yıl sonuna kadar Lefkoşa’da Yunanistan’ın da katılacağı yeni bir ‘Savunma Anlaşması’nın imzalanması konusunda mutabakata varıldı...
Daha önceki uyarılarımızda, bazı dar görüşlü çevreler “Hiçbirşey olmaz... Birşey yapamazlar” değerlendirmesinde bulunuyorlardı...
Onlara en güçlü cevabı Trodos Dağları’ndan verdiler...
İsrail ordusuna bağlı 400 komando ile Rum komandoları halen ortak bir senaryo üzerinde tatbikat yapıyor...
Tatbikatın ana konusu ‘işgal altındaki köylerin’ kurtarılmasıdır...
Bunun ne anlama geldiğini düşünün...
KKTC’yi yönettiği iddiasında olanlar ve Meclis’te yemin verenler de Dikilitaş siyasetine devam etsinler...
Ateş öncesindeki sessizlik konumundayız...
Allah yardımcımız olsun...
Sn.Reşat Akar ülkemizdeki eyyamcı politikalar ile Rum tarafındaki sinsi ve kararlı ve aynı zamanda varlığımızın ortadan kaldırılmasına yönelik düşmanca hazırlıklar bütün hızıyla devam ediyor. Gerçekleri her zaman olduğu gibi yine tüm çıplaklığı ile ortaya koydunuz. Sizi içtenlikle kutluyorum.