banner564

Utanç verici bir durum

   Avrupa Birliği’nde 28 üye ülke var...
   Bunlardan 2 tanesi Rum-Yunan’dır...
   Yani 28’de 2 tane oyları vardır...
   Buna kaşın Türkiye bu birliğin üyesi değildir...
   Kıbrıslı Türkler de bırakın üyelik haklarından yararlanmayı, ambargo altında tutulmaktadır...
   Brüksel’de önceki gün gerçekleşen ‘liderler zirvesine’ katılamayan Rum lideri Nikos     
Anastasiadis’i kimin temsil ettiğini bilir misiniz?..
   Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras...
    Bu da ‘ikili ittifakı’ açık bir şekilde gözler önüne seriyor...
   AB üyesi ülkeler bu ciddi dengesizliği düzeltmek yerine, ortak bir kararla Türkiye’ye “Kıbrıs’tan çekil” mesajı verdiler...
   Tam anlamıyla utanç verici bir tavır sergilediler...
   Halbuki; uyarılması gereken taraf Rum Yönetimi değil midir?..
  
Adanın tek sahibi değiller
   Bir yandan Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili müzakereler sürdürülürken, diğer yandan sen tek taraflı doğalgaz araştırması yapıyorsun...
   Kıbrıslı Türklerin ada üzerinde ortak olduğunu dikkate almadan birçok yabancı ülke ile ‘stratejik işbirliği’ anlaşması imzalıyorsun...
   Ve Türkiye; Kıbrıslı Türklerin garantör ülkesi olarak kendi yasal haklarını kullanmaya kalktığı zaman ona “geri çekil” diyeceksin...
   Tekrar ediyorum, tam anlamıyla utanç verici bir durum...
   Avupa Birliği’nin temel ilkeleriyle bağdaşmayan, Kıbrıslı Türklerin hak ve menfaatlerini görmezden gelen, ayrıca Rumların uzlaşmazlığını körükleyen bir tavır...
Böyle mi olmalıydı
   Üzücü olan şu ki; AB liderler zirvesinde alınan bu karar sonrasında gerek Ankara, gerekse Kuzey Lefkoşa gerekli sert tepkiyi göstermedi...
   Halbuki; böylesi bir karara en sert tepkinin gösterilmesi gerekiyor...
   Bizler; hiçbir zaman gerginlikten yana olmadık...
   Ve olmayacağız da...
   Ancak bizleri bu kadar görmezden gelmelerine ve darbeleme girişiminde bulunmalarına izin vermemeliyiz...
   Başımızı kuma soktuğumuz sürece; onurumuzu zedeleyici daha birçok karar alabileceklerini de unutmamalıyız...
  
Bize de saygı gösterin
   Annan Planı’nın referanduma sunulması öncesinde “hayır” diyen tarafın cezalandırılacağını, “evet” diyenin de ödüllendirileceğini söyleyen Avupa Birliği değil miydi?..
   Peki “hayır” diyen cezalandırıldı mı?..
   Tam tersi tek yanlı tam üye yapılarak ödüllendirildi...
   “Evet” diyen tarafa yönelik ambargolar ise devam etti...
   AB’nin bu ‘tek yanlı’ tavrına yeterince tepki koyamadık...
   Bunun ‘insanlık için’ bir ayıp olduğunu ve AB’nin güvenirliğini sarstığını yüzlerine haykıramadık...
   Yumuşak tavırlarla, yapılan haksızlıkları kabullenir olduk...
   Artık başımızı kumdan kaldırma ve sesimizi yükseltme zamanıdır...
   İkide bir Türkiye’ye saldıran ve Türkiye’yi cezalandımak isteyenlerin yanında olmadığımızı, kendi haklarımızı alıncaya kadar mücadele edeceğimizi haykırmalıyız...
   “Dur bakalım Avrupa, Kıbrıs’ta iki ayrı toplumun yaşadığı 2004 referandumu ile garanti altına alınmış ve BM kayıtlarına da geçmiştir... Şimdi bu iki topluma da eşit davranma zamanı gelmiştir” demeliyiz...
   Çözümsüzlüğün devamı, sadece Kıbrıs’ta yaşayanların sorunu değildir...
   Arupa Birliği ilkelerine aykırıdır...
   Avrupa için büyük bir başarısızlıktır...
    Öyleyse; bırakalım, biraz da onlar peşimizde koşsun...
    Kuzey Lefkoşa ve Ankara bu konuda ortak bir strateji belirlemeli ve ortak yeni adımlar atmalıdır...
   Adil ve kalıcı bir çözüme karşı değiliz...
    Gerilim istemiyoruz...
   Ama onurumuzla oynanmasına da izin vermemeliyiz...
YORUM EKLE

banner608

banner474