banner564

Ütopya

Kısa bir aradan sonra  yeniden merhaba ,
Geçtğimiz hafta nefesler tutuldu  ve herkes 2015’e gireceğimiz 31 Aralık gecesine odaklandı. Avrupa ışıl ışıl rengarenk yeni yıla hazırlanırken bizler de beş yıldızlı otellerin ışıkları ile yetindik. 
İnsanoğlu umut ettiği ve hayal ettiği sürece yaşamına devam eder. Aksi takdirde dünyada yaşam bir o kadar daha zorlaşır. 
Bizler ülke insanı olarak hayal etmeyi ,umut etmeyi çok severiz. 
Hatta 31 Aralık gecesine, yeni yıla okadar çok odaklandık ki; sanki bir günle her şey değişecekmiş gibi. 
Gece yattık, sabah kalktık ve bambaşka bir insan olduk. 
Artık trafikte kurallara uyuyoruz, canımıza değer veriyor, sağlıklı besleniyor, insanlara saygı duyuyoruz.
    Hatta siyasiler bile değişti, yalan yok, yağmalama yok. Herkes vaadettiği sözleri yerine getiriyor. Belediyeler takır takır işliyor. Çöpler toplanıyor. Sular temiz. Herkes işini tam olarak yapıyor. Mesai dolsun, maaş gelsin, mangalı yakalım diye beklemiyoruz. 
Ne güzel olurdu değil mi? Geceden sabaha herşey değişse. Ama ada insanı işte umut ediyor... 
Okumadan, bilmeden, araştırmadan, sorgulamadan, çabalamadan; hepimiz “bilir” kişi oluyoruz. Ne güzel bir dünya!
Herkes her konuyu biliyor. Ama birinci dünya savaşı ne zaman başladı diye sorsak ya da Almanya’nın sınır komşularını? Ne gerek var kardeşim onları bilmeye. Dünya “Kuzey Kıbrıs’tan” ibaret değil mi?
Aslında güzel bir yaklaşım. Çünkü dünyanın ender kabilelerinde kalmış bir yaşam biçimi sürdüren bizler, insan değerinin en düşük olduğu bu ülke, eğitimin; okul kitaplarının ve sınavlarının ötesine çıkamadığı bu düzen, adaletin sorgulanamadığı, hakkın aranamadığı bu yaşam şekliyle gerçekten “kendi dünyamızı” yarattık. 
Bu düzene de okadar çok alıştık ki; yaya geçidi olsa nerden geçeceğmizi bilmeyeceğiz, ya da kaldırım olsa onun üstünde nasıl yürüyeceğiz bilmiyoruz. 
   Çamursuz, kazasız, selsiz bir yaşam olsa hayatımızda heyecan olmayacak mesela.
   “Boşver  vur patlasın çal oynasın, sen mi değiştirecen bu düzeni” demesek Facebook’ta ne paylaşacayız değil mi ? Kendimizi geliştirmeye kalksak, eğitimli, bilinçli insan olsak sonra düzene nasıl ayak uyduracağız ?
   Umudumuz gençler diyoruz. Ama gençlere de bakıyorum, iki seçenek ya yine aynı düzenin içinde KKTC üniversiteleri yada 5.5 IELTS’i tutturan yine aynı KKTC’li arkadaşlarıyla grubunu oluşturup İngltere’de ver elini bir üniversite.  Öğrencilerime farklı bölümler üniversiteler önerdiğimde “Hocam o bölümü okusak da geldiğimizde burada iş bulamayız ki” diye cevap veriyorlar. 
   Haklılar, gelişmeye ilerlemeye ne gerek var, sonra  lise mezunu onlardan daha az çalışarak 3 katı maaş alacak. 
   Umut dolu, heycan dolu, rengarenk bir yıla girdik. 
   Hadi hayırlısı ! 
YORUM EKLE

banner471

banner474